"Jisung.."
~~~
Onu hızla yerden kaldırıp yatağa koydum ve boş ama anlamlı bakışlarına baktım. Kalbim o kadar garip bir hisle çevrilmişti ki bir an kendimi unutup sadece Jisung'a odaklandım. Nefes alış verişleri o kadar düzensizdi ki nefes aldığını bile düşünemedim.
"İyi misin?" Kafasını olumsuz anlamda sallayıp eğdiğinde tüm yükünü tekrar bana bırakmıştı, bana güvendiğinden değil muhtaç olduğundan yaslanıyordu.
"Noldu neden böyle oldun?" Bilmiyor olacak ki sadece boşluğa bakmaya devam etmişti, içimden ona sarılmak geçerken Yongbok yüzünden hemen bu düşünceden kurtuldum. Vücudu kas katı çok soğuktu. Ateşinin çıktığını düşünerek küçük bir havlu alıp onu ıslattım ve Jisung'un yatmasını sağlayıp alnına havluyu koydum.
"Sen Felix'sin dimi?" Bu sözüne karşılık vermeyerek nemli ellerimi yüzünde gezdirdim.
"Felix'sin sen." Jisung düzensiz nefeslerini benim için harcarken ayağa kalkıp ellerimi ıslattım ve tekrar gelip soğuk ellerimi yüzünde gezdirdim.
"Felix olduğunu söyle lütfen." Tekrar ona pas vermediğimde akan göz yaşları ile bu sefer onu görmezden gelmedim.
"Ağlama.."
"Neden bunu kendine yapıyorsun?!" Jisung'un sözüne tereddüt edip geri çekildim, çoktan hıçkırıkları başlamıştı bile.
"Neden sanki başka biriymiş gibi davranıyorsun?!" Tam ağzımı açacakken geri kapatmam ile Jisung tekrar konuştu.
"Neden kendini değiştirmeye çalışıyorsun?!" Gözlerim dolarken Yongbok'un bana küfürler savurduğunu hissetmiştim, üzügünüm Yongbok ama ben en iyi arkadaşımdan hiç bir şey saklayamam..
Ama Yongbok saklar.
Bir kahkaha atıp ayağa kalktım ve gözlerimi kocaman açıp halsiz bir şekilde yatan Jisung'a döndüm.
"Ne kadar komiksin!" Sözümden sonra bir kahkaha daha atıp çenesini tuttum ve sıkıca sıktım.
"O yüzünü kesip derisini Minho'ya göstermek isterim!" Jisung'un göz yaşları hızlanırken yüzünü sertce itip odadan çıktım.
Üzgünüm Jis..
Yeji'nin yanına geldiğimde tekrar bir adam ile konuştuklarını gördüm, Hyunjin'de ordaydı. Adamın kucağına oturup içki şişesini gösterdim. Adam sırıtmış belimi okşamıştı. Beklenmedik bir anda silah sesi ile kucağında oturduğum adama baktım tam kafadan vurulmuştu. Somurtup ayağa kalktığımda bunu Hyunjin'in yaptığını gördüm, yanıma sinirli adımlar ile yaklaşırken içkiden bir yudum aldım.
"Bir orospu gibi herkes kucağına atlayıp onların sana dokunmasına izin mi veriyorsun?!" Hyunjin sinirle bileğimi kavramış beni kendine yaklaştırmıştı, kulağıma eğilip fısıldadığında gözlerimi kocaman açıp sırıttım.
"Bir daha aynı şeyi yaptığını görürsem hiç iyi şeyler olmaz." Silahını cebine koyduktan sonra bana sinirli bir şekilde bakmış odadan çıkmıştı, bende son kez adamın cansız bedenine bakıp Hyunjin'in arkasından odadan çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐁𝐥𝐚𝐜𝐤 𝐑𝐨𝐬𝐞 /𝑯𝒚𝒖𝒏𝒍𝒊𝒙/ DÜZENLENİLİYOR
FanfictionHyunjin değerini bilemediği sevgilisi ile tekrar karşılaşır, ama bu sefer hiç bir şey umduğu gibi gitmez.