Bölüm 3

60 1 0
                                    

Kiss Note.

3. Bölüm ^^

Biraz geri çekildi ve pis elimi tutarak; Artık seni defterime yazmayacağım direk seni sevgilim yapıyorum dedi. Hızla elini ittirdim.

-Sena: Yah ne yapıyorsun?

-Bunun olmasını istemiyorum dedim yüzüne bakarak. Birden gülen yüzü sertleşmişti. 

-Sena: Kendinde misin?!

-Jonghyun: Okulumun öğrencileri. Yeni bir hedefiniz var. Hang Yoo Ra. Talimatlarımı bekleyin dedi. Bana döndü. Sana çok acı çektireceğim dedi işaret parmağını havada sallıyordu. Süper güzellerden Misy'in yanağına bir makas attı ve yürümeye başladı. Niane'nin geri kalanı bana bakıyordu. Ama biri değişik bakıyordu. Sanki tiksinirmiş gibi. Birden büfede ki yemekleri bana atmaya başladılar. Onlara baktığımda hepsi gitmişti. Sena donmuş bir şekilde bana bakıyordu. Hızla koşmaya başladım. Sınıfa geldim ve çantamı aldım. Koşturarak okuldan çıktı. Nefes nefese kalmıştım. Arkamdan bağırış sesleri geliyordu. Hızla koşmaya başladım.

*Niane: Jong

Gerçekten üzülmüştüm. O ilk defa dikkatimi çeken bir kızdı. Ve davranışları bana çocukluk arkadaşımı hatırlatmıştı. Gerçekten benziyordu. O çok güzel ve tatlıydı. Onunla sevgili olmak istemiştim. Kabul kısa boyluyum ve ukalayım ama onu gerçekten sevmiştim. Ayaklarıma kapanana kadar onu affetmeyeceğim.

-Taemin: Jonghyun ne düşünüyorsun bu kadar? dedi sırıtarak. Sanki çok normalmiş gibi. Reddedildik dimi.

-Hiç kıza nasıl acı çektirsem diye düşünüyorum.

-Minho: Ah Jonghyun bazen çok abartıyorsun her zaman yaptıklarını yap işte dedi. Ve Keyle yukarı zıplayıp highfive yaptılar -abime bile sordum sadece bunu bulduk.:D-

-Salak mısınız? İlk defa birine sevgilim olmasını teklif ettim ve... dedim sustum. Ah olamaz ona aşık olmuş olamam.

-Onew: Hadi ben acıktım tavuk yiyelim dedi ve bütün gözler Onew'e çevrildi. Sağol Tavuk beni kurtardın. Hepimiz salonumuzdan aşağı indik. Biz geçerken çığlık atıyorlardı.


*YooRa

Ah ne yapacağım. Yarım saattir kaçıyordum. Ve hala kovalıyorlardı. Eve gidemezdim, evimi öğrenirlerse gece kafama yumurta atarlardı. Annem çarşaflarımı kirletirsem beni öldürürdü. Evin yakınlarına geldiğimi farkettim. Köşede biraz dinleniyordum. Gözüm sürekli arkamdaydı. Biri omzuma dokundu irkilerek döndüm.

-Sehun!

-Sehun: Selam zengin liseli dedi sırıtarak. Kafasında bir şapka ağzında bir lolipop ve bisikletiyle aynı bir serseriydi. Hızla arkasına bindim.

-Nolur beni takip ediyorlar kurtar!

-Sehun: Hemen prenses dedi gülerek. Aish aklıma o yarım akıllı geldi. Çok hızlı sürüyordu mecburen kafamı sırtına yaslamıştım ve ellerimle belini sıkı sıkı tutuyordum. Yaklaşık 15 dk sonra durdu.

-Sehun: Atlattık. dedi çok hızlı nefes alıyordu. Tabii pedal çevirmek o kadar kolay bir iş değildi.

-Oh sevindim dedim ve bisikletten inip yüzünü görebileceğim bir yere geçtim. Çok teşekkür ederim.

-Sehun: Ah hiç sorun değil. Her zaman dedi gülerek. Gülümsedim ve çantamdan atkımı çıkardım.

-Terlisin üşürsün dedim ve atkıyı boynuna bağladım. Birden ellerimi tuttu ve yaklaşmaya başladı.

-Ah benim gitmem lazım. Kendine iyi bak dedim ve yürümeye başladım. Bugün çok haraketli geçmişti. Eve gelmiştim içeri girdim. Birde ne göreyim ramencimiz dolmuş. Hemen kıyafetlerimi çıkarmak için odama gittim. Üstümü değiştirdim ve önlüğümü taktım. Mutfağa girecekken annem beni durdurdu.

-Annem: Kızım git ders çalış. Biz babanla hallederiz. Kardeşinide müzik açmak için görevlendirdim. O yüzden doldu taştı. Sen git ders çalış dedi gülerek. 

-Omma -anne- bırakta yardım edeyim...

-Annem: Olmaz dedi ve beni itelemeye başladı. Yavaşça odama çıktım. Gerçekten yorucu bir gündü. Ama iyiki çok müşteri vardı yoksa annem günümü anlatmamı isterdi. Ne anlatacaktım. Bugün olanları anlatsam beni döverdi. Annem ödevim olduğunu sanıyordu. Ama öğleden sonra okula bile gitmemiştim. Kitap okumak en iyisiydi bunun sayesinde uykum gelirdi ve uyuyabilirdim. Kitaplığımın başına geçtim. Kitapları çok severim. Kitap kurduyum denebilir. Neredeyse her ay bir yerden para bulup kitap alırım. Bu sefer canım fantastik bir kitap okumak istiyordu. Hemen kitaplığımın üst rafından 'Vampir Günlükleri Uyanış ve Savaş' kitabını aldım ve kurcalamaya başladım. Ancak 30 sayfa okuduktan sonra uykum gelmişti. Kaldığım yere bir kağıt sıkıştırıp masamın üzerinde bıraktım. Kendimi yatağa attığımda ne kadar yorulduğumu fark ettim. Tabiki yorulacaktım bir köpek sürüsünden kaçmak çok zordu. Gözlerimi kapattım ve şu iki kelimeyi fısıldadım. İyi geceler..

***

Sabah uyandığımda güneş yeni doğuyordu. Bu saatte uyanmam normal değildi. Normalde okula hep geç kalırdım. Ah tabi ya okulum saat 10'da başlıyor. Güzel son model telefonumdan (!) saate baktım. Saat 06:02!! Oha benim daha uyumam lazım. Gözlerimi kapattım ama 2 saniye sonra açtım. Sadece öyle bir okuldaysam güzel gözükmeliyim diye düşündüm ve yataktan kalktım. Önce biraz koşacaktım. Hızla dışarı çıktım ve koşmaya başladım. Yarım saat kadar koştuktan sonra eve geri geldim. Duş aldım ve işte. Başlıyoruz. Önce annemden aldığım kapatıcıyı yüzüme sürdüm. Ardından kardeşimin odasına daldım. Göz kalemiyle yüzüne sivilce bıyık ve tek kaş çizdikten sonra bilgisayarını aldım. Youtube'a 'Korean Big Eyes' yazdım ve ilk çıkan videoya bastım. Öncelikle far sürüyordu. Onun gibi sürdüm. 

Hiçbir şeye benzememişti. Kadında olan far ve fırçanın hiç biri bende yoktu. Birde lensimde yoktu bu yüzden bütün hepsini sildim ve sadece rimel sürdüm. Göz altıma beyaz kalem çektim ve aynaya baktım. Bu sefer daha güzel olmuştu. Kalktım ve üniformamı giydim. Saat 08:30'du erken gitmekten bir zarar gelmezdi. Belki kütüphaneye gidip kitap okuyabilirdim. Evden çıktım ve yavaşça yürümeye başladım. Birden Sehun yanımda beliri verdi.

-Sehun: Ohayo -jpn: günaydın-

-Wuahh Japonca'ya mı başladın. Ohayo ^^ dedim gülerek.

-Sehun: Anime izleyerek oldu dedi gülerek. Ama bir dakika onun okulda olması lazımdı.

-Sen neden okulda değilsin?

-Sehun: Ah seni bekliyordum bunu vermek için dedi gülerek. Elinde dün verdiğim atkı vardı.

-Sende kalabilirdi sorun değil dedim ve yürümeye devam ettim.

-Sehun: Bekle.

-Eh?

-Sehun: Yıkıdım, kuruladım ve ütüledim. Parfümümü bile sıktım dedi. Kahkaha attım.

-Hiç gerek yoktu dedim ve alıp boynuma bağladım. Gülümsedi ve yürümeye devam ettim. Karşıda arabasına oturan Jonghyun bize bakıyordu.

-Sehuna: Yoora şu çocuk bize mi bakıyor bana mı öyle geldi?

-Evet bize bakıyor. Sen çok geç kalmadan okuluna git. Sonra görüşürüz dedim ve hızla Jonghyun'un yanına gittim.

-Ne istiyorsun?

-Jonghyun: Sen kimsin?

-Eh?

-Jonghyun: Ah hatırladım. Köylü kızı. Bir şey istemiyorum.

-Aish.. Neden evimin önündesin o zaman.

-Jonghyun: Ah burası senin evin mi? Bende dedim bu paçarva yığınında kim kalıyor. dedi ve kahkaha attı.

-Bak amacın ne bilmiyorum ama aileme dokunma. Ne işin varsa benimle hallet.

-Jonghyun: Tamam dedi ve arabasından atlayıp bana sarıldı. Eğer şimdi bana sarılırsan seni çok mutlu ederim. Ailen hiç zorluk çekmez dedi. Sesinde acı ve umut vardı.

-Ben...

Kiss Note Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin