Part3.

25 4 0
                                    

-Üzgünüm... Her... Şeyi... Geriye sarmak isterdim... Ama yapamam! Çok üzgünüm.....

Dedi. Bu da ne demek oluyordu? Bir süre sonra sustu. Bu sıra da kapı açıldı ve içeriye Ravi girdi.

-Lido uyudu mu?

Dedi sessizce. Kafamı olumlu anlam da salladım.

-Ravi rica etsem onu eve götürür müsün?

-Sen ne yapıcaksın?

Dedi ve duvardaki saate baktı.

-Hem de bu saatte?

-Erkek arkadaşım ile yemeğe çıkıcaktık.

Dedim. Ravi bir an sessiz kaldı. Sonra gülümseyerek.

-İyi eğlenceler Na Young Jung.

Dedi ve Hack Yeon'u kucağımdan aldı. Sıkıntıyla iç çektim. Çantamı aldım ve ışıkları kapatıp odadan çıktım...

Saat çoktan 10:00 olmuştu. Bir masaya oturup YoonGi'yi bekledim. Çok geçmeden gelmişti. Koştuğu kızarmış yanaklarından belliydi. Gitarını çıkarıp kenara koydu.

-Çok bekletmemişimdir umarım?

-Hayır. Ben de yeni geldim zaten.

Dedim. Yalan'a bak yalan'a en az on beş dakikadır bekliyordum.

-Güzel.

Dedi YoonGi. Yüzüne parlak ve benim sevdiğim gamzesini belli eden gülümsemesini yerleştirdi.

-Hımm ne yesek? Ne yiyelim sevgilim?

-Jjamgmyeon'a ne dersin?

-Oh, Olur.

Dedi ve garson'u çağırdı...

Yemeklerimizi yerken aklım Hack Yeon'un dediklerindeydi. 'Üzgünüm. Geri sarmak ve yapamam!' Bunu neden demişti? Neden bana demişti? YoonGi önümde elini sallayınca ona döndüm.

-Neyin var sevgilim? Kaç dakikadır sana sesleniyorum.

-Oh! Özür dilerim YoonGi.

Dedim. YoonGi gülümsedi ve elimi tuttu.

-Sorun değil.

-Ne diyordun?

Dedim gülümseyerek. YoonGi'de yeniden gülümsedi.

-Diyordum ki işlerin nasıl? Menajersin ve altı erkekle beraber aynı evde kalıyorsun.

-Güzel.

Dedim. YoonGi kaşlarını çattı.

-Yoksa çok mu yakışıklılar ya da seni çok mu üzüyorlar? Eğer öyleyse bizim şirket-...

-Bu konuyu halletiğimizi sanıyordum.

Dedim sinirle. Ben gururlu bir insandım ve YoonGi bana ne kadar iyi niyetle teklif etse de kabul edemezdim! YoonGi iç çekti.

-Tamam, tamam bir daha konusunu dahi açmayacağım oldu mu?

-Oldu.

Dedim ve yemeğime geri döndüm. Kalbini kırmıştım bunu kolaylıkla ifadesinden anlıyordum....

Hesabı ödedikten sonra beraber Vixx'in evine kadar yürüdük. YoonGi gülümsemiyordu. Hala kırgındı ve zaten altı erkekle kalmama karşıydı. Ama ben onun dediklerini yapıcak kadar pısırık değildim. YoonGi kolumu tuttu.

-Korkuyorum!

-Neden korkuyorsun YoonGi?

-Seni kaybetmekten ve kalbini başka birine vermenden çok korkuyorum.

-Öyle bir şey asla olmayacak!

Dedim gülümseyerek. Ellerimi yüzüne koydum.

-Söz ver! Beni bırakmıyacağına söz ver!

-Söz veriyorum. Kalbimin tek sahibi sen olucağına söz veriyorum YoonGi!

Dedim hiç düşünmeden. YoonGi gülümsedi ve yanağıma küçük bir öpücük bıraktı.

-İyi geceler.

-Sana da.

Dedim ve kapıya doğru gidip şifreyi girdim. Herkes yatmıştı. Derin bir nefes alıp verdim ve odama gidip kendimi yatağıma attım...

■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■

Sabah uyandığım andan itibaren Leo susmamıştı. Sonun da telefonumu bıraktım.

-Acıktım.

-Na Young Jung nerede?

-Uyuyor. Galiba çok yorgun.

-Ya da tembel!

Dedim mırıldanarak. Ravi kaşlarını hafif çattı.

-İnsanları kendinle karıştırma Hack Yeon!

Dedi. Omuz silktim ve telefonumu yeniden elime aldım. İçeriye koşarak Ken girdi.

-Hyung ne oldu? Bu halin ne?

-Gene mi Seo In GUK hyung'u gördün?

-Hayır. Be-bekleyin!

Dedi. Nefes alma egzersizi bitince koltuğa oturdu.

-Kimseye söylemiyeceğinize söz verin!

Dedi. Hepsi başını salladı. Ben hariç!

-Konu menajer Jung!

Dedi. Biraz dikkatimi verdim. Gene kim bilir ne yapmıştı o aptal?

-Onu dün bir erkekle gördüm.

Dedi. Herkes şaşırırken sinirle telefonu cebime koydum. Benden başka bir erkek ha? İşte şimdi bittin sen Young Jung!...

■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 21, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

REWINDHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin