35

37 6 18
                                    

_-_-_-_-_-_

Seokjin'den

"Ne gereksiz işlerle uğraşıyorsunuz"

"Of aman be Hoseok böyle devam edemeyiz hem telefonlarımız bile yok"

"Harbi sizin ailenize noldu lan?"

"Bilmiyorum herhalde nasıl olsa artık gittiler bir daha gelmezlerse gelmesinler diyerek bıraktılar bizi"

"Sırf evden kaçın diye mi Namjoon'u odasından çıkmama yasağı koydular, seni neredeyse Almanya'ya gönderiyordu Seokjin biz seni kaçırmasak arkandan su dökerdik artık"

"Ben alt komşunun telefonundan size yazamasam ruhunuz duymazdı Hoseok"

"Telefonlarınızı ne yaptılar acaba?"

"Yediler"

"Afiyet olsun ailelerinize o zaman Seokjin ne diyeyim"

"Evet evet"

Hastaneden 4 saat önce dönmüştük ve Namjoon'la işe gidecektik. Aslında kaçta gideceğimizi bilmiyorduk o yüzden şimdi gitmeye karar vermiştik. Ben Namjoon'un üstünü değiştirmesini beklerken Hoseok işe gitmemizin saçma olduğundan bahsetmişti ama bizimde paraya ihtiyacımız vardı ve sürekli arkadaşlarımızın evinde kalamazdık. Bunun içinde bir çözüm bulacaktık yani umarım.

"Seokjin hadi çıkalım"

"Geldiim"

"Hala gitmenizi saçma buluyorum"

"Sanane ya"

Hoseok'u salonda bırakıp kapının önünde beni bekleyen sevgilimin yanına gittim.

"Çıkalım mı?"

"Çıkalım"

"Hala çok saçma bence gitmeyin"

"Ya sanane Hoseok? Boşver Namjoon gidelim biz"

"Gidelim Seokjin'im"

Bir an dünya dönmeyi bıraktı gibi oldu yani olurdu Hoseok'un sesi olmasaydı.

"Ne ihtiyacınız var böyle şeylerle uğraşıyorsunuz?"

Bu sefer onu umursamadan ayakkabılarımı giyip çıktım, arkamdan Namjoon çıktı. Ben Hoseok'u çok önemsemeden merdivenlerden inmeye başladım ama Namjoon'un sesini duydum

"Görüşürüz Hoseok, Seokjin beni bekle"

Adımlarımı yavaşlatıp arkama döndüm. Namjoon yanıma gelince elimi tuttu ve birlikte apartmandan çıkıp çalışacağımız yere yürümeye başladık.

_-_-_-_-_-_

"Belkide bu kadar erken gelmemeliydik Namjoon."

Erken gelmiştik, bize belli bir saat söylememişlerdi bizde sormamıştık zaten. Gelicez demiştik ama keşke saatte sorsaymışız. Işte böyle erken gelirdik. Saat 8.30'tu. Bizde kafeyi gördüğümüz bir banka oturmuş sessizce bekliyorduk. Tabi ben bu sessizliğe dayanabilir mıydım? Asla.

"Olsun sevgilim ne güzel erken gelmişiz. Geçte gelebilirdik."

"Sıkıldım ben."

"Getir elini." Elimi uzatmıştım, oda elimi tutmuştu. Dudaklarında hafif bir tebessüm belirmişti bu hareketiyle. Sonra tekrar konuştu

"Yanağını öpebilir miyim?"

"Elbette öpebilirsin Namjoon soruyor musun birde?" Hemen ardından dudaklarını yanağımda hissedince daha çok gülümsemiştim, aslında çok utanmıştım. Ona ilk açılan bendim, sevgilim olmasını isteyen bendim ama utanmak istemesemde kendime engel olamıyordum. Utandığımı daha çok belli etmek istemediğim için konuyu değiştirmeye karar verdim.

Kur'an kursu/bangtanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin