Helloo .Ben geldim .Upuzun bir aradan sonra .Üniversiteye başladım , yurda yerleştim , alıştım ettim derken istemsizce aşırı boşladım burayı .Bir de bilgisayarımda ve wifi de sıkıntı vardı .Bilgisayarım düzeldi çok şükür (umarım nazar etmem ) ama wifide hala sıkıntı var. Kendi internetim size feda olsun ya yapacak bir şey yok .
Gelelim birkaç hatırlatmaya .
Geçen bölümde olanlardan hatırlatmak amacıyla kısaca bahsediyorum
- Buz pateni yaptık , noel pazarında gezdik
-Bale gösterisine gittik
-Miley Cyrus konserine gidildi
-Konser sonrası babalı anılar konuşuldu ( en beğendiğim sahnelerden biri asdkjnf )
-Trambolin sahnemiz vardı .Sude çıkıp manzara falan seyrediyordu asdn
-AKSEL VE SUDE SEVGİLİ OLDUUU
-Van Gogh müzesine gittik
- Gondolla kanalda gezdik
-Anne frank'in evine gittik
-Yağız ve Sude yıldızların altında söyledi
Geçen bölümde ki ana olaylarımız bu şekildeydi .
Hatırladıysak eğer bölüme geçebilirsiniz .
Oy vermeyi ve satır arası yorumları unutmayın lütfen :)
Ben kaçıyorum bölüm sonunda görüşürüz .Keyifli okumalaaar ;)
&&&&&&&&&
Amsterdam'dan binip Edinburg'a inip babamların ayarladığı otele geçmemiz yaklaşık olarak iki buçuk saatimizi almıştı.
Edinburg'un merkezindeki oldukça lüks olan bir butik otele yerleşmiştik ve otelde sadece biz vardık.Amsterdam ve Berlinde ki kaldığımız otele göre daha şirin ve küçük bir yerdi .Bu daha rahat takılmamızı sağlıyordu .O sırada Yağız sırıtarak konuştu
" şu karşıda ki otelde güzel kız gördüm. Sarışın bir bebek " dedi sırıtarak. Dediği yere baktım ama kız yoktu
"Abaza" diye dalga geçtim. Kolunu omzuma atıp
" Abimler varken bana abaza demen bir tık üzücü" dedi. Esen rüzgarla yağız'a sırnaşırken göz devirip
"Ok" diye tiye aldım.
Terasa çıkmıştık ve bu soğukta etrafa bakıyorduk. Yağız yerine Aksel olsaydı ona sarılırdım şimdi...Gerçi bu pek akıllıca bir fikir değildi. Ortak terasta yapılacak bir iş değildi mesela.
Hadi Amsterdam'da ki otelde yalnız kalabilecek bir ortam buluyorduk ama bu butik otelde onu da bulabileceğimize emin değildim. Küçük bir oteldi ve biz kalabalıktık.
Neyse ayarlayacağız bir şeyler .Yar deyince kalem elden düşüyor sonuçta .O sırada terasın kapısının oradan Selma yengemin sinirli sesi geldi
"Çocuklar ! ne yapıyorsunuz bu soğukta!" dedi . İkimiz de arkamızı dönüp terasın kapısında bize çatık kaşlarla bakan yengeme döndük
Yüz ifadesine bakılırsa ağzımıza sıçacak gibiydi .Size de ful hd izlemek düşüyor
" valla yeni çıktık anne" dedi yağız korkuyla .
On dakikadır burada takılıyorduk .Vallah demesek mi ?
" Çabuk içeri! Şu soğukta üzerinizde incecik bluzla çıkmışsınız bir de . Ben size ne desem az!" dediğinde tıpış tıpış içeri geçtik
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük Yener
Teen FictionOn beş yaşında ki Sude'nin hayatı normal bir seyirde ilerliyordu .Annesi , ablası , abisi ve babasından oluşan küçük bir ailesi vardı . Ta ki babasının başka bir adam olduğunu ve o adamın ailesini öğrenene kadar. 📢📢📢 Değişen hayat kitabının düzen...