Kiss Note.
2. bölüm ^^
-Sena: Waow çok seksiydi. dedi hızla ona döndüm.
-Kim?
-Sena: Kim olacak.. Key.. Ah onun için ölebilirim keşke beni defterine yazsa.
-Defterine yazınca ne olacak ki? Sadece bir öpücük..
-Sena: Ah sadece öpücükle kalmıyor. İsterse sevgili oluyorsunuz. O yüzden bütün kızlar çok bakımlı dedi gülerek. Şimdi anlamıştım. Bu yüzden 30 yaşında gibi görünüyordu. Sena'yı incelemeye başladım. Çok güzel bir fiziği vardı. Saçları kahverengi-turuncu karışık bir renkti. Gözlerinden makyaj ve lens vardı. Okul kıyafetiyle çok hanım hanımcık gözüküyordu. Ben ise; Zayıftım ama sıskaydım. Saçlarımda ne boya nede bir şey vardı. Kahverengiydi. Gözlerimde makyaj yoktu ve küçücüktü -fotoda ki kıza bak bir buna grin ifade simgesi Neyse..- okul kıyafetlerimi aceleyle giymiştim. Yamuk yumuktu hızla onun gibi düzgün bir şekile getirdim ve kafamı kaldırıp yürümeye başladım. Okulu dolaştıkça daha çok beğeniyordum. Çok güzeldi.. Ama normal liselerde ki gibi erkekler boğuşuyordu. Birden herkes bir yere toplandı. Sena kolumdan tutarak beni hızla oraya çekti.
-Sen benim kız arkadaşımla olan ilişkime karışamazsın! diye bağırıyordu. Biraz daha ilerleyince bu liseden olan bir kız ve erkek öğrenci vardı. Jonghyun'un karşısında bunları söylemişti. Jonghyun kahve içiyordu. Bir yudum aldı ve onların yanına gitmek için oturduğu koltuktan kalktı. Ceketini düzeltti ve onlara ilerledi.
-Jonghyun: Karışmamı istemiyorsanız neden buradasınız?
-Eh?
-Jonghyun: Kahvemin köpüğü kaybolacak. Kısa keseceğim. İstemiyorsanız okulumu terkedin yoksa size hiç acıcam. Hah bu önerimde sırf ceseratin yüzünden dedi gülümsedi ve kıza göz kırptı. Yerine oturdu. Kahvesini yudumladı. Ah gitmiş bile dedi ve tekrar yerinden kalktı. Kahve elindeydi. Erkek öğrenciye doğru yürüyordu. Herkes telefonuyla kameraya çekmeye başlamıştı bile. Hızla kahveyi çocuğun kafasından aşağı döktü. Herkes kahkaha atmaya başladı. Jonghyun sırıtıyordu. Çocuk çok yanmıştı. Kız ona elleriyle hava yapıyordu ama Jonghyun'a hiçbir şey söylemiyordu. Birden Jonghyun'u bana bakarken gördüm. Kaşlarımı çattım. Bana doğru yürüyordu. Bu sefer herkes 'oooooo' diyerek bağırıyordu. Jonghyun önünde durdu.
-Jonghyun: Bir sorun mu var prenses? dedi saçımı omzuma atarak.
-Ah evet! Sen kimsin ki bunları yapıyorsun? Kıza bak ne kadar üzüldü. Hem erkeği nasıl sevgilisinin yanında küçük düşürürsün.. Nesin sen eşkiya mı? Yoksa bu kadarcık boyunla mafya falan mı? Birde bana prenses diyor! Peri masalında değiliz yüksek IQ'lu enayi! demeyi çok isterdim ama sadece yüzüne bakarak 'Hayır' demiştim. Yaklaştı ve yanağımı öptü. Bunu yaptığında öğrenciler daha büyük bir çığlık kopardı.
-Jonghyun: Böyle şeker olursan yakında beni öpeceksin. dedi ve kalabalığa yürüdü. O yürüdükçe öğrenciler ikiye ayrılıyordu. Sanki araba geçer gibi.. 1 metre geriye çekilip 90 derece eğiliyorlardı. Ben ailemin yanında bile bu kadar saygılı davranmıyordum. Diğer zengin çocuklarda -nianenin geri kalanı- bizim yanımızdan geçtiler. Geçerken biri dışında hepsi bana bakıyordu. O bakan kişi Sena'ya bakıyordu. Bu nasıl olabilirdi? Belki de sevdiği çocuktur. Eğer öyleyse onun için çok sevinirim. Niane gidince herkes fısırdaşmaya başladı. Sena hızla kolumdan çekin beni boş bir yere götürdü.
-Sena: Nasıldı çok yumuşak değil mi? Peki parfümü nasıldı. Saçları alnına değdi mi?
-Hey! Yavaş ol dedim ve gülümsedim ardından yüzümü buruşturdum. Benim için iğrenç bir histi... Sadece 3-4 saniyeydi ve bir şey anlamadım. dediğimde Sena bana vurmaya başladı.
