Dream • TaeKook

1

Gece vakti uzun bir araba yolculuğunda yapmayı en sevdiğim şey kulaklığımı takıp yavaş ritimli şarkı dinlemektir. Arkadaşlarımla birlikte yapacağımız bu küçük tatil beni heyecanlandırdığı için gözüme bir türlü uyku girmiyordu. Cam kenarına yerleştikten sonra başımı cama yasladım ve şarkının eşliğinde hayal kurmaya çalıştım. Çalıştım diyorum çünkü hareket halindeki bir araçta cama yaslanmış başınızın sabit durma gibi bir ihtimali yoktu.

"Hey, Taehyung."

Şarkı yerine duyduğum naif sesle sol yanıma doğru başımı çevirdim. Kulaklığım onun elindeydi ve görseniz içinde bir galaksinin olduğuna inanacağınız parlayan gözleriyle bana bakıyordu. Gözlerindeki bu parıltı beni istemsizce ona doğru çekiyordu.

"Efendim?"

"Biraz burada uyuyabilir miyim?"

Vereceğim cevabı beklemeden kollarını belime doladı ve başını göğsüme yasladı.

"Taehyung."

Uyurken adımı mı sayıklıyordu?

"Kime diyorum ben. Taehyung! Kahvaltı hazır, uyan artık!"

Gözlerimi açtığımda annemin kızgın bir şekilde bana baktığını gördüm. Daha az önce kollarımın arasında biri yok muydu? Ne zaman tatil yapacağımız yere varmıştık?

"Uykun ne ağır senin öyle? Eskiden seni uyandırmak daha kolaydı. Rüyanda ne görüyorsan artık."

Annem son 3 aydır olduğu gibi yine söylene söylene odamdan çıkmıştı. Gözlerimi kapatıp yorganı başımın üstüne kadar çektim. Gördüğüm rüyanın etkisinden çıkmam her sabah olduğu gibi zaman alıyordu. Rüyama giren bu kişiyle daha önce hiç karşılaşmadığım için öyle birinin var olup olmadığını bilmiyorum. Günlerdir belki bulurum umuduyla eve gelirken yolumu uzatıyorum fakat ona benzeyen biriyle hiç karşılaşmadım.

Yorganı başımın üstünden çekip yataktan kalktım ve yavaş adımlarla odamdan çıkarak mutfağa doğru ilerledim. Annemin hazırlamış olduğu yiyeceklerin kokusu tüm eve yayılmıştı. Bu kokular karnımın daha çok acıkmasına sebep oluyordu.

"Kalkabilmişsin nihayet. Bugün kaydını alacağız unutma. Bir daha böyle şeyler yaşanmasını istemiyorum."

"Ben bir şey yapmadım ki."

"En azından sen de onlara bir veya iki tane çakabilirdin değil mi? Şu haline bak. Seni böyle gördükçe benim içim parçalanıyor."

"Hatırlatırım onlara vurmadığım halde ben ceza aldım. Vursam kim bilir neler olurdu."

"Müdürünüz biraz şey, üf kötü konuşturma beni."

"Tamam, anladım ben."

Annemin sinirlenmesine rağmen kötü konuşmamak için direnmesi her zaman olduğu gibi gülmeme sebep olmuştu. Kızdığında çok sevimli görünüyordu ve sinirini belli etmemek için uğraştığında küçük bir panda yavrusuna benziyordu.

"Hangi okula kayıt olacağıma karar verdin mi?"

"Birkaç sokak ileride bir lise var. Eğitim düzeyi iyiymiş. Bazen öğrenciler arası kavga çıktığı oluyormuş ama her zaman kavga çıkmadığı için güvenilir bir ortam diye düşünüyorum."

"Umarım öyledir."

"Endişelenme benim minik kuzum. Annen seni kötü bir yerde bırakır mı hiç?"

Annem yanaklarımı öptükten sonra yemeklerin hepsini bitirmem için bir işaret yapıp evden ayrıldı. Bugün erkenden işlerini bitirip beni okuldan alabilmek için işe erken gitmesi gerekiyordu. Televizyonu açıp çizgi film kanallarını gezmeye başladım. Son günlerde çoğu çizgi film kanalı kapandığı için bir şeyler bulmak çok zordu. Sünger boba denk geldiğim an durup yemeğimi yemeğe başladım. Son günümün sorunsuz geçmesi için dua ederek yemeğimi bitirdim ve mutfağı toplamaya başladım. Bulaşıkları bulaşık makinasına yerleştirdikten sonra odama gidip üstümdekileri çıkardım ve okul formamı giydim. Ders programını kontrol ettikten sonra çantamı hazırladım ve ayakkabılarımı giyerek evden çıktım.

***

Öğle arası dışarı çıkmak için eşyalarımı topladım ve çantamı yanıma alarak sınıftan çıktım. Herkesin koşturarak okulun arka tarafına doğru gittiğini fark edince kaşlarımı çattım. Sanırım yine olay çıkmıştı. Arka bahçeye bakan pencereye doğru yaklaşıp dışarıyı inceledim. Bizim okulun zorba grubu yine kavga ediyordu. Şaşırmadığım için omuz silktim ve tam gidecekken kavga ettikleri kişilerin başka bir okula ait forma giydiğini gördüm. Dikkatimi çektiği için durup bir süre onları izledim. Kavga ettikleri kişileri tanımıyordum ama okul formaları yeni kayıt olacağım okula aitti. Umarım onlarla kötü şeyler yaşamam.

Kavga can sıkıcı hale gelince pencereden uzaklaşıp okuldan çıktım. Öğle yemeğimi sürekli gittiğim kafede yemeye karar verdim. Cam kenarı ve mekanın en uzak köşesinde kalan bir masaya geçip siparişi verdim.

"Yalnız ne biçim vurduk öyle."

"Seok Jin bunun halini görünce kesin panikleyecek. Şu tipe bak."

"O asıl karşı tarafı görsün."

Sesin geldiği yöne doğru başımı çevirdim. Bizim okulda kavga eden gruptu. Çok şiddetli bir kavga olduğu yüzlerinden çok net anlaşılıyordu. Siparişim geldiğinde sesimi çıkartmadan yemeğimi yiyip onları izledim. Okuldaki zorba grup gibi kötü insanlara benzemiyorlardı. Aralarındaki iletişim çok iyiydi ve uzaktan bakıldığında birbirleriyle vakit geçirirken eğlenmeyi bilen, samimi, aile gibi bir gruptu. Benim okulumdaki grubun zıttıydı. Liseye geçeceğim zaman benim de böyle bir grubun parçası olacağım söylenmişti ama lise tam bir hayal kırıklığı olarak elimde patlamıştı. Aralarından bir tanesiyle göz göze geldiğimde panikleyip önümdeki yemeğime baktım.

***

Okul çıkışı annemle birlikte müdürün odasına gittik. Başka bir okula kayıt olacağımı ve kaydımı aldırmak istediğimi dile getirdim. Müdür başta sorun çıkartmıştı fakat ikna olarak okuldaki kaydımı silmişti. Annemle birlikte müdürün odasından çıktık.

"Günün nasıl geçti?"

"Normal bir gündü. Yeni kayıt olacağım okuldan bir grup gelmiş, zorbalık yapan o grupla kavga ediyorlardı."

"Kavgaların neden sık görülmediği belli oldu. İstersen başka okula kaydını yaptırabilirim."

"Gerek yok anne. Sorun çıkmadığı sürece kavga ettiklerini sanmıyorum. İyi birilerine benziyorlar."

"Emin misin?"

"Eminim."

"Peki. Hadi yeni formalarını alalım. Sonra güzel bir akşam yemeği yeriz. Ne dersin?"

"Olur."

Annemle birlikte yeni okulumun formasını aldık. Yarın sabah birlikte gidip kaydımı yapacaktık. Eve geldiğimizde akşam yemeğini birlikte hazırladık. Yarın için heyecanlı hissediyorum. Acaba o grupla tekrar karşılaşır mıyım?