2.bölüm - unutma

59 8 1
                                    

-🌌-

Evden bir hışınla çıktı ve ne kadar olabildiğiyse uzaklaşmaya çalıştı. Yürüyordu bacakları onu nereye götürürse gidiyordu. Bir kaç dakika sonra bir parkın önüne geldi ve bankın ucuna oturdu ne zaman düştüğünü bile bilmediği yaşını elinin tersiyle sildi.

Babası hala hiçbirşey olmamış gibi davranmasına katlanamıyordu. Onu kendi elleriyle öldürmüştü. Ve o gün utanmadan da suçunu inkar etmişti. Felix ise o gün polise ağzını açamamıstı. Polis onun ağızından ne kadarda laf almak istesede o hiç birşey dememişti. Söyliyememişti ne kadarda 'babam annemi öldürdü!' diye bağırmak istesede yapamadı yetimhanede büyümek istemedi. Felix polise sadece 'odamdaydım' demişti dahada birşey diyemeden ağlamaya başlamıştı.
Felixe babası ne kadarda annesini unutmasını söylesede Felix hiçbir zaman annesini unutmayacağına yemin etmişti, anneside öyle.

Felixin yaşadıkları hiç normal değildi ama bir türlü 9 yıl buna katlanmıştı.

Gözlerini silip saate baktı ders başlayalı 20 dakika olmuştu siktir çekip hızlıca okula doğru koşmaya başladı. Derse girmemeyi bile düşündü ama yoklamada yok yazılmayı istemezdi hele ki hocanın azarlarını çekmeyi. Koşmaya devam ederken omzunda hissetiği acıyla yere düştü bir an omzu kırıldı diye düşündü.

-önüne baksana körmüsün!

Yavaşca yukarı baktı. Başında duran çocuk ona sırıtıyordu. Zaten siniri bozuktu bu çocuk onun iyice sinirini bozuyordu. Sarışın bir çocuktu boyu uzun orta kilolarda biriydi gözleri hafif elaya kaçıyodu pembe dolgun dudakları vardı. Felixin dikkatini çeken şey onunla aynı okul formasını giymesiydi daha önce onu hiç okulda görmemişti yada yeni gelmişti.

Sarışın olan ona elini uzattı felixde elinden destek alarak kalktı biraz bakışdıktan sonra

-özür dilerim ama bana çarpan sendin.

-herneyse

-adım hyunjin

-ha?

Felix boş gözlerle hyunjine bakıyordu hyunjin ise felixin bu haline kıkırdayıp geri devam etti.

-adım diyorum hyunjin, tanışalımmı

-gerek yok bence

-aah, hadi ama biraz arkadaş canlısı olsan

-bak okula zaten geç kaldım seninle uğraşmak için gerçekten vaktim yok

Felix önündekini takmadan gidecekken hyunjin felixin kolundan tutarak durdurdu.

-bak ben okula gitmicem bugün sende gitme gel takılalım beraber.

-gerek yok dedim rahat bırak insanı

Felix kolunu hyunjinden kurtararak geri koşmaya devam etti.

-adını söyleseydin bari!

Felix arkasından gelen ses ile arkasına döndü.

-adım Felix, bence bu kadar bilgi yeter

Felix yoluna devam ederken hyunjin ise arkasından bakmakla yetinmişti.

-felix demek ha diğer adı felixmiş, seninle daha sonra yine görüşeceğiz yongbokie.

Felix Daha fazla vakit kaybetmemek için yola geri koyuldu. Okulun bahçesine girdiğinde öğrencilerin çıkmış olduğunu gördü bu ilk dersi kaçırmış olduğunu gösteriyordu oflayrak okul binasına girdi. Sınıfına doğru ilerledi sınıf kapısını açarak içeri girdi tüm gözler ona bakıyordu bazıları kendi arasında fısıldaşıyordu.

Üstünde olan gözleri takmadan sırasına oturdu kimse yanına oturmasın diye çantasını koydu hele ki jeongin için.

Jeongin sınıfa girer girmez gözleri felixi aradı sonunda felixi sırasında gördüğünde ise bı oh çekti zaman kaybetmeden yanına gitti.

-felix ilk ders nerdeydin hoca seni yok yazdı.

-boşver jeongin, hoca yok yazarsada yazsın sikimde bile değil

-çok küfürlü konuşuyosun burda bebek var

-yaa, söyle o bebeğe biraz daha başımın etini yerse felixin onun üstüne atlıycağını bildir.

-off tamam ya senlede hiç konuşulmuyo

Biraz daha öylece birbirlerine bakarken jeongin söze girdi.

-felix

-hı?

-yanında oturabilir miyim? Lütfeeeeeeeennn

Felix aslında ona hayır diyecekti ama jeongin felixe öyle bir suratla bakıyordu ki Felix anında yumuşamıştı.

-aaahh, hadi ama o suratını yapma katlanamadığımı biliyorsun.

Jeongin biraz daha inadına yaptığında Felix kafasını sallamak zorunda kalmıştı jeonginde hemen sevinip çantasını felixin yanına koymuştu. Felix jeonginle fazla konuşmazdı ama jeongin tam aksine felixin yakasını bırakmazdı. Felix bu okula yeni başladığında jeongin ona arkadaşlık etmişti Felix bazen jeonginin çok konuştuğunu söylesede zamanı gelince de jeongini korurdu. Jeongin felixin annesinin öldüğünü biliyordu ama babasının annesini öldürdüğünü bilmiyordu. Felix ona söylemek istemiyordu bunu sadece kendisi ve babası bilsin istiyordu jeongine trafik kazası olduğnu söylemişti.

-felix okula yeni bir çocuk gelicek diyolar sen hiç duydunmu?

Yan tarafındaki ses ile başını yan tarafındaki jeongine çevirerek başını olumsuz anlamda salladı.

-hayır bilmiyorum, pek de umrumda değil zaten

-yaa öyle deme belkide yakışıklıdır

-oğlanmıymış ki?

-bilmem öyle duydum.

-herneyse

Kapının açılma sesi ile herkes ayağı kalkmıştı hoca gelmiş ders anlatmaya başlamıştı. Dedi ya felixin derslerle bı alakası yok diye, öyleydi. Kafasını sıraya gömüp tüm gün uyuyacaktı hocalarıda artık ne kadarda uyarsada bir şey değismediğini görünce umursamamaya başlamışlardı tamı tamına 3 ders arka arkaya yatmıştı kalkdığında ise boynu feci ağrıyordu. Çantasınıda alıp aşağı indi. Hava az bile olsun kararmıştı hemen yola koyulup evine gidicekti. Çıkış kapısına geldiğinde siyah bir araba onun önünde durmuş biri kapıdan çıkıp kendi önünde durduğu kapıyı açmıştı.

-efendim babanız sizi almamı söyledi

-sanki benin ayağım yok anasını satayım

Felix zaman kaybetmeden arabaya binmiş arabada eve doğru sürüyodu sonunda eve geldiklerinde Felix kapıyı açarak inmiş eve girmişti babasıda onu bekliyordu.

-hoşgeldin oğlum.

-hoşbulduk, ben odama çıkıyorum yorgunum.

Babasına fırsat vermeden merdivenleri çıkmaya başlamıştı bile hemen odasına girip sıcak bir duştan sonra yatağının içine girerek kendini uykunun kollarına bırakmıştı.

______________

Bugüne kadar yazdığım en uzun kitapdı 780 kelime bu benim için baya uzun.

Her okuyan yada hikayeye uğrayan bir oy verse?

______________

______________

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
bloody wrists | Hyunlix Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin