-22-

859 77 68
                                    

22. Bölüm;
"KELEBEK HİSLER"

Keyifli okumalar diliyorum. ♥️

&

"Nereye gideceksin?" Diye sordu Tanya Taner'e. 24 saat geçmiş, Taner bütün gününü kızıyla geçirmiş, yemek yemiş, oyunlar oynamıştı. Şimdi hava kararmış, küçük kızı uyumuştu ama Taner hâlâ Tanya'nın evindeydi.

Tanya'nın evi...

"Bilmiyorum. Bulurum ben bir yer, sıkıntı yapma sen." Dedi Taner, karısının içi rahat olsun diye. Biliyordu çünkü Tanya ondan ayrılmış olsa da hâlâ onu düşünüyordu.

"Nereden bulacaksın?" Kollarını göğsünde birleştirip ona çatık kaşlarla bakan kadın ne kadar güzel olduğunun farkında mıydı acaba? Olmalıydı. Farkında olmalıydı çünkü bu dünyada ondan daha güzel hiçbir şey yoktu.

"Bulurum... Eski arkadaşlara giderim, olmadı sokakta kalırım ama buradan gitmem Tanya. Seni ve kızımı almadan hiçbir yere gitmem."

"Eski arkadaş dediğin kimse yok artık burada. Hepsi başka yerde." Kollarını indirip adama doğru bir adım attı. "Ayrıca kızım ve ben hiçbir yere gitmiyoruz."

"Gitmeyiz bir tanem. İstediğin yerde kalırız. Yeter ki olduğum ve olacağım yerde olun."

"Kızım ve ben dedim," dedi Tanya, daha açıklayıcı olmak amacıyla.

"Kızın mı? Tek başına yaptın sanırım."

"Her şey yapmakla olsaydı, sokaktaki köpekler de yavru yapmakla sınırlı kalmazdı." Diyen kadın, bu cümle ağzından çıkar çıkmaz pişman oldu.

Taner'i yıllardır tanıyordu. Her huyunu, bakışını, duygularını adı gibi biliyordu ama onu tanıdığı günden beri onda görmediği bir şeyi gördü bakışlarında. Hayal kırıklığını...

Tıpkı ondan ayrıldığı gün Taner'e baktığı gibi bakıyordu adam.

Yorulmuş gibi.

Kırılmış gibi.

Parçalanmış gibi.

Dokunsan, ağlayacakmış gibi...

"Beni seni sevmemekle suçladın," dedi Taner boğazını temizleyerek. Ağlayacak mıydı? Ağlamamak için çok zor duruyordu. "Sana olan aşkımı sorguladın. Adamlığımı sorguladın. Yerimi yurdumu sorguladın ama hiçbiri babalığımı sorguladığın kadar ağrıma gitmedi..."

Tanya dolan gözlerini kırpıştırarak başını eğdi. Taner'e vursa, bağırsa, küfretse sesi çıkmazdı ama babalığına laf söylemesi adamı yaralamıştı. Çok yaralamıştı.

Tanya bilmese de Taner'i yaralayan şey babalığına laf söylemesi değildi, sonuna kadar haklı oluşuydu.

İçinden bir ses sana yaptıklarını düşün, iyi oldu diyorken diğer ses, bu adam kızın omuzlarında taşıdı diyordu.

Hatalar yapmıştı. Kızını uzunca bir zaman kendisinden mahrum bırakmıştı belki. Ama hiçbir zaman elini onun üzerinden çekmemişti.

"Babalığını sorgulamak değildi amacım... İçimde dinmeyen bir öfke var, her ne kadar aksini söylesem de sana kızgınım... canını nasıl yaksam diye düşünüyorum ama amacım en iyi olduğun konuda üzerine leke sürmek değildi."

"Sorun değil," dedi Taner karısının içini dökmesine bile sevinemiyorken. "Hak ettim. Söyleyeceğin, yapacağın, çektireceğin her şeyi dibine kadar hak ettim. Şimdi beni kalbimden vursan, sadece içinde sen olduğun için kızarım sana. Şimdi beni kafamdan vursan, içinde sadece kızım olduğu için kızarım sana..."

MİMOZA ÇİÇEĞİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin