Bölümleri birkaç gün aralıkla atıyorum, art arda atmayacam.
Açıklama gereği hissetmiştim.
Başlıyorum
-----------------------------------------------------------
Bir sonraki tenefüs Minho heyecanla Jisung'a döndü.
"Bu tenefüs teklif edeceğim!"
"Çok ani değil mi bu? Hem biraz erken, onunla yeni tanıştın."
"Boşver."
"Peki."
Minho gülümseyince Jisung'ta gülümsedi.
Bu gerçek bir gülümseme değildi.
"Peki, şimdi ne yapmalıyım?"
"Onun yanına gitti ve de ki benimle çıkar mısın? Bu kadar."
Sevdiği adamın hoşlandığı kıza çıkma teklif etmesi için yardım ediyordu.
Komik.
"Çok klişe değil mi?"
"Yoo değil."
"Peki. Gidiyorum ben, derste görüşürüz!"
"Görü-"
Jisung cümlesini tamamlamadan Minho gitmişti.
Kendini berbat hissediyordu.
O an yok olmak istedi.
Yok mu olmalıydı?
....
Zil çalınca Minho heyecanla Jisung'un yanına geldi.
"Çıkıyoruz!"
Jisung gülümsedi.
Bu da mı sahte?....
"Senin adına mutlu oldum."
Yalan.
"Hepsi senin sayende Jisung, ne kadar teşekkür etsem az."
Ardından sarıldı.
Jisung sarılmasına karşılık verdi.
....
Zil çaldığında Jisung tuttuğu nefesini bıraktı.
En sevdiği ders olmasına rağmen çok sıkılmıştı, dinleyememişti.
Herşeyini topladı ve Minho'ya baktı.
"Hadi, gidelim Minho."
"Şey üzgünüm Jisung ama ben Yeji'yle gideceğim, bugünlük tek gitsen olmaz mı?"
Jisung buna çok kırılmıştı.
Gözlerinin dolduğunu hissediyordu, o yüzden kafasını olumsuz anlamda salladı ve sınıftan hızlı adımlarla çıktı.
Okuldan çıkınca tuttuğu göz yaşlarını bıraktı.
Hem ağlıyor hemde bulanık görüşüyle yürümeye çalışıyordu.
Minho'nun da kişisel bir hayatı vardı.
İstediğini yapabilirdi.
Buna Jisung karar veremezdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stop|Minsung
Fanfiction|~angst~| Han Jisung herşeyden vazgeçmişken Lee Minho ile karşılaşır.