Ron'un cigliklari ile uyanmasinin ustunden yarim saat bile gecmemisti aslinda. Fakat sanki cok dinc uyanmis gibi Herm onlari erkenden kaldirip kutuphaneye goturmustu. Tum seneleri saysak hepi topu 3 kere kutuphaneye giden Harry simdi ise burayi evi olarak goruyordu. Burda yatip kalkiyordu artik. Hayir bir de hic bir ilerleme kaydedemiyorlardi. Bu daha da sinirini bozuyordu. Tek iyi yani Snape'in derslerinden kacabiliyor olmasiydi.
H: Herm profosor sana kitabi geri verdi mi?
Harry'nin kendisine yonelttigi soru yuzunden olaylari en basindan anlattigi arkadasi ile sohbetini durdurdu Herm.
H: Evet orda duruyor bak yesil kitabin altinda.
Harry elini yesil kitaba dogru uzatti ve onu yavasca kenara iterek altindaki mor kapali kitabin gorunmesine izin verdi. Kitap koyu mor bir rengine sahipti. Kenarlari siyah bir cerceve ile kapliydi ve ustunde birkac yazi vardi.
Kitabi tam eline alacakti ki kutuphanenin kapi gicirtisi duyuldu. Uc arkadasta basini oraya cevirdiler ve iceri girenlere baktilar.
Harry bu saatte kutuphanede bulunabilecek tek delilerin kendileri oldugunu dusunuyordu aslinda. Bu gelenler bir kac siradan caliskan cocuklar olmaliydi. Hos ona gore onlar bile bu saatte buraya ugramazlardi.
D: Ne yani hic mi bir sey yok elimizde?
Harry kapidan kendilerine dogru gelen uc arkadasa gozlerini buyuterek bakti. Draco ona dogru geliyordu. Yaninda ise Pansy ve Blaise vardi.
Gozluklu ona dogru gelen cocugu dikkatlice izledi. Saclari her daim oldugu gibi duzenliydi ve parliyordu. Harry Malfoy'un sacini her daim kiskanir olmustu. Cunku sarisinin saclari hic dagilmazdi fakat Harry'ninkiler oyle mi? Duzelmemek icin ant icmis gibilerdi adeta.
Herm: Ne demek istiyorsun Malfoy?
D: Ya sen hatirliyor olmalisin Hermonie
Herm gozlerini Harry'e dikti. Bir aciklama bekliyordu.
H: Sana anlatmayi unuttum. Malfoy'unda gun tekrarlarindan haberi var.
Herm: Bunu zaten anlamistim. Fakat simdi niye yardima geliyorsun da daha onceden yoktun?
D: Detaylara cok takilmayalim. Bu arada Herm senin iksirden bana biraz lazim. Bu ikisine her seferinde bir seyleri anlatmak yoruyor artik.
Herm kafasini salladi.
Herm: Gidip getireyim madem.
R: Bende seninle gelicem
Harry'i orda tek basina birakarak yatakhaneye dogru ilerlediler.
H: Burda oldugumuzu nasil anladin?
Draco Harry'nin yanina oturmus masanin ustundeki notlari karistiriyordu.
D: Kutuphaneye bu kadar erken gitmemek adina yaptigin yakarislar bana burda oldugunu soyledi.
H: Oraya kadar mi geliyordu sesim?
Draco onayladigini belirten mirilti cikararak elindeki notlari masaya birakti ve Harry'e dondu.
P: Biz Blaise ile biraz kitaplara bakalim. Belki bisiler buluruz.
Blaise ve Pansy onlari yalniz birakarak kutuphanenin arka taraflarina dogru ilerlediler. Harry ise hala saskinligi ile savasiyordu.
D: Evet Potter. Ne yapiyoruz?
H: Hic bir fikrim yok Malfoy. Bir sey bulamiyoruz. Cikmazdayiz.
Draco karsisindaki cocuk sozlerini bitirene kadar gozlerinin icine bakti. Daha sonrasinda kafasini masaya cevirdi ve kitaplari elleri ile ordan oraya koymaya basladi. Farkli bir seyler var mi onu bulmaya calisiyordu. Derken masadaki koyu mor kapakli bir kitap dikkatini cekti.
D: Bu kitabi daha once gormemistim.
Draco eline kitabi alip sayfalarini karistirmaya basladi. Harry ise gerildigini hissediyordu. Bu olaylari sarisin cocuga en basta mi anlatmaliydi diye dusundu. Simdi ne aciklama yapacakti peki? Ya da sarisin cocuk ne tepki verecekti?
D: Bu kitapta da mi bir sey yok?
H: Aslinda her sey o kitapta
Harry iyice gerildigini hissediyordu. Gerginlikten basina agrilar girmeye baslayacakti artik. Anlatip kurtulmak istiyordu aslinda ama kafasinda dusuncelerini toparliyamiyordu. Dogru sozcukleri secemiyordu.
D: Nasil yani? Bir sey bulmadigini soylemistin
H: Bulmadim zaten
Draco kaslarini catti ve gozluklu cocuga bakti. Bir dedigi bir dedigine uymuyordu.
D: Potter ne demek istiyorsun acik konus artik
H: Her seyin basi o kitap
