-🌌-
Emin olun ki hyunjini görmek aklıma gelen en son şeydi. Bana bakıp 'beraber gidelimmi' dedi. istemedim. Evet tuhaf bir tanışmamız oldu ama bu arkadaş olabiliceğimiz anlamına gelmiyor zaten başka sorunlarım birde onunla uğraşamazdım. Onu ilk gördüğümden hemen sonra adıni soylemiş tanışmak istemişti. Bugüne kadar çoğu kişiyle çarpistim ama hiçbiri bana adımı sormadı onu bırakın bana 'ben bugün okula gitmicem gel beraber takılalım' diye bişey bile demedi. Bu çocukta bişeyeler ama illaki ortaya çikar.
"Kalsın, kendim tek başıma gidebilirim"
"Benim yolumda burda zaten gel beraber gidelim"
"İstemiyorum hyunjin istemiyorum rahat bırak beni yalnız bırak"
"Neden böyle yapıyorsun Felix ben sadece biraz yakın olalım istedim, yalnız kalma istedim"
"Umrumda değil! Uğraşma artık benle ben bu güne kadar okulda yalnız bir öğrenciydim şimdide öyle olucak"
"Peki Felix, iyi günler sana"
Yanından takmadan öylece gečip gittim. Daha fazla konuşmak istemedim kalbini kırmıştım hemde fazlasıyla. Arkamda onu bırakıp gitmek içimi biraz bile olsun yakmıştı. Nereden tanıyordu beni ki, bu kadar yakın olmak istiyordu? Ev uzaktan gözükmeye başlamıstı.
Geldiğimde kapı açıktı ićeri girdim bı göz gezdirdim kimse yoktu. Kim kapıyı açik unutmuştu ki aklıma ilk babam geldiği için seslendim.
"Baba! Evdemisin!"
Kapıyı biraz daha açarak içeri girdim. Oturma odasına girdiğimde babam koltukta uyuya kalmış hala iş kıyafetiyleydi bı of çekip odama doğru ilerledim içeri girdim elimi yüzümü yıkayıp üstümü değiştirdim yatağa kendimi bıraktım bir kaç dakika sonra göz kapaklarıma ağırlık çökmeye başladı çok sürmeden uykuya daldım.
________________
Kendi ağzımdan anlatıcam
Gözlerini acıp yatakta doğruldu yanındaki saate baktı saat çoktan akşam 8 olmuştu aşağıdan konuşma sesleri geliyordu kim bu saate evlerine gelmişti kı ayağı kalkıp dağınık olan saclarını elleriyle arkaya taramıştı yavaş bir şekilde merdivenleri inerken tanıdık bir ses geliyordu. Hyunjin. Niye burdaydı ki aşağı indiğinde babası hyunjinle oturmuş sohbet ediyordu bir kaç dakika onları öylece izlemeye karar verdi babası fark edene kadar
"Felix uyanmışsın, arkadaşın geldi bişey unutmuşsun okulda"
Ardından hyunjin lafa basladı
"Aa e-evet defterin, defterini unutmuşsun sıranın altında kalmiş"
Duyduğu kelimeyle gözlerini fal taşı gibi açtı içinden sadece 'umarım içine bakmamıstır' diye dua ediyordu. Telaşla hyunjinin yanına geldi.
'N-nerde o defter! nereye koydun."
Hyunjin felixin birden çikan sesine karşi ilk irkilmisti babasıda oyle ama Felix bunu umursamamisti tek umursadigi şey o defterdi.
Hyunjin okul çantasına doğru uzanıp eline aldı fermuarini açıp içinden siyah orta buyuklukte bir defter çıkarıp felixe uzattı Felix defteri gördüğü gibi eline alip bakıp sayfaları incelemeye başladı sayfanın arasında olan küçük kağit parçacığın görünce de bir oh çekip hyunjine teşekür edip odasına çıkacaktı ki babası arkadan ona seslenmisti.
"Arkadaşını odana almiycakmisin Felix"
Arkasından gelen ses ile arkasına döndü bir hyunjine bir de babasına baktı daha sonra eliyle 'gel' işareti yaptı. Hyunjinde sanki hep bugünu bekliyo gibi arkasından koşmaya başladı.
Merdivenleri teker teker çıkıp koridorun en sonundaki odaya vardıklarında Felix kapıyı ayağıyla açıp hyunjinin girmesini bekledi hyunjiun odaya girdiğinde odaya bakinmaya başlamıştı Felix ise odadaki tekli koltuğa kendinizi yaydiginda hyunjinde çekinerek yatağa oturdu bir kaç dakika öylece sessiz kaldılar bu sessizliği bozan hyunjin olmuştu.
"Ee ilerde ne işi yapmak istiyorsun"
"Maalesef buna ben karar veremiyorum"
"Niye peki?"
"Babam ilerde kendi şirketinin başina gecmemi istiyor."
"Peki sen istiyormusun?"
Felix hyunjinin dediğini biraz düşünmüştü. İstiyor muydu bunu kendiside bilmiyordu hiç dusunmemisti bunu.
"Bilmem hiç düşünmedim."
"Bence iyi bişey bir şirketin başına geçmek"
"Peki sen "
"Fotoğrafçı"
"Fotoğrafçı mı?"
"Evet fotoğrafçı, niye bilmiyorum ama ilgim var"
"Güzelmiş "
Birkaç sohbetin ardından hyunjin ayaklanmisti Felix ise ona nereye der gibi bakıyordu."Eve gitmem lazim davet ettigin için teşekür ederim "
"Önemli değil bende geldiğin için teşekkür ederim"
"Eee Felix bu arada annen nerde göremedimde ben"
İşte yine oluyordu kalbi sıkışıyordu annesinin o halı yine gözlerinin önüne geliyordu. Yerdeki kanlar felixin ağlayışları polislerin onu cesedin yanından uzaklastirma çabaları hepsi gözünün önüne geldikçe gözleri doluyordu."Öldü"
Zar zor bile olsun titrek sesiyle cevap vermişti hyunjin ise felixe sorduğu için pismanmis gibi bakmısti
"Ben özür dilerim. Bilmiyordum sadece etrafta göremeyince sormak istedim Felix, amacım sana hatırlatmak değildi"
"Önemli değil nereden bilebilirdin ki"
"İyi akşamlar lix"
İyi akşamlar hyun"
Kapıya doğru gidip son kez felixe bakmısti hyunjin daha sonra çıkıp gitmişti bir kaç dakika sonrada dış kapının sesi duyulmustu. Felix sesi duyar duymaz bacakları onu tutamamış sonunda yere çokmustu. Ağlıyordu ağlama sesleriyle hıckırıkları birbirine karışıyordu. Özlüyordu. Annesini özlüyordu kokusunu, gözlerini, kestane rengi saclarını Felix ağlarken hep annesi ona sarilirdi ama artık ona sarılcak kimsesi yoktu. Sanki kalabalığın içinde yapayalnızdı.
_______________
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum 🐥🥟
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bloody wrists | Hyunlix
Chick-LitFelix sadece gökyüzündeki yıldız olan annesinin yanına gitmek istiyordu...