Mekana herkesten önce gidip düzenlemeleri yaparken sokaktan geçen çiftler gözüme takılmıştı. "Ne de güzel eğleniyorlar, ben bu yılı da yalnız bitiriyorum tabii ki." Arkadaşlarımdan Hongjoong ve Seonghwa, San ve Wooyoung, Jongho ve Yeosang sevgiliydi. Onlar yılbaşına birlikte girecekler ama Mingi ve ben hala yalnızız. Onun benim hakkımda ne düşündüğünü bilmesem de ben gizliden gizliden Mingi'den hoşlanıyordum. Söylersem her şeyin daha da kötüleşmesinden korktuğumdan kimseye henüz bir şey belli etmemiştim. Arkadaşlarımızın bizi shiplemesi her ne kadar hoşuma gitse de öyle anlarda sanki rahatsız olmuşum gibi konuyu çevirmeye çalışıyordum. Düşüncelere dalmışken telefonumun titremesiyle irkildim. Arayan Seonghwa hyungdu.
"Alo Seonghwa hyung, ben mekanı hazırladım şimdi sana konumu atıyorum herkesi toplar gelirsin."
"Tamamdır Yunho, o iş bende rahat ol. Gelirken bir şeyler almamı ister misin, eksik bir şey var mı?"
"Sağol hyung, sen sadece diğerlerini getir yeter."
Umarım bu gece sarhoş olmam, ya Mingi'ye gerçekleri söylersem... O zaman ne olacak? Bir şeyden ne kadar çok korkarsan, o kadar çabuk başına gelir derler. En iyisi bunları düşünmemek.
Araba sesleri yaklaşıyordu, sanırım geldiler. "Beyler hoşgeldiniz, sizin için harika bir yer seçtim üstelik kendi ellerimle hazırladım, buyurmaz mısınız?" Hepsi heyecanla çift çift otururken Mingi'yle benim arama WooSan çifti girmişti. Onlar yüzünden yan yana oturamıyorduk.
"Neyse arkadaşlar, madem hepimiz toplandık bu geceyi iyi bitirelim." dedi Hongjoong. Hepimiz başımızı sallayarak onayladık. Sojularla birlikte herkes yavaş yavaş kendinden geçmeye başlarken sohbet derinleşti.
"Ee San, yeni yıldan ne bekliyorsun?" dedi Wooyoung aniden. Sıranın bana gelmesinden çok korkuyordum, diğerlerine göre daha az sarhoş olsam da Mingi'yle bu gece hiç hoş şeyler olmayabilirdi. Hepsi birbirine soruyu sormuşken yine Mingi'yle ben kalmıştık. Herkes bana bakıyordu ve Mingi birden konuşmaya başladı.
"Ee Yunho, sende bana sormayacak mısın ne istediğimi?"
Ne yapacağımı bilmiyordum ve aşırı paniklemiştim. Herkes bana bakarken ağzıma ilk ne geldiyse söylemeye başladım.
"Peki sen Mingi, senin yeni yıldan beklentilerin ne?" diyerek heyecanlı bir şekilde beklemeye başlamıştım.
"Araba." dedi Mingi.
"Ne, araba mı? İnsan aşk der, mutluluk der sen neden araba dedin ki?" Sanırım bunu sormamam gerekiyordu. Nedensizce içimi kötü bir his kapladı ve Mingi'nin söyleyeceklerini ümitsizce beklemeye başladım.
"Aşkımla Seoul sokaklarında gezip mutlu olabilmek için..."
Mingi'nin bu cevabına herkesin "Ooo!" diye bağırmasıyla gözlerim kararıyormuş gibi hissetmiştim. İyi ki ondan hoşlandığımı söylememişim.
"Ee arkadaşlar ben kendimi iyi hissetmiyorum sanırım çok içtim tuvalete gitmem gerek." gibi saçma bir bahaneyle masadan fırlayıp tuvalete gittim ve ağlamaya başladım. Ben onu bu kadar severken o gözlerimin içine bakarak başkasını sevdiğini söylemişti. Bir şey yapıp buradan kaçmam gerekiyordu. Sanki çok acil bir telefon gelmiş gibi yanlarına gittiğimde telefonumu göstererek "Gençler annem aradı babam hastalanmış acilen gitmem gerek." diyerek oradan kaçacaktım. Yanlarına gittiğimde Mingi yere bakıyor, diğer hepsi yandan sırıtarak bana bakıyordu. Kesin anlamışlardı Mingi'den hoşlandığımı artık daha fazla utanıyorum. Planımı hayata geçirerek oradan hemen kaçmaya calıştım çünkü başka çarem yoktu. Gözyaşlarıma zar zor hakim olarak oradan kaçarken arkamdan duyduğum tek ses Mingi'nin "Yunho gitme lütfen, bir şey açıklamama izin ver!" demesiydi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seoul Streets | YunGi
Fanfiction"Yeni yıldan beklentilerin ne Mingi?" "Araba." "İnsan aşk, der mutluluk der sen neden araba dedin ki?" "Aşkımla Seoul sokaklarında gezip mutlu olabilmek için..."