Jeongguk'un doğum gününde trafik kazası geçirip ölen Taehyung veya öldüğü sanılan Taehyung, Jeongguk'a zor dönemler geçirtir. Jeongguk psikolojik tedaviye başlar. Doktor'u ise Kim Taehyungdur.
Taehyungla olan evimize gitmiştim. Ölümünün hemen ardından buraya gelmemin beni çok etkileyeceğini biliyordum. Fakat elimde değildi işte. İstemsizce ayaklarım beni buraya kadar sürüklemişti.
Evin içinde yavaş yavaş adımlarken, gözüme duvardaki tablomuz yansımıştı. Küçük adımlar ile tablonun olduğu yere geldim. Bir elimi uzatarak hafifçe temasta bulundum. Gözlerimden akan yaşlar ile tabloyu elime aldım.
•••
"Taehyung hadi ama sadece bir fotoğraf, ne olur çektirsek" Taehyung'un elinden tutmuş fotoğrafçıya sürüklemeye çalışıyordum. Bedeni benden iri olduğu için pek başarabildiğim söylenemezdi. Ama çalışıyordum işte. Anı bir hareket ile bana doğru dönüp belimi kavradı ve kendine çekti. Ne olduğunu anlamaz gözler ile ona baktığım sıra konuşmaya başladı "Bu kadar çok mu istiyosun fotoğraf çektirmek? " hızlı hızlı başımı salladım. Elimden kavrayıp koşmaya başladı. "Taehyung!! Nereye gidiyoruz" diyerek bağırdım. Kısa bir süre içerisinde elimi tutan bedenden de cevap geldi "Çok istemiyormusun benimle fotoğraf çektirmek, fotoğrafçıya götürüyorum işte seni" Ağzımdan küçük bir kıkırtı çıktı ve tekrardan konuşmaya başladım " Evet çok istiyorum ama alacaklı gibi koşuşturmamıza gerek yok" tekrar kıkırdadım. Adımlarını yavaşlatarak bana döndü " Ne yani, ne güzel hemencecik gideriz işte. Neden yavaşlamaya çalışalım ki? " söylediği cümle ile tatlılığına güldüm ve dudağına küçük bir buse kondurdum. "Ama yoruluyorum. Sevgilinin yorulmasını ister misin ki? " dedikten sonra da, bu sefer o beni kendisine çekti ve dudağıma bir buse kondurdu. "İstemem, tabii ki de istemem. " dediği ile hafifçe tebessüm ettim. Elini tutarak yavaş yavaş adımlamaya başladık.
•••
"Jeongguk? " duyduğum ses ile kafamı çevirdim. Gelen Jimin hyungdu. Tebessüm ederek "Burada olacağına biliyordum" dedi. Yanıma eğilerek gözümdeki yaşları sildi. "Aslında Jeongguk sana vermem gereken bir şey var" kızarık gözlerim ile ona baktım. Cebinden bir mektup çıkardı ve bana uzattı.
