"Artık ne iş yaptığını merak etmeye başladım. Bu ev ne amınakoyayım? Malikanede oturduğunu bilseydim sana moron demeden önce iki kere düşünürdüm." Evin kapısından içeri girdiği gibi konuşmaya başlayan Haechan ile gözlerini devirmeden edememişti Jaemin."İkinci kez düşündün mü peki şimdi?" Sahte bi flörtle karşılık verdi Jaemin.
"Düşündüm. Hala bir moronsun."
Haechan Jaemin'in suratındaki ifadeyi görünce kahkaha atmaya başlamıştı.
Jaemin kapının önünde süren bu konuşmalarında yenilgiye uğradığını hissederek salona ilerledi. Arkasından takip eden adımlarla içeri girdi ve koltuklardan birine kendini attı. Normalden farklı olarak bugün eşofman takımı üzerindeydi ve herkesi şaşırtan bir görüntüydü bu. Özellikle Haechan genelde takım elbise ya da resmi kıyafetlerle gördüğü bedenin şimdi böylesine rahat olmasına sevinmişti. Herkesin konfor alanı vardır ve anladığı kadarıyla Jaemin evinde rahat bir insandı.İkili koltuklara yerleşeli daha birkaç dakika olmuşken Haechan çöken sessizlikle rahatsız hissetmeyr başlamıştı çoktan.
"Tch, görgü kurallarını öğretmediler mi sana?"
Jaemin daha saniyeler önce kapattığı gözlerini tekrardan araladı."Ne istiyorsun?"
"Gerçekten de öğretmemişler." Kollarını kucağında kavuşturup rahat koltuğa iyice sindi. Sinirli görünüyordu ancak içten içe sinirli olmadığını Jaemin biliyordu.
"Manipülatif bir insan olduğunu daha önce söylemişler miydi sana?"
"Çok kez." Diyerek yüzüne bir sırıtış kondurdu Haechan.
"Bir de ben söyleyeyim o zaman."
Jaemin ayağa kalktığı gibi yavru köpek gibi Haechan da peşine takılmıştı. Tam da merdivenlerin önünden geçip mutfağa gidecekleri sırada duyulan adım sesleriyle ikili aynı anda kafasını çevirmişti. Haechan gördüğü bedenle kaşlarını çatsa da tek kelime etmedi ve merdivenlerin başında donakalmış bedenin yanlarına varmasını bekledi. Mark ise Haechan'ı görmenin verdiği şokla ağzını aralamış, gözlerini büyültmüştü."Oh, misafirimize merhaba de Mark-shi. Gerçi siz önceden de tanışıyorsunuz, değil mi?" Jaemin ikiliyi beklemeden mutfağa adımladı. Sadece birkaç dakika sonra sandalyelere kurulan bedenleri göz ucuyla izledi. Arkası dönük olduğu için ne yaptıklarını görmese de ikilinin boş boş oturup birbirine anlamaz gözlerle baktığını tahmin edebiliyordu. Boşverip herkese birer kahve yapmaya koyulduğu sırada ortalığı kızıştıracak sözlerini söyledi.
"Jeno nerede?"
"Uyuyor." Mark sanki transtaymış gibi konuşmuştu. Gözleri Haechan'dan ayrılmıyordu. Haechan ise ona kızgın gözlerle karşılık veriyordu.
"Jeno kim?"
"Aa bilmiyor muydun? Ups, ağzımdan kaçırdım."
Jaemin başını arkaya çevirip Mark'a alay dolu gözlerle baktı. Mark ile uğraşmak hoşuna gidiyordu ve kardeşleri gibi Mark da bundan nasibini alacaktı."Jeno kim?" Bu sefer Haechan'ın sorusu direkt olarak Mark'aydı ve Mark kaçışı olmadığını oldukça iyi biliyordu.
"Sevgilim."
Jaemin elindeki fincanlarla birlikte masaya döndü.
"Burada araya girmem gerekiyor. Sevgilindi. Sen onun arkasından iş çevirmeden önce."
Yüzündeki sırıtış elbette Mark'ı sinirlendirmişti. Ayağa kalkıp kolundan tuttuğu Jaemin'i mutfağın köşesine çekti ve Haechan'ın duymaması için fısıldamaya başladı."Amacın ne senin?"
Jaemin kolundaki sert tutuştan hiç hoşlanmamıştı. Kolunu sertçe silkeledi ve Mark'ın yüzüne yaklaştı."Haechan bugün her şeyi öğrenecek. Senin nasıl bir insan olduğunu ve bizim ne işler çevirdiğimizi. Her şeyi."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
J Brothers | nct dream
Fanfiction[Jaemin, Jisung ve Jeno. aşk ve iş arasında sıkışıp kalmış üç kardeş.] •mafia!au •bxb! •smut! 🥇 #1 haechan #1 chenji #1 donghyuck #1 nahyuck