~Distance Love ~ ୧Stony୨

4.

Arkamdan bana sarılan iki büyük kaslı kollar sayesindemi, yoksa ilacın etkisi geçtiği içinmi uyandım bilmiyorum. Gözlerimi açtığımda yatağımda olduğumu gördüm, arkamda ise bana sarılan koca bir beden vardı. Kalkıp doğrulmaya çalıştığımda ise daha fazla yapıştı.

"Hey, ben yastık değilim, sıkmayı bırak!"

"Yastık olmadığını biliyorum Tony, sadece seninle hiç beraber uyumamıştık, keyfini çıkarayım dedim, çok güzel kokuyorsun."

Evet bu çok güzel bi iltifattı, ama bu sefer cidden gardımı indirmiyeceğim.

"Birlikte akşam yemeği hazırlayalımmı? "

Yada indireceğim.

"Jarvis saat kaç?"

Robotik ses hemen cevap verdi.
"18:17 Bay Stark"

Hemen doğrulup kocaman olmuş gözlerle masum görünen, ama hiçte öyle olmayan adama baktım. O ise bana öyle derin bakıyordu ki, ne diyeceğimi unuttum bir an.

"Ben kaç saattir uyuyorum Steve!? "

Steve yine aynı masumlukla cevap verdi.

"Yaklaşık sekiz saattir. "

"Biz o sekiz saate neler sığdırırdık biliyor musun, ama sayende hiçbir şey yapamadan uyudum."

Off layıp gözlerimi ondan kaçırdım, sonuçta haftada bir buluşuyorduk ve ben bu bir günü uyuyarak geçirdim. Steve'de doğrulup gözlerimin içine baktı ve konuştu.

"Ben şahsen halimden memnundum, sekiz saat boyunca manzaram çok güzeldi. "

Kalkdı ve benide elimden tutup nazikçe sürüklemeye başladı, sürüklemenin naziğimi olur demeyin oluyomuş işte. Mutfağa girdi ve bende peşindeydim tabii. Birden beni kucağına alıp mutfak tezgahına oturttu.

"Tamam, özür için ikimize akşam yemeği hazırlıyacağım, kabul mü? "

Yüzüne bakıp kafamı salladım, oda sırıttı.

"Ne yemek istersin? "

Omuz silktim.Ona karışmıyacağım, bu onun için ceza olurmu bilmem ama benim içim bir ödül, Steve'le çıkıyorum diye diyorum mükemmel yemek yapar. Hatda ekiple birlikteyken yemekleri çoğunlukla o yapar, ben ise bi kahve yaparım, fincanı yersiniz. Yemek konusundada iyiyimdir ya zaten herşeyde mükemmelim.

Yemek yaparken onu izlemek çok keyifli, aslında 'o' olduğu için izlemek keyifli. Sanırım biftek yapıyor, favori yemeklerimden. Yemek yaparken odaklansada arada bir bana bakıyor, küçük öpücükler sunuyor.Ben ise gözümü ayırmadan onu izliyordum.

Popom uyuşmaya başlayınca kalktım, dolabı açıp bir su bardağı aldım.

"Ah Tony sofrayımı hazırlıyacaksın? Aslında fena olmaz. "

"Yoo su içicektim."
Suyumu alıp salona gittim ve koltuğa oturdum. Steve mutfakdan seslendi.

"Teşekkür ederim Tony, cidden çok yardımcı oluyorsun!"

"Rica ederim! "

~~~

"Tony sofra hazır! "

Kalkıp yanına gittim ve yanağına bi öpücük bıraktım.

"Çok güzel kokuyor Stevie. "

Oda belimden tutup beni oturttu, ve karşıma geçip oturdu. Eti kestim, tam sevdiğim gibi çok pişmiş.

"Eline sağlık,çok güzel olmuş. "

"Afiyet olsun tatlım."

Durup yüzüne bakıp sırıttım, oda bana bakıp güldü. Tatlım diyen dilini yerim.

~~~

Akşam yemeğini yedikten sonra birlikde televizyon izledik, aslında daha çok o beni izledi. Steve kanepede uzanıyordu bende kucağında ona dönük bir şekilde uzanıyodum. Ve günün can alıcı kısmı yaklaşıyor, veda.

"Tony saat onbirde uçağım var. "

"Off ne olur bir gün daha kalsan, zaten uçakla kaç saatte geliyorsun, bir gün kalıp gidiyorsun. Ben geleyim diyeceğim de, son sefer geldiğimde kovmaktan beter ettin."

"Tony zırhınla üssün içine daldın, kalkanı fırlatmam gayet normal.Hem Nat'ın gelmesine az kaldı, artık o çeker çeneni. "

"O kalkan göğsümü moralt- ne? sen bana çene çalıyor demeye mi çalıştın, yani öyle düşünüyorsan yatak odası şurda. "

"Tony bunun için senden defalarca kez özür diledim,ve yine özür dilerim. Ayrıca çenen düşük olsa bile seni seviyorum. "

"Ah tamam affettim, ve birdahaki gelişinde bana Sokovia'dan Türk lokumu getir, orda nerden bulacağın beni ilgilendirmez."

"Peki sen ne diyorsan o, ama şimdi cidden gitmem gerek yoksa geç kalacağım. "

"İyi hadi seni geçiriyim, havaalanına seninle gelmemi ister misin?"

"Hayır, varınca mesaj atarım. "

Asansöre bindiğimizde birinci kata bastım ona dönüp "Son öpücük?" dedim, başını salladığında sırıtdım,yaklaşıp boynuna kolumu sardım oda elini belime sardı ve 'öpücük' başladı.

Tam on ikinci kata dördüncü kez basıcaktımki asansör açıldı ve bir çift göz bize şaşkınca bakıyordu. Steve ayrılıp öksürdü ve gömleğinin düğmelerini ilikledi ah be bu kez yetişemedim.

Dışarıda bekleyan Happy'i baktım ve git işareti yaptım o ise başını olumsuz anlamda sallamakla yetindi.

"Tony el kol haraketi yapmayı bırak, hadi gel buraya. "

Ona sarıldım ve boynunu öpdüm.

"Görüşürüz."

"Görüşürüz sevgilim. "

Aklınız karışmasın 'sevgilim' diyen Steve, biraz eğlence katıyım diyorum ama kızılımı bekliyorum.