32- That's what makes you beautiful

7.5K 815 126
                                    

Jungkook'la yaşadığımız ağır feromon ve aura gibi sorunlara çözüm ararken aklıma gelen ikinci seçeneği her anlamda araştırıyordum. Emin olduktan sonra sevgilime söyleyebilirdim.

Mühürlenemeyeceğimiz bir gerçekti. İlk seçenek bu olduğu için zaten hiç düşünme gereği dahi duymamıştım ama ikinci seçenek oldukça mantıklıydı. O yüzden ders çalışmayı bırakıp bunun üzerine araştırma yapıyordum.

Olma olasılığı olan olumsuz etkenleri azdı. Sadece beş günlüğüne diğer feromon kokularını almayacak, fiziksel olarak biraz güçten düşecektim ama sonrasında toparlanacağımı bildiğim için sorun değildi. Bir de fazla uyku gibi bir etkisi vardı.

Son derece masum gelen ihtimallerin sorun yaratmayacağına emindim çünkü lisede işlemiştik bunu. Tabi delta üzerinden örneklendirmemiştik fakat baskın alfa ihtimaline karşılık olabilecek en kötü şeyler bunlardı sadece.

Yine de emin olmak için her türlü makale ve bilgi yazısını okuyordum, tek sorun hepsinin birbirine benzemesiydi. Aynı denilecek türde bir benzerlik.

Bilgisayara o kadar dalmıştım ki aniden kapanan dış kapıyla yerimden sıçradım. Jungkook'tan önce feromonları beni karşılarken büyük adımlarla koridordan geçmiş, odamızın olduğu yöne ilerlemişti.

"Jungkook!" Bilgisayarı sehpanın üstüne bırakıp arkasından ilerledim. Koridora gelişigüzel bıraktığı siyah çantası öylece dururken ne olduğunu anlamaya çalışıyordum.

Odamıza girdiğimde ortada görünmemesiyle ofladım. Banyodan gelen su sesi ilgimi ortaya vermemi sağladığında yatağın üstüne oturdum.

Çok aceleci bir şekilde, tek kelime demeden odaya geçmiş olmasına anlam veremiyordum. Banyoya girdiği için üstünün kirlendiği falan düşünüyordum en basitinden ama bu masum düşünceleri kafamdan atmam gerekiyordu. Çünkü kurdum öyle olmadığına emindi.

Odada hissedilen baskın koku bile ciddi bir sorun olduğunu ortaya koyuyordu aslında. Yine de görmezden gelerek basit ihtimallere yoğunlaşmayı tercih etmiştim.

Hiçbir şey yapmadan on beş dakika kadar yatakta öylece oturdum. Banyodan gelen su sesi dışında evde başka ses yankılanmıyordu. Sonunda banyonun kapısı açıldığında bakışlarım o yönü buldu.

Jungkook havlusunu beline sarmış bir biçimde ağır ağır elbise dolabının önüne geçti. Açıkta kalan sırtına ve ıslak saçlarına odaklanmamaya çalışarak "O kadar seslendim." diye sızlandım.

Belini sıkı sıkı saran havlu sayesinde belinin inceliği ortadaydı, sırtına baktığımda ise geniş omuzları ve süt beyazı teni beni karşılamıştı. Açık tenli olması çok kötüydü. Her vücuduna baktığımda omegamla tenine iz bırakma konusunda ciddi bir tartışma içine düşüyorduk ama şimdi buna odaklanamazdım. Beni duymamazlıktan gelip direkt duşa girme sebebini öğrenmem lazımdı.

Hâlâ karşılık vermemesiyle göz devirdim. Yataktaki yastıklardan birini alıp ona fırlattım. Tam sırtına gelen yastıkla irkilmişti. "Kime diyorum?"

Yere düşen yastığı eğilip kaldırdığında bana döndü. Yastığı yatağa geri attıktan sonra birkaç küçük adımla önüme gelmiş, eğilmişti. Belindeki havluyu umursamadan eğilmesi beni biraz şaşırtırken eliyle alnını işaret etti. "Ateşim mi var?"

Şüpheyle kaşlarım havalandı. Elimi alnına koyduğumda sıcak dalga hemen elime geçmişti. Elimi alnından çekip yanağına, oradan da boynuna indirdim. Teni çok sıcaktı ama bu ateşi olacak şekilde değildi. Eğer ki bu sıcaklığının sebebi hastalanıp ateşi olmasıysa havale geçirme ihtimali daha yüksekti.

Make LoveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin