31💦Sen Benim Sevgilimsin Çınar

5K 296 61
                                    

saka mı yoksa 30k mı olduk
hayırlı olsun diyip smut bırakıyorum
delirdiniz mi tabiki çocukları olucaaak

31| Sen Benim Sevgilimsin Çınar

2 yıl sonra
Çınar 20, Pamir 26

Dizüstü bilgisayarımın ekranını kapatıp yanıma bıraktım. Koltuğun kenarında duran battaniyeyi üzerime çekip kucağıma atlayan Bitter'in başını sevmeye başladım.

Çınar okula başladığından beri zaman benim için geçmez hale gelmişti.

Onun evdeki varlığına öyle çok alışmıştım ki, şimdi yapayalnız hissediyordum.

Ki ben Çınar hayatıma girmeden önce yalnızlığa aşık bir adamdım.

Gelin görün ki Çınar geçen yıl çok çalışmış ve istediği üniversiteyi kazanmıştı. Dersleri yoğun olmasa da her gün okula gitmek zorundaydı. Bu da her gün en azından birkaç saat evde yalnız kaldığım anlamına geliyordu. İşkence gibiydi.

Telefonumun ekranını açıp saate baktığım an çalan kapının sesini duyup hemen ayağa kalktım. Aslında Çınar'ın anahtarı vardı ama ilk zamanlar gıcıklığına zile basmasıyla ikimizde bu duruma alışmış, gerek olmadıkça anahtar kullanmayı kesmiştik.

Kapıyı açmamla Çınar'ın üzerime atlaması bir oldu. Gülerek bağırdı. "Sınavım çok iyi geçti Pamiiiir!"

Belinden sıkıca kavrayıp iyice kucağıma çektim. O bacaklarını belime sararken, iki elimle düşmemesi için sıkı sıkı tuttum küçük bedenini. Açık kalan kapıyı ayağımla ittirip kapattıktan sonra Çınar'ın yanağını öptüm. "Aferin güzelime."

Kıkırdayarak başını omzuma yasladı. "Herkes Vildan hocanın çok zor sorduğunu hep sınıfta bıraktığını söylüyordu. Öyle tırsmıştım ki sınavdan önce. Ama sonra çok güzel geçti, hiç zorlanmadım sorularda."

Koltuğa oturup kucağımdaki çocuğun üzerine bahtaniyeyi örttüm. Ellerim belinde sabit dururken Çınar sürekli gülerek bir şeyler anlatıyordu.

"Sonra işte durakta bekliyordum, ama baya çok bekledim. Otobüs aşırı geç kaldı. Hatta durak çok kalabalıktı bir otobüse bile sığmazdık yani. Sonra ben yürümeye karar verdim tam o sırada Yahya geçiyormuş önümden beni görünce durdu."

Kaşlarımı çatıp "Bu Yahya görüşmeni istemediğim Yahya mı Çınar?" dedim.

Gözlerini kaçırıp "Evet o ama şu an o kısım önemli değil." dedi. "Eve bırakmayı teklif etti, bende zaten üşümüştüm otobüs beklerken hayır diyemedim."

Sinirle nefes verdim. Birkaç haftadır Çınar'ı okula götürüp, getirmek için araba kullanmaya çalışıyordum. Aslında Çınar'ın bundan haberi yoktu. Kendime güvenmediğim için erkenden söylemek istememiştim. Muş'ta yaşıyorken Mustafa baba bana zaten öğretmişti, ehliyetim de vardı. Hatta Ali'nin sitesinin garajında duran bir arabam da. Ama Şeref'ten sonra bir daha araba kullanamamıştım. Paslanmadığımı biliyordum ama yarım saat bile dışarıda duramıyorken araba kullanmak, arabanın içinde en değerlim varken araba kullanmak beni ürkütüyordu.

Ama galiba zamanı gelmişti, yarından itibaren Çınar'la kendim ilgilenmeliydim.

"O çocuğun sana asıldığını daha kaç defa söylemem lazım yavrum?"

Ellerini yanaklarıma yerleştirip "Ya asılsa ben hissederim, hiç hissetmiyorum ki." dedi.

Ellerinin üzerine kendi ellerimi kapattım. "Yine de samimi olmanıza gerek yok ama dimi?"

Dudaklarını büzüp başını sallayarak onayladı. "Sende Müge denen kadından uzak durursan olur."

Yine başa dönmüştük. Müge bizim şirkette stajyer bir asistandı. 2 Yıl önce şirkete gittiğimde İsmail Bey benden artık evden çalışamayacağımı söyleyerek bir karar vermemi istemişti. Ya işsiz kalacaktım, ya da şirkette kendi ofisimde çalışacaktım. Karar vermek elbette zor olmuştu, bu işi kaybetmek istemiyordum ama zorla da korkularımı yenemezdim. Bu yüzden Çınar bana yardım etmişti. Benimle beraber ofise gelip, beni Ali'ye emanet ettikten sonra yakınlarda bir kütüphaneye gidip ders çalışıyordu mesai bitimime kadar. Sonra da beraber eve yürüyorduk. Bir yılımız böyle geçmişti ve Çınar sayesinde dışarıda yürümek acı vermez hale gelmişti. Tabi ufak pürüzler olmuştu. Çınar birkaç defa beni Müge'yle sohbet ederken görmüştü ve kıskanacağı tutmuştu. Müge'nin benden hoşlandığını uzak durmamı istediğini söylemişti. Kızla her ne kadar samimi olmasam da iş gereği arada konuşmam gerekiyordu, tabi Çınar bu duruma anlayış göstermemişti.

"Bebeğim zaten konuşmuyorum bile kızla, üstelik ben eşcinselim konuşsam ne konuşmasam ne, neden takıldın bu kıza bu kadar?"

Kollarını göğsünde birleştirip "Takılırım işte. Sen eşcinsel olabilirsin ama o değil." diyerek somurttu.

"Çınar farkındaysan Yahya biseksüel ve senin eşcinsel olduğunun farkında."

"Hiç de bile." dedi ve kucağımdan kalkmak için hamle yaptı.

Kolundan tutup geri çektim ve belini kavrayıp koltuğa yatırdım. Üzerine eğilip dudaklarına fısıldadım. "Sen benim sevgilimsin Çınar, başkasının seni istemesine katlanamıyorum."

Dudaklarını yalayıp "Ben katlanabiliyorum mu sanıyorsun?" diye fısıldadı dudaklarıma doğru.

Dayanamayıp dudaklarımızı birleştirdim. Dirseğimi koltuğa yaslayıp parmaklarımı saçlarında gezdirmeye başladım. Üst dudağı, dudaklarımın arasında ezilirken fark etmeden küçük bir inleme çıkardı. Özlediğim sesi duyunca dudaklarından aşağıya kaydım. Çenesine birkaç öpücük bırakıp boynuna indim. İnce beyaz deride dişlerimin izini bırakıp geri çekildim.

Nefes nefese kalan bedene baktım. Gözleri her şeyi açık ediyordu. Gülümseyerek kazağını çıkarttım. Bembeyaz teni karşımda parıldarken kendimi tutamıyordum. Köprücük kemiğinden başlayıp her yerine küçük öpücükler kondurdum. Bir yandan pantolonunun fermuarını açıp bacaklarından çıkarmıştım. Göğsüne inip pembe tepeciğe dilimi sürttüm. Çınar anında saçlarımı kavrayıp "Pamir.." diye mırıldanmıştı.

Dilimi sürttüğüm yere hafifçe dişlerimi geçirmemle küçük bir çığlık atmıştı. Dilimi tenine sürterek göbek deliğine kadar geldim. Karnına öpücük bırakıp kasıklarına indim. Başımı kaldırıp aşağıdan Çınar'a baktım. Nefes nefese kalmış istekle bana bakıyordu. Doğrulup zayıf bedenini kucağıma aldım. Hızla odamıza gidip yatağa bıraktım. Üzerimdeki kazağı çıkartıp bakmadan bir yere fırlattım. Çekmeceden prezervatif ve kayganlaştırıcıyı alıp yatağa çıktım. Elime bolca kayganlaştırıcı sıkıp Çınar'ın yanına uzandım. Dudaklarını esir aldığım sırada yavaşça bacaklarının arasından kalçasına eriştim.

Elimdeki sıvıyı oraya döküp orta parmağımla küçük deliğinin etrafına yaydırdım. Yavaşça parmağımı içeri ittiğim sırada Çınar boşta kalan eliyle kolumu kavrayıp sıktı. Öpüşmeyi kesmeden parmağımı içeride oynattım. Çıkartıp yüzük parmağımla beraber soktuğumda Çınar tırnaklarını koluma geçirmişti, ama ikimizde birbirimizden ayrılmamıştık.

Birkaç dakika parmaklarımla git-gel yaparak deliğinin genişlemesini sağladım.

Dudaklarından ayrılıp altımdaki pantolon ve boxerdan kurtuldum. Çınar'ın üzerine eğilip prezervatifi aldım. Paketi açarken gözlerimi denizlerinden ayırmadım.

"Çok yavaşsın..." diye mırıldandı "...biraz daha hızlı olsana."

.

begüm mal mısın smut niye yarım

artık smut yazarken keyif almıyorum be baba

Panacea | bxb | mpregHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin