İyi okumalar🥰
Neden bu kadar yorgundum?
Neden bu kadar parçalanmıştım?
Ben bu olduğum kişi değildim.
Bundan emindim.
Bu çalan hüzünlü şarkıda neyin nesi?
Bu göğsümü sıkışmasına sebep olan şeyde neydi?
Dünkü manzara olabilir mi?
Olabilir...
Gözlerimden ardısıra akan damlaları artık yakalamayı bırakmıştım. Kafamın içinde bin bir seneryo kurguluyordum ve bunu durduramıyordum.
Lanet olsun!
Kolumdan sarsılmamla bütün herkes yokluğa karıştı. Zaten yoklardı!
Pardon ya!
"Elisa iyi misin?" Ellerimle gözlerimi kurulayıp başımı sesin sahibi olan patronuma çevirdim. "İyiyim... kusura bakmayın." diyerek gerçekliğe dönmeye çalıştım.
Elimdeki dosyaları ne yapmak için aldığımı bulmaya çalışırken, dosyaları biraz karıştırdım.
"İyi olduğuna emin misin? Bu gün çok çalıştın en iyisi evine git dinlen." Gözlerim tekrar patronumu bulurken, yüzünde yaşanmışlıkların izi olan kırışıklıkları vardı. Saçlarında yer yer beyazlar vardı.
Gece iki gibi işe gelmiştim ve şuan saat akşam sekizidi.
"Peki patron." diyerek elimdeki dosyaları fotokopi makinesinin üzerine bıraktım. Ceketimi üzerime giyip çantamı omzuma taktım. Arkamı döndüğümde patronumun beni hüzünle izlediğini gördüm. İfadesini düzeltmeye çalışsa da pek başarılı olduğu söylenemez.
"Yarın seni enerjik görmek istiyorum kızım. Tamam mı?" dedi babacan bir tonda. Gerçekten berbat mı görünüyordum?
"Berbat görünüyorsun Elisa."
Diyen iç sesime hak verdim.
Ona iyi olduğumu göstermek adına "Emredersiniz komserim." diyip ona asker selamı verdim lakin bu iki kelimeyi bile söylerken sesim çatlamıştı.
Gülümsemeye çalışarak odadan çıktım. Murat konser yani patronum eski askerdi. Evlendikten iki yıl sonra eşi vesilesiyle işi bırakmak zorunda kalmış ve bu işletmeyi açmış. Bileğim de ki tokayla kahverengi saçlarımı gelişi güzel topladım.
Ben Elif Elisa Akçam, 23 yaşındayım. Muhasebe bölümü mezunuyum. Küçük bir işletme de -sahibi patronum sayesinde- işe alındım.
Kapıdan çıkıp çantamdan sigara paketini alıp içindeki çakmağım ile bir dalda sigara çıkardım.
Sigarayı dudaklarımla, çakmağıda sigarayla buluşturup acı zehri ciğerlerime doldurdum. Çakmağı kutuya sıkıştırıp çantama geri koydum. Nereye gideceğimi bilmeden yürümeye başladım.
Ne kadar yürümüştüm? Ne kadar ağlamıştım?
Kaç sigara bitirip yenisini yakmıştım? Kutudan aldığım dalı dudaklarımla buluşturdum lakin esen hafif esinti yüzünden bir türlü sigarayı yakamamıştım. Tam yakıyordum ki bir bedene çarpmamla çakmağım yere düştüğü gibi siyah botlar tarafından tepelendi. Lanet olsun! Kahvenin en koyu tonuna sahip gözlerimi sinirle siyah botların sahibine çevirdim. Şapşal bir suratın aksine boş bakan çayır gibi gözleri vardı. Boyu benden uzundu. Ben 1.68 sem oda taş çatlasa 1.88 falandı. "Biraz daha dikkatli olamaz mısın?!" dedim sitemle aynı zamanda kırılan çakmağımı elime aldım. Evde bir sürü vardı ama bu çakmağımın yeri bir başkaydı.
Kısa sürede düşündüğüm planı uygulamak için dudaklarımı ıslatıp söze girdim. "Çakmağın varmı?" dedim sakin bir sesle ama aşırı sinirliydim benim olana benden başkası zarar veremezdi! "Evet" dedi tekdüze bir sesle "çakmağını verirmisin?" dedim ve elimi ona uzattım.
Umursamaz bir şekilde çakmağını bana verdi. Elime bırakılan çakmağı incelemeye başladım, bir yüzünde Eskişehir yazıyordu diğer yüzünde üç boyutlu 'E.A.O.' yazıyordu. Baş ve işaret parmağımla tuttuğum sigarayı dudaklarıma yerleştirdim ve elimdeki çakmakla yaktım. Ciğerlerime doldurduğum dumanı havaya üfledim. Çakmağı düşünmeden cebime attım ve sakin adımlarla yürümeye başladım. Arkamdan nasıl baktığı umrumda değildi. Çakmağım benim hayat damarım gibiydi. Tam sokağı dönecektim ki "tekrar karşılaşıncaya kadar sende kalabilir" dedi sanki tekrar karşılaşacağımıza emin gibiydi, göz devirdim ne kadar görmese de!Sigaram bittiğinde izmaritini yere atıp botumla ezdim tabi çoktan durağa gelmiştim. Gelen otobüse binip akbilimi okuttum ve önde tek oturan çocuğun yanına attım kendimi. Cebimden kulaklığımı çıkarıp telefona bağladım son dinlediğim şarkıyı başa sarıp, arkama yaslandım. Bana dik dik bakan kahveleri fark edene kadar gayet rahattım. Kulaklığımın bir tekini çıkarıp soran gözlerle ona baktım. Bana dik dik bakmayı sürdürürken konuşmaya niyeti yoktu galiba. Tam konuşacaktı ki telefonumun çalmasıyla cebimden telefonu çıkardım. "Annem arıyor.." yazısıyla biraz duraksadım lakin kendimi toparlayıp aramayı reddettim. Başımı yanımdaki çocuğa çevirdim. Elindeki kokuyu ellerime tutuşturdu.
Ne yapmaya çalıştığını başta anlamadım ama sonra ne amaçla bu kokuyu bana verdiğini anladım.
Lanet olsun şuan çok utanıyordum. Otobüste ki diyer insanlara göz gezdirdim ama keşke bakmaz olaydım. Yarısı yaşlılardan oluşan yolcular bana kınarcasına bakıyorlardı.
Çok çocukça bir istek ama tam şuan görünmez olabilirmiyim.Yeni serüvenimden merhaba.☺️
Umarım beğenmişsinizdir?
👉🥺👈
Beğendiyseniz🌟,
Emeğe saygınız varsa 🌟 parlatmayı unutmayın 🥰
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sıfatlar
Mystery / ThrillerHayatı yolunda sürekli tümseklerle karşılaşan bir insanın sıfatlar umrunda olmaz! ################ "Biz sıfatları siktir edeli çok oldu güzelim." dedi eğlenir bir sesle. "güzelim de bir sıfat." dedim umursamaz ve biraz sıkılgan bir...