"Şiir yazan kalemin mürekkebi acıdır, küçük kızlar çekmez büyük acılar. Küçük kızım, sen hayal kur, çiz dünyaya mutluluk portreni. Bir gün, herkes ödeyecek geçmişin bedelini."
Küçük kızım; bugün yalanlar yok çünkü artık yarınlara ihtiyacımız yok.
Küçük kızım; seni nefret var etti, kötülükleri yok edemeyecek.
Karşımda oturan adamın gözleri ellerimde. Ağzında eskimiş bir şarap. Yıllar gözlerimizin önünde. Sırtımızda yara izleri, eteğimin altında saklıyorum kalbine yara açan neşteri.
"Sandığın kadar iyi saklayamıyorsun," dedi eteğimin altındaki silahlarımdan bahsederken. Yüzüme şaşkın bir ifade kondurdum.
"Ya da artık beni ne yapacağımı bilecek kadar tanıyorsun," diye mırıldandım ve ellerimdeki bardaktan bir yudum daha aldım. Bardağın içerisinde dönen şaraptan gözlerimi ayırmadım.
"İnsan düşmanını tanır," dediğinde masanın üzerinden ona biraz daha yaklaştım. "Sen yine de çok yakınında tutma," dedim bakışları üzerindeyken.
"Dikkatin dağılmasın." Onun üzerinde oynadığım kelime oyunlarını seviyordum. Kazanmak da kaybetmek de önemsizdi, biz bu oyunu ve savaşı seviyorduk. Üzerindeki beyaz gömlek bu gece bir kere daha kana bulanacaktı. Bunu bilmek yüzümde alaylı bir gülümseme oluşmasına sebep oldu.
"Bir kaç dakika sonra yeni bir gömleğe ihtiyacın olacak," dedim bakışlarımı kanını ellerine bulaştıracağı adama doğru çevirirken.
"Vaktimiz olmayacak," dediğinde kaşlarımı kaldırdım. "Kameralar bende halletim bile."
"O zaman başlıyoruz leydim," dedi nazik bir şekilde ayağa kalkıp üzerine sandalyesinin arkasına astığı siyah ceketi geçirirken. Beni beklemeden devam ettiğinde saçlarımın arkasına sakladığım kulaklığa doğru konuştum.
"Başlayalım bakalım." Onun ardından üzerimdeki elbiseye aldırmadan yürümeye başladığımda kulağıma hafif gülüşü ulaştı.
"Kulaklığı gereksiz meşgul etmeyelim Akın Bey," dediğimde bana kısık sesle cevap verdi.
"Bu cesedi sizin için gömeceğim leydim."
"Acısız bir ölüm olmasın isterim," verdiğim cevaba bir karşılık alamadığımda yüzümdeki geniş gülümsemeyle hayatımız üzerine oynadığımız kumar masasına doğru ilerlemeye başladım.
Adımlarım beni, bizim sonumuza götürürken O'nun benim için de bir kurşun sıkacağını biliyordum. Ona olan güvenim karanlık bir gecenin sabahında ellerimde kanlı bedenini tutmama sebep olduğunda savaşımız kimin için olursa olsun yalnızca bir kişinin kazanabileceğini öğrenmiştim.
Yüzümde zafere yürüdüğümüze dair bir gülümseme, elimin altında avuç içlerime batan bıçağın keskin ucu.
Geçmiş artık bizi saklayamaz. Geçmiş artık bizi aklayamaz.
En büyük yanılgımız şahı devirmeden zaferimizi ilan etmemizdi.
Sevgilim; bu gece savaş meydanında sen kazandın, biz bir kurşunla kaybettik.
Ben. Geldim. NASILSINIZ? İnanılmaz heyecanlıyım sizinle yeni bir şeyler paylaştığım için... Cuma günü ilk bölümümüz gelecek ve bir sorun çıkmadığı sürece her cuma gelecek şekilde devam edecek bölümler...
30 Aralık gecesi, ilk bölümde görüşmek üzere!
Instagram / @ibusra.nur
Twitter / @ibusranurr
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK SANRI
RomanceÖLÜM PORTRESİ FİNALİNDEN SONRA YAYIMLANACAKTIR! Ölüm Portresi kitabının başrolü Atlas'ın kardeşi Efsun'un hayatını anlatmaktadır.