Pazar günleri izin günüm olduğundan Berkin yanına gidiyorum genellikle oradan da birlikte kütüphaneye geçiyoruz. Berk'in de son yılı o hukuk okuyor. Okuduğum okul vakıf üniversitesi olduğundan benim gibi çulsuzuna çok ender rastlanıyor. Berk'in oldukça varlıklı gayrimenkul zengini ailesi var. Babası, ablasını ve iki ağabeyini kendi mesleğine yönlendirmiş. Ablası ve küçük ağabeyini mimar, büyüğünü inşaat mühendisi yapmış. En küçük oğluna yani Berk'e biçtiği rol de avukatlık olmuş.
Bana verdiği yedek anahtarla eve girdim, bu artık rutinimiz olduğundan sürpriz değildi. Beni beklediğine emindim hatta kapı sesini bile duymuş olabilirdi. Salon boş olunca koridora döndüm yatağına bakmak için genelde erken kalkar. Odasından sesi gelince yanılmadığımı anladım. Beni durduran benden bahsediliyor olmasıydı.
Annesiyle telefonda konuşuyordu, yüzüstü yattığı için hala beni fark etmemişti. Annesi
"bırak o soyu sopu belli olmayan kızı. Baban da memnun değil bu durumdan 'bu eğlencesi fazla uzadı' diyor. Sen de kurtul artık şu kızdan" Berk'in sessizliği bana cevabımı vermişti. İki yıldır birlikteydik sanırım o da okulun bitmesini bekliyordu bitirmek için. En çok korktuğum şey başıma gelmişti, istenmediğini anlamamak, anlamayıp kalmaya devam etmek. Geldiğimi belli etmeden yeniden girişe yöneldim. Kapıyı açtım ve bu defa geldiğimi belli edecek şekilde kapattım. Onun nerede olduğunu bildiğimden direkt mutfağa geçip kendime bir bardak soğuk su aldım.
Adım seslerini dinledim belime dolandı elleri boynumda dudaklarını hissettim ve bana yasladığı bedenini. Sanırım bu güne kendimi hazır tuttuğum için sarsıcı olmadı duyduklarım. Bir daha kendimle gurur duydum kontrolü elimden hiç bırakmadığım için ilişkimizde hep belli bir seviyeyi koruduğum için. Şimdi veda konuşması zamanı gelmişti ama birdenbire ne söyleyebilirdim ki. Akşama kadar bekleme kararı aldım.
"kokunu çok özledim dün bana gel dediğimde gelmeliydin"
"kızlara sözüm vardı, söyledim sana. Bekle dedikleri halde beklemeseydim üzülürlerdi"
"eminim gece döndüklerinde bu söz umurlarında bile olmamıştır. Sen beklediğinle kalmışsındır" öyle olmuştu ama bunu itiraf etmedim tabi ki. "kimsenin çocuğunu eylemek zorunda değilsin istersen buraya taşınabilirsin. Seninle çok yol kat ettiğimizi düşünüyorum" aslında biraz önceye kadar ben de öyle düşünüyordum. Ben evlilik bağına inanan biriydim ve sadakate... Bunu onunla da paylaştığımda bana saygı duymuştu. Verdiklerimle yetineceğini söylemişti ve yetinmişti de. Bugün bitecek olmasına rağmen benim için güzel hatırlanacak iki yıldı.
Aramıza biraz mesafe koydum kolları arasından çıktım
"kütüphaneye gitmemiz gerekiyor hadi hazırlan"
"tamam sevgilim hemen hazırlanıp geliyorum"
***
Yanından ayrılırken söyleyebildiğim artık ayrılmamız gerektiğiydi. O beklemediği cümleleri duyunca boşluğa düşmüştü ben o boşluktan yararlanıp ondan uzaklaştım. Otobüse binip eve en yakın durakta indim. Her zaman şikayet ettiğim ev ile durak arasındaki yürüyüş mesafesi bana iyi geldi. Eve geldiğimde hâlâ tam atlatamamıştım ama en kısa sürede atlatacağımdan emindim.
Güvenliğin yanından geçtiğimde malikanenin kapısında bir sağa bir sola yürüyüp yolumu gözleyen Seza bana doğru koştu. Art arda cümleler sıralıyordu ama anlayamıyordum. Beni kolumdan sürüyüp malikanenin büyük kapısından soktu. Babasının oturduğu koltuğun önüne kadar sürükledi
"kabul etti baba akşam çıkıyoruz" ben ne dediğini yeni anlamış şaşkın bakışlarla 'nereye' dercesine göz kırptım. Umarım Mustafa Bey anlamamıştı. Seza yılmış bir tavırla gözlerini devirdi yukarıyı işaret etti. Peşine takıldığımda Mustafa beyin eli beni durdurdu sıcacık eli elimi sarınca içimde tutmakta zorlandığım duygular bedenimi aşıyordu. Babammış gibi sarılsam omuzunda ağlasam sınırı aşmış mı olurdum. "bir sorun mu var" gözlerimi kaçırdım küçük bir gülümseme için kendimi zorladım. Başımı sağa sola salladım önemsiz dercesine.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVİ GÜNLÜĞÜ
Roman d'amour"Endişelenmene gerek yok uzun zaman yemek yiyemedim bu kargaşadan, birazdan düzelir" beni duymuyor gibiydi yemeğime devam ettim bir yudum kolamdan aldım "Önlem almış mıydın? Bendeki de soru neden alasın ki, ilkti" deliriyordu sanırım ne dediğini de...