R♈1

163 7 1
                                    

Ebeveynlerim mi,hiç tanımadım.Arkadaşım mı,şuana kadar olmadı.Aşk mı?Çok cıvık.
Eroin?
İşte bu beni ben yapan tek parçam.Beni benden alan psikolojimin bozulmasına neden olan ve bana her şeyi unutturan ilkem.
Geceleri olan ağır uyku ,sabah uyandığımda kısa süreli bilinç kaybım,kustuğum zamanki nâdir zamanlar.Ve bu şehir.
Neden mi benden korkuyorlar?
Hangi aile çocuğunun bir mazoşistle arkadaş olmasını isterki.Hiçbiri.
Hiçbir zaman arkadaşım olmadı.Aşktan anlamam.Derslerime birinci sınıftan beri çalışmam.Özel okullarla,özel şöförlerle,en ince ayrıntıyı bile düşünen hiçmetçilerimle,bu koca evde istediğim zaman istediğimi yaptıran,biri olarak büyüdüm.Anne ve babamı salonda bulunan çerçevelerdeki fotoğraflarından tanıyorum.Bazen sıradan biri olmak istiyorum.Aşk acısı çeken her şeyi kafasına takan,ağlayarak uyuyan ve uyanan güçlü bir kız olmak istiyorum.
Mutlu olmak istiyorum,istediği şeye çaba göstererek ulaşan ve her isteğine karşı çıkmasına rağmen kızını hep çok seven bir ailem olmasını istiyorum.
Çirkin olmak istiyorum,kimsenin önemsemediği biri olmak,sıradan biri olmak istiyorum.Ama bunların hiçbiri olmayacak.Ben kendi ellerimle hayatımı mahvettim.Farklı alışkanlıklar edindim kendime.Pişman mıyım.
ASLA.
Ne de olsa Ömer Erdinç'in kızıyım.
Okulun girişine geldiğimzde parayı ödeyip taksiden indim.Yeni şöför bugün başlıycakmış.Çok işime geliyor ya zaten.
Okula göz gezdirdim.Dikkatimi çeken hiçbir şey yoktu.Şimdilik.Sürekli yön değiştiren koridorda yürüdüm.Müdürün odasını bulup içeri girdim.Okul ilgili söylediği kurallara "Tamam." Diyip yönlendirdiği sınıfa doğru gittim.
Hoca dersi bölmeden "Boş yere geç!" emriyle rastgele bir kızın yanına oturdum.Gülümseyişini karşılıksız bırakıp önümdeki üstü milyonlarca kez karalanmışa benzeyen sıraya baktım.
Çok geçmeden zil çaldı.Öğle zili olmalıydı.Kaç gündür düzenli yemek yemediğimi ele alırsak açlıktan ölebilirdim heralde.
Yanımdaki kız kitap okuyordu. "Kafetarya nerede?" diye usulca sordum . "İki kat aşağıya in sağa dön."
İki kat aşağıda ve sağda.Buldum.Boş masaya geçtim.Mozart'ın en sevdiğim parçası çalıyordu.
Karışık tostumu yemeye başladım.Bağımlı olduğumdan dolayı iştahımın kaçması normalmiş.Olabilirmiş.
Ölmek istemediğim için geçen sene gittiğim diyetisyenim düzenli yemek listesi yapmıştı.İşime geldikçe uymaya çalışıyorum.

Belli başlı zaaflarım vardır.Mesela her rengi açtığında içinden mutlaka yeşil gözükür.Veya tanıştığım her insanın isminde 'R' harfi vardır.Veya her insanın içinde gizli biryerlerinde iyilik bulunur.Önemli olan onları algılayabilecek kadar zeki olmak.

Bağımlı olduğum kadar safım.Hemde çok.Babamın 13 yıl once beni yetimhaneye bırakmasına karşı çıkamayacak kadar.
Arasıra aşık olmayı düşünmüyor değilim.Kafamı dağıtmak için bedenen yok olmamın yanı sıra ruhumun da çöküntüye uğramasına ihtiyacım var.Ve o zamanı sabırsızlıkla bekliyorum.Yaşamımın son demine mutlu olmak istiyorum.Beni bu yükselişten ,çöküntüye uğratacak birine gerçekten ihtiyacım var.Belki bu yeni okulum bana yardımcı olabilir.
Eski okulumdayken bu okul hakkında belli başlı kişilerin isimlerini çok duymuştum.
Özellikle kızlar bu lisenin erkekleriyle çok haşırneşirmiş .
Yada spor müsabakalarında başarılıymışlar.Benim bu okula geleceğimi öğrendiklerinde kıskanmışlardı.
Bunlara kulak misafiri olmuştum.Oradan biliyorum.Eski okulumda beni severlerdi.Ama benim için aynı şeyler söylenemez.

Yeni lisemdeki ilk günüm bitmek üzereydi.Son dersteydik.Bu hoca sabahkinden farklı çıktı.
Bana sorular sormaya başladı.
"Adın ne kızım?"
"Asra."
"Nerede okuyordun,derslerinde başarılı mısın?..." tarzında sorularını "Evet belki.." gibi kısa cevaplarla geçiştirdim.
"Hep böyle misin?"
"Ne?" dedim hafifçe kafamı çevirerek.
Gülümseyip önüne döndü.
Kulaklığımı takıp kafamı sıranın üstüne kapadım.
Omzumdaki dürtülmeyle kulaklığımı çıkarttım."Hey!"
"Ne var?"
"Zil çalıcak şimdi."
Başımla onaylayıp.Kulaklığımı çantama koydum.Zilde çalmıştı zaten.
Kapının önünde bizim arabayı görünce yanına gittim.Kapımı açılmasını beklemeden direk ön tarafı açtım.
İçeri doğru eğildiğim an bir çift yeşil gözle karşılaştım.YEŞİL.Üstünü iyice süzdüm.Diğer şöförler gibi takım elbise giymelerini istemiyordum.Babam da şöförlerimizin giydiklerine karışmazdı.Ama bu fazla abartmış gibi.
Kolsuz tshirt,yırtık pantolon falan abartıydı.İşte benim tarzım.
"Şöför tarzını beğendim." Diyip arabaya bindim.
"Tamer." Diye düzeltti.
---

ARKADAŞLAR WATTPAD'DEKİ İLK KİTABIM.ÇOK HEYECANLIYIM.İLK İZLENİMİMİ BEĞENİRSENİZ ÇOK MUTLU OLURUM.MESAJ ATANLARA CEVAP VERİYORUM.
NOT:15 VOTE DE YENİ BÖLÜM GELİR.
KOCAMAN ÖPÜYORUMM

RAHATLATICIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin