3.1

14 2 0
                                    

Aynı gün saat 12.50

"Chaeyoung!"

Yere oturmuş esneme hareketleri yapan Chaeyoung'un hemen önünde bacaklarımın üstüne oturdum. "Bence bir süre sosyal medyada bir fotoğraf paylaşma."

"Neden ne oldu ki Nini?"

"Sana geçen biriyle tanıştığımdan ve sasaeng olduğundan bahsetmiştim ya. Senin yaşına ve fotoğrafına sahip!"

Ağzımı kapattı, "Neden bağırıyorsun!?" kafasını hafifçe sola çevirip bize bakan diğer stajyerlere utangaç bir gülümseme sundu önlerine dönmelerini sağladı. "Mesajları göster."

Chaeyoung'a telefonu verdim. Mesajları okudu ve telefonu bana verdi. Tam ağzını açacakken dans odasının kapısı aniden açıldı. İçeriye patates öğretmenin geldiğini gördük.

Patates öğretmen lakabını stajyerler arasında almıştı. Herkes ondan çok korktuğu için onu gördüklerinde süt dökmüş kediye dönerler.

Sıra olmuş kızların önünde durdu ve yine güçlü sesiyle konuştu. "Bu gün sizi zor ve uzun bir pratik bekliyor. Hadi şimdi yerlerinizi alın."

Bu bir işkence...

22.47

Stajyerler yeni yeni çıktığında yerde sırt üstü yıldız pozisyonunda uzanıyordum. Chaeyoung'da sırtını aynaya yaslayıp bacaklarını kendine çekmiş, çenesini de dizlerine koymuştu. "Konuşmaya bile halim yok." Dedi.

"Benim var mı sanki."

"Biz daha çocuk değil miyiz? Neden bu kadar çok yükleniyorlar ki? Tam 10 saat kısa aralarla dans etmek nedir?"

"Normalde yediye kadar sürüyordu ve dayanılabilirdi. Görmedin mi herkesin saçları yağlandı, herkes dağıldı, son danslarda kollarını bile kaldıramıyorlardı."

Chaeyoung hafifçe kıkırdadı. "Sen kaldırabiliyordunda ne oldu Jennie?"

"Bahsetme bile."

Kahkaha attı, gülmekten zor konuşuyordu. "Kareografide ellerini yukarıya kaldırdığın anda dengeni sağlayamayıp geriye düştün." O kahkaha krizine girince bence gülmeye başladım.

"Onca saatin yorgunluğuyla olabilir böyle şeyler. Hadi akşam yemeğini yemeye gidelim."

"Bu koku ve tiple mi?"

"Herkes böyle olacak eşek gibi çalıştık bu gün."

Kafasını tamam anlamında salladı.

Zar zor kalkıp yemekhaneye gittik. Yemekhanede iki bölüm vardı; biri stajyerler içindi. Çok kalabalık bir bölümdü. Diğer tarafta ise daha az masa vardı, o tarafta çalışanlara ayrılmıştı.

Büfeye doğru yürürken yemekhanede yemek yiyen, sohbet eden, sıra bekleyen herkesi süzdüm. Eğer aramızda sasaenge bir şeyler anlatan biri varsa buralardaydı.

Aklımı kurcalayan soru ise erkek stajyerlere nasıl ulaşacaktım? Onların pratikleri bizden bir saat önce başlardı, yani kahvaltıyı bizden bir saat önce yiyorlardı. Akşam yemeği desek bizden bir saat önce pratikleri bitiyor ve biz gelene kadar çoktan dağılmış oluyorlardı. Molalarda dışarıya bile çıkmaya halim olmaz ama denesem diyeceğim, pratik yapan iki grupla bile saatlerimizin denk geldiğini sanmam.

Chaeyoung'un dürtmesi ile yemeğimi alma sırasının geldiğini anladım. Ürkünç ve domuza benzeyen kadın sinirli sinirli bana tabağı uzatıp söyleniyordu. Tabağı alıp masalara doğru ilerlerken arkamdan "Bu aptal gençler sinirimi bozuyor. Birde tabak tutuyorum istersen ayağına getiriyim." Dediğini duydum. Kesinlikle şüpheli listemdesin...

Çalışanların aksine berbat yemekler yiyorduk ve birde bu muameleyi görüyorduk. Ne harika hayat ama.

Çalışanların masalarının yanından geçerken her zaman yemeklerine bakarım. Bu gün çorbaları, sulu yemekleri ve biraz pirinçleri vardı. Ağzımın suyu aka aka onların yemeklerine baktıktan sonra Chaeyoung ile masaya oturup kendi yemeğine baktım. Chaeyoung'un alaycı bir ses tonu ile konuştuğunu duydum. "Yaşasın, haşlanmış brokoli, çok severim."

|020123|

Sasaeng | JensooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin