Eğer, herşeyi Merlin yaptıysa benim burada bir payım yokmuş diye düşünüyorum. Gereksiz bir kişilik olarak arka planda kalmış gibi hissediyorum. Tekrar doğmasaydım daha mı iyi olurdu tartışılır. Ama düşündüğüm şu ki eğer tüm savaşlarda veya herhangi bir şeyde onun parmağı varsa savaş çıkarsa yetersiz olduğumu , Camelot’un düşeceğini düşünüyorum. — Ki zaten onun sayesinde Camelot’u kurmuştum.— Elimde olan bir şey değil ama ben artık hiç bir şey istememeye başladım. Yaptığım herşeyi daha doğrusu yapamadığım başkasının yaptığı herşeyi kabullenememek çok kötü. Bu kadar aptal veya bencil olmasaydım herşey farklı olabilirdi. Belki babam o büyücünün çocuğunu öldürmeseydi daha kötü olacaktı. Böyle düşününce büyücüler iyiki yasaklanmış diyorum.
Ama bir tarafım “Saçmalama sen o(büyü) sayesinde doğdun, bencillik ediyorsun. Hiç bir şeyi hak etmiyorsun. Merlin’in seni korumuş olmasına bile bencilllik edip onu sürgün ettin. Hak etmiyorsun.” Diyor.
Haklı da gerçi beni koruduğu için sürgün ettim. Gerçi bunu bile bilmiyorum o yüzden mi yoksa başka bir şey yüzünden mi kestiremiyorum. Çok duygusal düşünüyorum fakat krallık amacımı taşıran bir şey. İçime dokunan bir şey. Sanırım bunu asla bilemeyeceğim.
“Evet bu durumda kuşanmamız gerekecek. Ava çıkacak mıyız?”
“Evet.”
“Umarım koca bir geyik avlarız.”
“Belki.” Dedim masaya kağıtları bırakırken.“ Krala ihtiyacımız var.” Dedi Sky konudan alakasız. Başka konu konuşuyorlardı.
“Yani?” Dedi Leon.
“Bunu tartışmayacağız. Gelmeyeceğini söyledi. Başı boş bırakamayız burayı.” Dedi Gwaine.“Değil mi Arthur?”
Dalmış öylece masanın desenlerini izliyordum.
“Arthur?” Dedi tekrar Gwaine.
Gözümü masadan ayırıp hepsine baktım.
“Belki de ihtiyacınız olan kral ben değilimdir.” Dedim kararla.Hepsi donakalmış bana bakıyorlardı. Gwaine araya atıldı. “Ne demek istiyorsun sen en iyi kralsın. Hatta inanır mısın Mydeth’in kralından bile en iyi kralsın. Krallığı berbat diyorlar.” Dedi gülümseyerek.
Gülümsedim. “Ben bu tahtı kazanmak için hiç bir şey yapmamışım.” Dedim donuk bir surat ifadesi takınarak.
“Hepimiz senin en iyi kral olduğunu biliyoruz ve bunu tartışmayacağız.” Dedi net bir şekilde Leon.
Gwaine araya girdi. “Bir dakika bir dakika, ben bu tahtı kazanmak için hiç bir şey yapmamışım da ne demek? Doğruyu söyle ölüyor musun?”
Güldüm. “Hayır.” Kafamı salladım. “Her neyse.” Kapı açıldı ve içeriye Gaius girdi. “Efendim, rahatsız ettim ama.” Şövalyelere baktı. Bende onlara baktım. Sinyali anlamışlardır ki izin alarak odadan çıkıp Gaius ile bizi baş başa bıraktılar.
“Şövalye uyandı. Ama...” dedi ve duraksadı.
“Ama?”
“Sordum ama cevap vermiyor sadece sizinle görüşmek istediğini söyledi. Diğer sorularıma yanıt vermedi. Şüphelerim var.” Dedi bana yaklaşarak.Kafamı salladım. “Ne gibi şüpheler?”
“Kolunda garip bir sembol taşıyor. Sembolün ne olduğunu çözemedim. Kitaplarda yazmıyor. Neredeyse tüm kitapları araştırdım.”“Nasıl bir sembol?”
“Ateş ve suyun birleşimine benziyor.” Dedi Gaius düşünceli şekilde.Ayağa kalktım. “Gidip görelim bakalım şu şövalyeyi.”
Şövalye öylece boş boş tavanı seyrediyordu. Beni görünce doğrulup battaniyeyi düzeltti. Masanın altındaki tabureyi yanına çekip oturdum. “Anlat bakalım.”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Merlin: Ateş Tahtı
Teen FictionArthur'un yeniden doğuşu aslında hiç ölmemiş olup ölümü tatması, tekrar herşeyi eski haline getirir. Fakat tek bir sorun vardır. Merlin'in büyücü olduğunu bilmektedir. Bu yüzden herşey daha da zor olur.