Sonbahar geldi. Yerlerde olan yaprakların çıkarttığı hışırtılar ile caddede yürüyorum. Hafif bir yağmur başlıyor. Şemsiyem olmadığı için hızlanıyorum ama nafile. Durağa geldiğimde saate bakıyorum ama birkaç dakika ile otobüsü kaçırdığımı görünce derin bir nefes veriyorum. Artık bir ehliyetim yada arabam yok. Yan koltuğumda sen olmayınca yaptığım sürüşler anlamsız gelmeye başladığı için ikisinide garajda bıraktım. Bir yandan yağmur bastırıyordu. Diğer otobüs için kalan yarım saati durağın hemen karşısındaki kahvecide geçirmek için oraya yöneldim. Cam kenarındaki bir masaya oturdum. Karşıdan bana bakıp gülüşün kız gurubuna göz devirdim. Onları görseydin kesin hepsini öldüreceğim diyerek yerinde duramazdın. Telefonumu açtım arka planda olan resmine bakıp hafifçe gülümsedim. Kahvem geldiğinde garsona ufak bir teşekkür ettim. Latte söylemiştim. Aslında sevmezdim ama senin için içecektim. Kahvem bittiğinde otobüse beş dakika kalmıştı. Hızla ayaklandım. Az önceki kızlardan biri önüme geçtiğinde ne dediğini umursamadan yanından geçip gittim. Bunu görseydin çok sevineceğini bildiğim için gülümsememe engel olamadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Last Letter
FanfictionSevgilisini bir yıl önce kaybetmiş biri, albüme bakarken bir mektup bulur. Hangi shipi düşünmek isterseniz düşünebilirsiniz.