Büyüyünce takacağım tacın benim en yüksek konumum olduğunu biliyordum. Bunun uğrana bana yapılan çokça fedakarlıklar vardı. Benim en büyük fedakarlığım hayatımdı.
Yapılan kazada kazayı önceden görüp atlamıştım ama şimdi ailemin nasıl olduğunu bile bilmiyordum.
Hayatımı kurtaran ve adının Sasuke olduğunu öğrendiğim nane kokan çocuk şuan beni bir yatağa yerleştirmek üzereydi. Gözlerimi kapatmıştım. Belki hâlâ beni uyuyor zannediyordur.
"Sakura uyumadığını biliyorum seni köyümün hekimine getirdim. Yaralarına bakmaları gerekiyor."
Uyumadığımı nasıl anladı bilmiyorum. Kendimi iyi rol yaptığımı zannederdim. Galiba Sasuke iyi bir izleyiciydi.
Üstünden inerken tahta kapının gıcırtısıyla doktorun geldiğini anlamıştım. Gelen sese kafamı çevirdim ve ağzımın açılmasına engel olamadım.
Uzun sarı saçlar, kahverengi gözlü genç gözüken bir kadındı. Bu benim bale öğretmenim Bayan Senju'ydu.
"Bayan Senju?"
"Tanışıyor musunuz?" diye soran Sasuke'nin önce sırtından inip konuşmaya başladım.
"A-ama siz bale öğretmenimdiniz aynı zamanda nasıl doktor olabilirsiniz ki?"
Bayan Senju'nun her zaman ki ifadesi yerine daha güler yüzle yanıma yaklaştı. Elini cebine sokup kalemini aldı. Kalemi çevirip bir ışık açtı ve gözlerime yaklaştırdı.
"Sakura, ağrıyan yerlerini gösterirken olayları da anlat lütfen." olayları kısaca anlatıp özellikle de kafamı gösterdim. Bayan Senju kafama iyice baktı ve bandajladı. Pembelerimin ortasında beyaz bandana çok komik duruyordu.
"Neyse ki çok bir hasar almamışsın Sakura annenler ile ilgili endişen varsa onlar hastaneye yatırıldı. İkisi de baygın durumda seni ben burada birkaç gün tutacağım ailen iyileşince evine gideceksin yanımda kalman daha güvenli."
"Teşekkür ederim Bayan Senju."
"Sakura ailen yokken Lütfen bana adımla seslen inan aramızdaki mesafe azalıyor."
" Tsunade Sensei?"
"Bu daha iyi," kafasını bizi izleyen Sasuke'ye çevirdi. "Sasuke ben bugün nöbetçiyim. Sakura bu gece sizde kalsın ailene ben durumu bildiririm."
Bunu duyan Sasuke hafif tebessüm etti. "Sıkıntı yok bence çok sevinecekler." yanaklarıma tatlı bir tebessüm gelmişti. Ben daha önce odam dışında hiçbir yerde kalmamıştım. Ve açıkçası biraz telaşlıydım çünkü tam olarak ne yapmam gerektiğini bilmiyordum.
"Ben daha önce kimsede kalmamıştım. Ne yapmam gerektiğini bilmiyorum."
"Bir şey yapmana gerek yok evde nasılsan yapıyorsan bizim evde de öyle davranabilirsin." konuşan Sasuke baktım. Mutlu görünüyordu ve bunu bozmam hoş olmazdı. Kafamı salladım.
"Hâlâ yürüyemeyecek gibi misin?" kafamı hayır anlamında sallamam ile Tsunade Sensei'den ilaç kutusunu alıp elini hadi anlamında salladı.
Onun peşinden yürümeye başladım. Beraber ağaçların arasından yürüyüp küçük bir köy ile karşılaştık. Ve bu köyde tek pembe saçlı bendim. Herkes siyah saçlıydı çok farklı duruyordum.
Sasuke önden yürümeye başladı onu takip ettim. Sonunda şirin bir evin önünde durdu. Kapıyı çaldı.
O anki utançlığımla Sasuke'nin tam arkasına saklandım. Eve böyle girmem çok ayıptı. Kıyafet değiştirme gibi şansım yoktu. O yüzden çok utanmaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Retrouvailles (SASUSAKU)
Фанфикİnsanlar derdi bana "Şanslı, zengin, ukala." Bir kraliyet tahtının varisi sonuçta. Kim bilebilirdi ki sonunu bile bile kapılacağın kitaba. Zaten önemli olan da buydu aslında; insanların, bilmediği yalanlara. Saat on ikide doldu benim zaman. Kaderim...