İki Tercih Arasında

109 6 7
                                    

Gelen kişi Kaan'dı. Şaşkınlıkla etrafına bakarken bu gücün Duman'dan çıkmasına ihtimal verememiş olacak ki beni ya da benim gibi güçlü birini arıyordu.
Ben ise Duman'ın vücudunu resmen ele geçirmiştim.

"Alev neler oluyor? Lütfen kontrolümü bana geri ver." dediğinde Duman'ın istediğini yerine getirdim. Cansu ve Volkan dehşet dolu gözlerle bize bakarken Kaan hâlâ etrafa bakıyordu.

"Kim yaptı bana bunu?" diye sorduğunda Volkan hemen "Ben yaptım bir sorun mu var?" dedi ters bir şekilde. Neden yalan söylediğini elbette ki tahmin edebiliyorduk. Kendince Duman'ı koruyordu.

"Var deli çocuk. Sen benim buraya ışınlandığımı nereden bildin? Yoksa muhafız veya peri oldun da biz mi duymadık?" dediğinde Duman'ın gülümsediğini fark ettim. Kaan ve Volkan da fark etmiş ve ona dönmüşlerdi. Kaan anladım dercesine kafasını onlara sallayıp yanımızdan uzaklaştı. Neden gelmişti ki şimdi buraya?

" Bunu nasıl yaptın?" diyen Cansu ve Volkan yüzünden onu takip etme düşüncemden şimdilik vazgeçtim.

" Ben zor bir dönemden geçiyorum sonra konuşalım. "diyen Duman onlara cevap vermemişti fakat Volkan hemen önümüze geçti. Tabi bu Duman'ı durduramazdı ama benden bir cevap bekliyordu. O da onlara anlatmak istiyordu sanırım. Tekrar vücudunun kontrolünü ele geçirdim ve onun ağızından konuştum lakin bu Duman'ın sesi ile benim sesimin karışık bir şekilde çıkmasına sebep olmuştu ve oldukça... Korkutucuydu.

"Volkan size her şeyi anlatacağım ama şimdi değil. Bana zaman ver." dediğimde şaşkınlıkla bana baktı. Daha doğrusu Duman'a baktı. Kontrolü tekrar Duman aldığında ise Volkan yanımızdan uzaklaştı. Cansu ise hemen gelip Duman'a sarıldı.

"Sen Alev'sin, öyle değil mi?" diye sorduğunda Duman sadece gülümsedi. Ben söyle demeden söylemiyordu gerçekten ve bu davranışına hayran kalmıştım.

"Ona benim zihin yoluyla konuşabildiğimi söyleyebilirsin." dediğimde rahat bir nefes verdi. Kendini kastığını yeni fark etmiştim. Onun için zor olmalıydı. Yani benimle aynı bedeni paylaşmak kolay olmasa gerek. Sanırım izinsiz kontrolü ele almasam daha iyi olacaktı.

" Şey... Ben Alev değilim. Ben hala Duman'ım fakat Alev benimle zihin yolu ile konuşabiliyor." dedi Duman. Cansu da şimdi Duman gibi gülümsüyordu. Ne oluyordu burada? Bir şey mi kaçırdım? Ne diye sürekli gülümsüyor bu Duman?

"Volkan'ın peşinden gidelim." dedim bu durumdan biraz rahatsız olarak. "Tamam. Biz gitmeliyiz. Volkan'ın peşinden yani." dedi ve ışınlandı Duman. Peki Volkan neredeydi?

"Sen enerjisini hissedebilir misin?" diye sordu Duman. Evet böyle bulmak daha kolay olacaktı. Neden daha önce benim aklıma gelmedi ki? Etraftaki enerjileri seçebilmek için Duman'ın gözlerini bir süreliğine ele geçirip etrafa baktım ve kırmızı bir alev yükselen enerjinin bulunduğu sınıfa doğru Duman'ı yönlendirdim. Kapının önünde durduğumuzda kapını hafif aralık olduğunu gördük ve aralıktan içeriye baktık. Yani o baktı. İçeride Volkan Eflatun ile mi konuşuyordu? Ya da Duman'ın gözleri mi bozulmuştu?

"Nerede o? Gücünü bile kullandı ama onu göremedim."

"Sana onu görebilirsin demedim zaten. Sana yardım ederim dedim."

"Ben onu görmek istiyorum. Geldiğini hissediyorum ama aynı zamanda gelmemiş gibi."

"Ya da buraya ait değil gibi." dediğinde Eflatunun benden bahsettiğini anladım. Burada olduğumu biliyorlardı ama ne şekilde geldiğimi çözemiyorlar gibiydi.

"Kızıl Alev gerçekten çok enteresan bir muhafız ve ne yazık ki siz ikiniz de onu seviyorsunuz. Benim anlamadığım Alev'in neden birinizi seçmediği." dediğinde Volkan başta anlamadı ama Duman Eflatun'un orada olduğunu bildiğini belirttiğini anladığı için sınıfın içinde o da girmişti.

" Burada büyük bir enerji var. Değil mi Volkan? Peki bu enerjinin sırrı ne? Alev mi? "diye sorduğunda bir anda konuyu değiştirmesine şaşırmıştım ve ayrıca Duman da beni mi seviyordu? Saçmalıyordu çünkü ben onun kardeşi gibiydim yani aklından bile öyle geçiyordu. Hatta Elçin ile daha yeni ayrılmışlardı.

" Konuş! "diye bağırdı Volkan. Duman ise tepki vermemekte kararlı gibiydi ama Eflatun Duman'ın üzerine doğru yürüyünce onun konuşmasına gerek kalmamıştı çünkü resmen bacaklarımı hissediyordum ve bir ruhun bedenden çıkması gibi Duman'ın zihninden yürüyerek ayrıldım ve Eflatun'un tam karşısında durdum.

Gülümsüyordu.

"Gerçekten de sen çok garip bir muhafızsın ve ben sana hayran kalıyorum." dedi Eflatun. Hemen arkasında Dora da belirmişti.

"Anlaşmamızın bize ait kısmını tamamladığımıza göre sıra sende Volkan." dedi Dora gelir gelmez. Volkan onlarla ne gibi bir anlaşma yapmıştı ki?

"Tamam. Sanırım ayrılık vakti." dedi Volkan. Eflatun ise gözlerini devirdi.

"Neler oluyor?" diye sorduğumda vücudumun belirginleştiğini ve sonunda da gerçek boyutuma geri geldiğimi anladım.

"Alev ben senin geri getirilebilmen karşılığında bir anlaşma yaptım. Anlaşmaya göre sen gelince ben... Sürgün boyutuna gidecektim. Kabul ettim ve seni bekledim. Bir hafta oldu ve tam umudumu kaybetmişken şimdi karşımdasın." dediğinde şaşkın şaşkın ona bakıyordum.

" Bana sormadan neden böyle bir karar aldın? Ben ömür boyu orada kalmayacaktım sonuçta. "

" Ama bu gün doğum günündü. "dediğinde doğum günümü tamamen unuttuğumu fark ettim. Normalde hiç unutmazdım. Gerçi artık bütün yaptıklarım artık yapamadıklarım olmuştu.

" Geri döneceğim. Sen de anlaşmaya uymak zorunda değilsin. "dediğimde Eflatun kafasını iki yana salladı." Ben sözümü tuttum ve bir şekilde o iğneyi sana yolladım. Senin ise Duman'ı düşünmen tamamen tesadüf. Ben Volkan'ın zihnine bağlanırsın sanıyordum. "

" O halde sen de Volkan ile ikisini sürgün boyutuna yollayacaktın." dedi Duman. Demek o bizi sürgün boyutuna gönderecekti. O halde ona bir ders vermem gerekiyordu.

Dora benim ne yapacağımı anlamıştı ama daha ağzını açamadan ben bütün odada farklı boyut kapıları açarak ikisini de farklı boyutlara gönderdim. Dora sürgün boyutuna gitmişti. Eflatun ise korku boyutuna.

K: Nihayet!  Artık görevin tamamen tamamlandı Alev.  Tebrikler. Senin  yerine onunla ilgileneceğim.

Teşekkür ederim Korku boyutu.

"Alev sen ne yaptın?" diye sordu Duman. Gülümsedim ve ona sarıldım.

"Ben çok teşekkür ederim Duman. Sen olmasaydın Volkan ile ikimiz sürgün boyutuna gidecektik. Ayrıca beni zihninde ağırlayıp kimseye söylemedin." dediğimde o koku dolu gözlerle bana bakıyordu. Hatta sadece o değil Volkan da.

"Sakin olun sürgün boyutuna yolladım ikisini de." dediğimde Volkan derin bir nefes aldı ama Duman gözlerini kapatmıştı. Sanki... Sinirlenmiş gibiydi.

"Öyle olsun. Ben kantine gidiyorum. Milkshake alacağım." dedi. Sonra da sınıftan çıktı gitti.

Volkan bana döndü ama ben ona kızgındım. Neden benden habersiz o dengesizlerle anlaşma yapıyodu ki.

"Anladım ben. Anlaşılan konuşmak istemiyorsun. Öyle olsun." dedi ve çıktı gitti. Neden öyle olsun? Ve ben neden kendimi iki kişi arasında sıkışıp kalmış gibi hissediyordum?

Şimdi birinin peşinden gidip konuşacaktım ama hangisinin?

Volkana kızgındım evet ama onun kötü bir amacı yoktu.

Duman ise sanırım kızgındı çünkü benim yalan söylediğimi anlamıştı. Zeki biriydi sonuçta. Hemen anlamıştı.

Peki ya ben ne istiyordum? Gerçekten hangisini daha değerliydi?

Volkan'ın beni ne kadar sevdiğini bilemezdim ama azımsanacak kadar değildi. Sürgün boyutuna gitmeyi kabul etmişti. Duman ise beni bir sır gibi saklamıştı. Volkan'ı sevebilmek için gözlerine isim veriştim ve bir edebiyat kitabında mektuplaşmıştım ama bunlar onun için gerçek değildi. Benim zihnimin korku boyutu sayesinde gözlerimin önüne serilmesiydi. Peki neden Duman'ı hiç görmememe rağmen buraya gelirken onu düşünmüştüm?

Ben şimdi kimin peşinden gidecektim?

Kızıl Alev 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin