hasta bir jeongin

210 21 4
                                    

stan talent stan txt

jeongin:
iste boyle hyunglar
sanirim benden rahatsiz oldu
anlamsdim

derin sesinde hayat buldugum:
bu iste bir gariplik var

gamzelerine bayildigim:
lixe katiliyorum

kol kaslarina öldugum:
bence
el ele tutusmaniz hakkinda
konusmak istemis olabilir
cunku ben olsam
ve lix ile sizin yasadiginiz
olayi yasasam
onunla is degil de
el ele tutusmamizi konusmak isterdim

jeongin:
ya el ele konusmamizi
nasi konusayim
elimi tuturken fenalik gecirdim
konusurken bayilirdim herhalde

gamzelerine bayildigim:
aslinda changbin
hakli gibi
bu da bir ihtimal

jeongin:
yani
simdi napmaliyim

derin sesinde hayat buldugum:
sen bisi
yapmicaksin
hyunjin'in adim atmasini bekle

gamzelerine bayildigim:
+1

kol kaslarina öldugum:
+1

jeongin:
e peki
o zaman
ben dondurma yemeye devam edeyim

gamzelerine bayildigim:
fazla yeme
hasta oluyosun

jeongin:
hm ok

jeongin, chan hyungunu hiç dinlememiş neredeyse bir kap dondurmayı bitirmişti. hasta olacağını biliyordu fakat pek umrunda değildi açıkçası. hyunjin'i rahatsız ettiği düşüncesi aklının içinde dolanıp duruyor ve sürekli ona rahatsızlık veriyordu. ne yapacağını bilmiyordu jeongin. hyunjin ile ilk çalıştığı andan itibaren ona doğru çekilmişti ve bunu engelleyememişti.

hyunjin'in ondan hoşlanıp hoşlanmadığından emin olamıyordu. hyunjin hem sevip hem sevmiyor gibi bir tavır takınıyordu. bu hem sevip hem sevmeme durumu öyle bir sıcak bir soğuk durumu değildi. hyunjin sevmiyor gibi bir tavır takınsa da jeongin'e oldukça dikkat ediyor. onunla ilgileniyordu ve bu jeonginin daha çok kafasını karıştırıyordu.

bu kadar çok düşünmenin onu daha fazla yoracağını bildiği için elindeki kutuyu mutfağa bırakmıştı. ardından odasına gidip yorganının içine girdi. yarın iş günüydü. hyunjin'i görecekti. ne kadar son konuşmalarına üzüse de hyunjin'i görecek olmak ona mutluluk veriyordu işte.

jeongin kendini uykuya bırakırken hyunjin gözünü bile kırpmamıştı. yarının iş günü olduğunu bildiği halde. sürekli jeongin'in gönlünü nasıl alacağını düşünüyor lakin bir sonuca varamıyordu. aklının içinde çok fazla şey dönüyordu ama o arasından hiçbirini seçemiyordu.

jeongin'i mutlu etmek istiyordu. onun gülüşünü izlemek istiyordu. gözlerinin içi parlasın, asla sönmesin istiyordu. hyunjin biliyordu ki biraz fazla istiyordu ama jeongin'e kıyamıyordu. bazen kendini ondan uzaklaştırmamaya çalışsa uzaklaştıramıyordu. bir gözü işte iken diğer gözü jeongin'de kalıyordu. kendinden çok ona dikkat ediyordu hyunjin.

bu kadar düşüncelerin içinde kaybolmuşken sabah olduğunu fark etmedi hyunjin. sabah olmasına rağmen hiçbir şey bulamamıştı. içli bir nefes verdi. işe gitmek zorundaydı. jeongin'in gönlünü alamadan gitmek zorundaydı.

freeze//hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin