Siz bu bölümü hiç okumadınız ve ben de hiç yazmadım.
Jungkook uyku konusunda bir fiyaskoydu. Annesiyle her şeyini ilk tanıştırdığında Kim Taehyung'un karşı konulamaz aurasından olsa gerek birkaç saat içinde çocukluk fotoğrafları tozlu raflardan indirilmiş ve bezi nasıl bıraktığına kadar tüm utanç verici anıları gün yüzüne çıkmıştı ancak her lafın sonu onun uyumadığına geliyordu. Taehyung bu konuşmanın her bir cümlesini özellikle hasta olduğunda sevgilisi ona sevmediği çorbayı elleriyle içirirken kullanıyor. Jungkook'un ona sinirlenip gıdıklaması her bir yanına öpücük kondurması dünya üzerindeki tüm ilaçlardan daha iyi geliyordu.
Aradan geçen yıllar bir şey değiştirmemişti hâlâ uzun uykular uyumak onun için bir işkenceydi ancak artık önemli değildi çünkü Kim Taehyung'u uyurken izlemek onun gülüşünü görebilmekten sonra en güzel şeydi.
Nadiren de olsa geçmişi özlüyordu. Lise zamanlarında tek hayali o küçük şehirden kurtulmak olan iki çocuk üniversitenin ilk yıllarında ceplerinde beş kuruş parası olmadığından kiralarını çıkarabilmek adına yemek yemeye zaman bile bulamaz olmuştu, tüm çabalara rağmen okul için istenen ihtiyaçları almak bile güçtü. Hoş Taehyung'a sorsanız kendisinin hiçbir şey yapmadığını söylerdi pek de yanlış değildi Jungkook zaten beni uyku tutmuyor diye gece de çalışır okul saatlerinde rastgele birisinden imza atmasını isteyip nerede eleman açığı varsa orada bulurdu kendini.
Taehyung, çok iyi bir doktor olacaktı ve derslerini asmamalıydı ona göre. Tüm ihtiyaçlarını karşılamadan istese de rahatlayamazdı Jungkook. Bunun için çok ağlamıştı bebeği. Varlığını adadığı adam onun için adımlarını doğru atamayana kadar çalışıyordu. Verebileceği tek şey sevgisiydi ve Jeon'un tek istediği de buydu.
Olayların koptuğu yer Jeon'un nasır tutmuş ellerini bebeğinin beğenmeyeceğini düşünerek saklamasıydı. Taehyung o gün daha önce hiç olmadığı kadar ağladı böyle düşündürttüğü için yüz binlerce kez özür diledi tanrısından. Jungkook katıldı ona ben sadece yanına yakışmak istiyorum her açıdan, dedi. Anlaması uzun sürecekti küçüğün Kim Taehyung'un yanına yakışabilecek, onu doyurabilecek, sevebilecek tek kişi oydu ruhları birbirlerine ait kılınmıştı ve bunu değiştirmeye hiçbir şeyin gücü yetmezdi.
O gün sabahı bulunca okulda herkesin dilinde olan, rehberine numarasının nasıl girdiğini bilmediği çocuğu aradı basit bir iş aldılar böylece her şey başladı sonrasında para o kadar tatlı geldi ki durmak imkânsızlaştı. Kim ailesi de yanlarında olduğu zaman Kore'deki silah kaçakçılığında adı geçen nadir kişilerden oldular, onları bu olaya sokan çocuğun bile emir beklediği kişi hâline gelmişlerdi.
Banka hesaplarındaki yüklü miktarda para, evleri, arabaları, yakında kavuşacakları düzenli işleri vardı ama bu lanet adrenaline öylesine bağımlı olmuşlardı ki hiçbir şey onları artık daha legal bir hâle getiremezdi aynı illegal olamayacağı gibi.
Önüne dünyadaki tüm parayı da verseniz Taehyung bir hastasını öldürmezdi, bir hayvana vurmazdı. Onların kuralları vardı ve bunların denetleyen yine birbirleriydi hiçbir zaman kendi etik yasalarının dışına çıkmaz çevresinde işgal edenlere de tekmeyi basarlardı. Suçun bile bir ahlakı vardı sonuçta.
Taehyung, uyanalı epey olmuştu ama Jungkook'un onun bile zor duyacağı bir sessizlikte sürekli aşkını fısıldaması, vücudunun dört bir yanına hayali öpücükler bırakması, kalbinin yanına kazıttığı "jjk" dövmesini öpmesi, boyununda kokusuna doymaya çalışırken mayışıp biraz daha kestirmesi dünyanın en tatlı şeyiydi. Bazen özellikle de sabah ereksiyonu kapısını çaldığındaysa her şey bu kadar sevimli olmuyordu sabahın dördünde kasıklarındaki saçların iç gıdıklayıcı hissiyle uyanıyor, güzelinin ağzında daha sabah mahmurluğunu atamamışken boğuk boğuk inliyor Jungkook'un beyaz cildine menilerini armağan ediyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
404 | taekook
أدب الهواةjeon jungkook bağımlıydı sigaraya ve kim taehyung'a; kim taehyung ise aşıktı kitaplara ve jeon jungkook'a. sonradan her şey değişti ellerinin tek kiri artık para değildi. tanrısalbakışaçısı switch