3. Bölüm : Boşluk

36 6 6
                                    

Boşluk...

Bir boşluk sana neyi ifade ediyor. Bana sanki bir konserdesin ve şarkıyı söyleyen kişi sensin ve haftalarca hatta aylarca o şarkıyı yazmak için çabalıyorsun ama konsere geldiğin de kimse seni dinlemek için oraya gelmiyor. İşte o an ki hislerin tam anlamıyla sadece boşluk oluyor. Biri bana boşluk ne diye sorarsa ya da yanımda biri boşluk kelimesini kullanırsa aklıma ilk gelen şey bu sahne.

Yarışmaya Enis ile birlikte katılacaz. Yarışmaya 2 hafta var ve bizim Enis ile çalışmamız gerekiyor. Bugün hafta sonu mışıl mışıl uyuyabilir istediğim zamanda o sıcacık yatağımdan kalkabilirim. Saat 09:02'de bir kapı sesi ile uyandım. Çok güzel bir misafirim vardı ve ben yatağımın içinde yatmakla meşguldüm. 

- "Anne" diye seslendim. Ama bir boşluk hissettim. Demek ki böyle bir zamanda da boşluk hissedebiliyormuşuz. Sızlana sızlana kapıyı açmak için kalktım. Kapıda ki kişi ısrarcı değildi. Sabırlıkla bekliyordu. Altımda beyaz tavşanlar olan pembe bir pijama, üstümde ise beyaz bir kazak vardı. Boy aynamın karşısına geçip saçlarımı hızla düzelttim ve kapıyı açmak için odamdan çıkıp ilerledim. Kapının koluna elimi koydum ve yavaşça açtım. Normalde kapı ses çıkarmaz ama bu sefer çıkarmıştı. Kapıda ki Enis'di. Zaten başka kim olabilir sadece Enis ile konuşuyorum. 

- "Selam."

- "S-selam." dedim titreyen sesimle.

- "Seni almaya geldim."

- "Ne için."

- "Hatırlatırım bir yarışmaya katıldık ve bunun için çalışmamız gerekiyor."

- "Sen salona geçip biraz otur bende hazırlanıp geleyim".

Enis salona doğru ilerlerken bende odama doğru yöneldim. Enis" in elinde bir gitar çantası vardı sadece. Odama girip dolabımı açtım. Üstüme beyaz bir sweat altıma da bir kot pantolon giydikten sonra masanın üstünde duran telefonumu ve kulaklığımı aldım. Odadan çıktım ve Enis" e seslenerek:

- "Hazırım." dedim.

- "Tamam hadi çıkalım."

Koltuktan kalkıp kapıya doğru ilerledi ben çoktan montumu almış ayakkabılarımı giymiştim. Merdivenlerden beraber indik ve kapıdan da çıktıktan sonra Enis" in arabasına bindim. Uzun bir yolun ardından kocaman bahçesi olan bir eve geldik.

- "Burası senin evin mi?" diye sordum.

- "Evet." diyerek kısa bir cevap verdi ve arabadan indik. Eve girdiğimizde içeri girmemize gerek olmadığını söyleyen Enes' in peşinden bahçeye doğru ilerledim. Bahçede renkli renkli minderler birde salıncak vardı. Tabi ki havuz da eksik olmaz. İkimiz de minderlere oturduk ve Enis Gitarını çıkarmaya başladı, bana da bir tane mikrofon uzattı. Geri çevirdim çünkü sesimin yüksek bir sesle çıkmasını istemiyordum. 

- "Hangi şarkı olacak?"

- "Bilmem, ne olsun?"

- "Bir tane şarkı söyle de sesin nasıl bakalım."

- "Tamam." dedim.

Mikrofonu elime aldım, ayağa kalktım ve şarkıyı söylemeye başladım.

🎶 🎶 🎶 🎶 🎶 🎶 🎶 🎶 🎶 🎶 🎶 🎶

I wanna take you somewhere so you know I care

But it's so cold and I don't know where

I brought you daffodils in a pretty string

But they won't flower like they did last spring

And I wanna kiss you, make you feel alright.

I'm just so tired to share my nights

Son ŞarkıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin