KÜÇÜK GEYİK.

4 1 0
                                    

           Anılar... insanın var oluşunu yüzüne vuran tek gerçek. Hiç yokken bir anda aklının karanlık köşesinden fırlayıp kendini hatırlatan anılar.
      
      Hissettiğim şeyler bir anı kadar eski fakat öfkem tazeydi.
    
Birazdan olacakları düşündükçe öfkem hırçınlaşıyor ve bu bana inanılmaz mutluluk veriyordu. Sessiz ve sakin adımlarla sokaktan sola döndüm.

      Beyaz büyük villaya gözlerimi dikmiştim. Burası bir şatodan farksız bir kale kadar da güvenlikli bir yerdi. Gözüm evin önündeki korumaları ilişti.

  Adımlarımı durdurup gözlerimi kıstım. Bu istemsizce yaptığım bir hareketti. Aklımdaki planı devreye koyma zamanıydı.

"Başlıyorum, sıkı tutun." Dedim şeytansı bir ses tonuyla. Kulağımdaki casus mikrofonu narin bir hareketle tutup üstündeki tuşa bastım.

Artık beni duyamazdı.

 Arkamı dönüp sokaktan geri çıktım. Peruğumu iyice düzelttim, artık planı devreye sokmanın tam zamanıydı.

Kolumu kaldırıp ekranda yazan saate baktım.

11:45...

15 dakikam vardı. Sokağın kenarında duran arabaya doğru yürüdüm. Arabanın yanına geldiğimde sol arka tekerleğe eğilip dar kazağımın altındaki bıçağımı çıkarıp tekerleğe sapladım.

İçindeki hava boşalırken bıçağı göğsümün arasına atarak doğruldum. Arabanın anahtarını çıkarttım ve kumandasına basıp aracı çalıştırdım.

Mini dar eteğimi iyice yukarı çekiştirdim böylece dikkatlerini daha çok alabilecektim. Arabaya binip sakince çalıştırdım. Çıktığım  sokağa geri dönünce artık bu iş bitmişti.

Yavaşça villanın önüne doğru sürdüm.

Kapıdaki 5 koruma aynı anda bana doğru bakmaya başladığında yüzüme masum ve tedirgin bir ifade yerleştirdim.

Kimse benden iyi rol yapamazdı...

Tam önlerinde durup camımı aşağıya doğru indirdim..

"Şey afedersiniz, bir şey rica edebilir miyim?" Dedim en tatlı ses tonumla.

Aynı anda korumalar birbirine bakınmaya başladı. Aralarından uzun boylu olan adam,
"Buyrun bayan. Gecenin bu saatinde?" Dediğini işitince yüksek bir kıkırtı attım.

Bayan...

Elimle kapının kulbunu tutup çektim ve kapının açılmasına sağladıktan sonra yavaşça kendimi dışarı attım.

Elimi siyah peruğuma atıp biraz karıştırdım ve kapıya yaslandım.

"Aracımda bir sorun varda Bende tam anlamam böyle şeylerden. Acaba bir bakabilir misiniz?" Dedim en sevimli halimle.

Uzun boylu adam sinsi sinsi sırıtıp bana doğru yürürken gözüm arkadaki korumalara kaydı. Onlar kuşku dolu gözlerle beni sürerken bakışlarımı sakince yaklaşan adama doğru çevirdim.

"Neymiş bakalım sorun." Derken iyice bana yaklaşmıştı. Kendisinden önce sigara ve ter kokusu geldiğimden Yüzümü buruşturmamak için gülümseme silahımı kullandım.

Bana hafiften temas ederek arabanın sürücü koltuğuna geçti.
Kendinden eminliği beni güldürürken sessizce onu izlemeye başladım.

"Yok bu böyle olmayacak." Diyip aşağıya indi. Jeton yeni düşmüştü.

Hızla arabanın etrafında dolanıp tekerleklere bakmaya başladı. Arka tarafa geçtiğinde kabahatin kendisinde olmadığının verdiği rahatlıkla bilmiş bilmiş gülümsedi. "bak ne olmuş bayan." Diyip tekerleğe doğru eğildi.

「 KÜL 」Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin