Kalemin pasını atma denemeleri
Gecenin ikinci jelatinini açarken ortamdaki ölüm sessizliğine ıslak öpüşmeleri ve kafalarının içindeki engellenemez fikirleri eşlik ediyordu.
Taehyung, Jungkook'un dudaklarından ve arasından akan dumandan kopabildiğinde bir şeyler gevelemeye başladı o da ilk defa bu kadar çıkışsızdı.
"Yarın bizim ekibi toplayıp Namjoon Hyung'un yanına gidelim. Sahte evrak işleri için Jackson'ın kapısını çalalım. Ailelerimiz için ayırdığımız parayı Niki'nin hesabına yatırılır o reşit olmadığı için hesaplarına el konulamaz. Onun dışında yapabileceğimiz bir şey yok normal hayatımıza devam edeceğiz." Taehyung'un dedikleri daha çok sesli bir düşünceden ibaretti kesin bir yargıda bulunmak bir yana basit bir önerme bile sırtlarına yük oluyordu.
"Jihyo'ya güveneceğime gidip kendi götümü sikerim. Yaşayan en karaktersiz insan. Her şeyi Hoseok'un üstüne atıp işten kurtulamaz. On üç - on dört yaşlarındaki sevgi görmemiş çocukları uyuşturucuya alıştırıp madde karşılığı tüm pisliklerini temizlettiler. Aralarından pek çoğu öldü geriye kalanlar da bok temizliyor. Christopher bunları toplayıp ölüm pahasına bıraktırmasaydı kaderleri aynı olurdu. Zamanında acımasızca bu kadar kişiyi harcayan işi bittiği vakit bizi de çöpe atar. Orada güvenebileceğimiz kişiler belli." Jungkook güzelinin bakışlarına istinaden bir açıklama yapma gereği duymuştu. Yıllardır sidik yarışında oldukları adamlarla aralarının iyi olması fikri bile komikti.
"Bakma bana öyle bebeğim. Hyunjin'in canı çok yanmış, herkes kendi emellerinin peşinde. Doğru hamlelerle Kore'nin en güçlüleri listesinin başına yerleşebiliriz."
"Jungkook'um yalvarırım bırak şu para pul muhabbetini. Her an evimize özel araçlarla polis dadanabilir tüm mal varlığımıza el konabilir. Birbirimizden ayrılmamak dışında bir seçeneğimiz yok. Her şeyimiz aşkımız çünkü bizim."
"Hiç ayrılmamamız lazım derken dolabın bir köşesinde duran yirmi dört ayar altın kelepçelerimizi ortaya mı çıkarsak." fikir ayrılıkları, tartışmaları, hüzünleri en fazla bu kadardı şimdi gün yerini geceye bırakmış Jungkook sabahki sevişmelerinde varamadığı doyum noktasının keşfetmek istiyordu.
Ellerindeki sorunlar büyüktü ama yapacak bir şey yoksa sevişirlerdi. Seks onların sessiz protestosuydu.
×
Taehyung karşısındaki kitaplara daha da çok gömülmek ve uyluklarını saran deri pantolonunu giymiş olan güzeline kütüphanenin kimsenin göremeyeceği raflarından birine çekip ağız işi vermek arasındaydı.
Yeni bir taslak tasarlıyordu Jungkook. Bebeği tüm kıyafetlerin içinde o kadar hoş duruyordu ki yanında güneşten ışığını çalan bir aydan farksızdı, Jeon Jungkook varsa bunun sebebi onu var eden Kim Taehyung'du.
Aklına gelen fikirle gülümsedi eğer karşısındaki Latince kelimeleri mânâlındarmaya çalışmasaydı Taehyung sebebini öğrenene kadar canı pahasına muzip bakışların sebebini bırakmazdı. Yine de o elbiseyi sergileyecek olan da oydu.
Az önceki tasarımı buruşturup çöp kutusuna fırlattığında, eli hızlıca çalışmaya başlamıştı. Yandan bir bakışla bakmaya çalışan sevgilisinin yanağına sert bir öpücük bırakarak kafasını eski hâline getirmişti. İkisi hâlâ bölüm birincisi olmalıydı, başarısızlık onlar adına bir seçenek değildi.
Jungkook taslağında tatmin edici seviyeye ulaşmış; Taehyung ise kitapta günlük hedef olarak işaretlediği yerleri bitirmişti.
Ayağa kalkmış, çantalarını toparlamış ve Namjoon Hyung'un malikanesine sürmüşlerdi arabalarını. Daha iyi görünmek gibi bir kaygı gütmüyorlardı özellikle Taehyung'un gözünden bakarasanız güzeli pantolonunu tam olarak çıkarmadan, hâlâ uykularında misafir olurken onu mahvetmeliydi. O kadar güzel duruyordu sıkı bacaklarında.
![](https://img.wattpad.com/cover/328776016-288-k916111.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
404 | taekook
Fanfictionjeon jungkook bağımlıydı sigaraya ve kim taehyung'a; kim taehyung ise aşıktı kitaplara ve jeon jungkook'a. sonradan her şey değişti ellerinin tek kiri artık para değildi. tanrısalbakışaçısı switch