2

43 5 3
                                    


Saat 17:50 iken kapım tıklandı ve bir şey dememe kalmadan kapı açıldı, Hyunjin gelmişti ama işin kötü yanı ben yarı çıplaktım altımda sadece şortum vardı.
O buna aldırış etmeden içeri girdi ve benim utançtan kızardığımı fark etmiyormuş gibi yaparken ne zaman hazır olacağımı sordu ben ise utangaç bir ses tonuyla "hemen giyiniyorum" dedim

Koltuğa oturdu ve "Bekliyorum" dedi. Odadan çıkmasını beklemiştim ama bu hareketi beni daha çok utandırdı, bir tshirt ve pantolon alıp odamdaki banyoya girecekken
"Utanıyor musun benden?" Dedi
Arkamı dönüp tüm utangaçlığımı bir kenara bırakmaya çalışıp "Hayır, Hayır utanmıyorum" dedim biraz hırçın bir şekilde

Ve hiç beklemediğim bir cevap aldım

"O zaman yanımda giyin"
Bunu duyunca vücudum sarsıldı, kalbim yerinden çıkacak gibi oldu, donup kaldım biraz sonra o da biraz utangaçlaştı söylediği şeyi çok çok yanlış şekilde söylediğini fark etti sanırım.

"Yani her nerde istiyorsan giyin" dedi utanması hoşuma gitmişti açıkcası. Gülümsedim ve banyoya girdim kapıyı örttüğüm anda kapıya yaslanıp kalbimi tuttum ve kendimi sakinleştirmeye çalıştım, sonra da bir çırpıda giyindim

*

Geldiğimiz bu parti mekanı hayalimin tam tersiydi; ben sakin klasik müzik çalan bir restoranda yemek yeriz diye düşünmüştüm ama burası son ses pop müzik ile sarhoş olunan bir yerdi.

Bu club benzeri yere girerken koluma girdi.. tenimiz birbirine değmişti ve bu diğer insanlar için basit olay benim için dünyanın en güzel şeyiydi.

Ortama girdiğimizde utangaçlığı bir kenara bırakacağıma ve rahat olacağıma kendime söz verdim.

Şarkı ritmine eşlik ederken biraz sohbet ettik. Ben bir şey içmeyecektim çünkü eğer içersem hemeb sarhoş olup saçmalayacaktım, Hyunjin biraz biraz içerken neden içmediğimi sordu bende başıma ağrı yapıyor diye bir anlık yalan attım.

Hoşlandığım adama yalan söylemek... canımı sıkmıştı, onun gözlerine bakarak "Sana aşığım" diyememek daha çok sıkıyordu beni.. ama böyle bir itiraf aramızı tamamen bozabilir ayrıca anca yakaladığımız samimiyet bozulabilirdi.
Gecenin ilerleyen saatlerinde
Birden telefonunu açtı, bir fotoğraf görmüştü ne fotoğrafıydı bilmiyorum ama cidden canını sıktığı belliydi

"Bir sorun mu var Hyunjin?" Dedim bir yandan stresten dudağımı kemirirken
Telefonunu kapadı ve cebine attı sonra da yanımızda duran koca bir bardak içkiyi tek yudumda içti ardından "Önemli değil" dedi
İçtikten sonra iyice sarhoş olmuş anlamsız kelimeler söylüyordu iyice kendisini kaybetti.
"Hadi Hyunjin gidelim artık" dedim.

"Hayır aa hayır yeni geldik" diye geveledi ben biraz ısrar etsemde kalmak istiyordu.

Sonra bir anda durdu gözlerimin içine baktı, gülümsedi ve dudağıma yapıştı..

Bunu beklemiyor hiç beklemiyordum. Herkesin içinde kimse yokmuş gibi öpüşüyorduk, geri çekildim ama beni yine kendine çekip öptü

Bu zamansız şey bir süre daha devam etti sonra çekildi ve elimi tuttu, dışarı çıkıp arabaya doğru ilerledi ve şöföre eve gidelim diye talimat verdi

Eve geldiğimizde beni çekiştirerek odasına götürdü ikimizinde tshirt ünü çıkardı ve yatağa yatırdı sonra ise üstüme yattı

Anlamsız bir şekilde bakışıyorduk. Kalbim her an durabilirdi ama heyecanımı kenarı bıraktım çünkü saçma bir şey yapsam bile ertesi gün hatırlamayacaktı.

Bir süre daha öptü beni, sert ama kısa bir öpücüktü bu, sonra omuzuma başını koydu ve uyuya kaldı.
Asla bitmesin istediğim ve bir anda olmasına anlam veremediğim bu olayı düşünemeden uyuya kaldım. Mis gibi kokusuyla uyumak bana mükemmel bir his veriyordu.

Sabah olmuştu, kapı sertçe birden açılınca gözlerimi araladım. Hyunjin hala üstümdeydi, içeri giren ise Felix di, bizi görür görmez gözünden anlaşılır bir şaşkınlık ve hüzün vardı, yanlış anladı diyemem ama çok doğru da anlamamıştı.. ağlamak üzere olan bir sesle "Çıkıyorum kusura bakmayın" dedi ve hızlıca arkasını dönüp odadan çıktı. Ne oldu anlayamadım pek Hyunjin den mi hoşlanıyordu yoksa?

Kolum uyuşmuştu, ama daha çok beraber kalalım, sarılalım istiyordum bu yüzden kendiliğinden uyanana kadar onu uyandırmayacaktım.

Gözlerimi kapadım ve hala heyecandan patlayacak olan kalbime, midemde uçuşan kelebeklere durmalarını söyledim biraz işe yaradı.

Yarım saat sonra ben gözlerim kapalı uyuma taklidi yaparken Hyunjin gözlerini açtı ilk anlam veremedi, ve bana baktığını hissettiğim o an yeni uyanmış gibi yaptım ve gözlerimi araladım, bana şaşkın şaşkın bakıyordu

Hemen kalktı ve yatağa oturdu, bende kalkıp diğer uca oturdum, sırtlarımız birbirine dönüktü odada sessizlik hakim sürüyordu

"Dün... Dün ne oldu" dedi biraz endişeli bir sesle

Bende nasıl bir tavır sergileyeceğimi bilmiyordum ve sanki az bir şey hatırlıyormus gibi

"Öpüştük.. tek hatırladığım bu" dedim

"Daha fazlası da olmuş olabilir.. Tanrım Felix e ne derim ben" dedi
Bu cümlesi az önce yerinden çıkacak olan minik kalbime bir bıçak gibi saplandı. Ne diyeceğimi bilemedim ve ağlamaya başladım
"Özür dilerim Hyunjin, kendimizde değildik" dedim ağlamaklı sesimle, gözümden akan ve tutamadığım yaşları silerken yanıma geldi
"Özür dilenecek bir şey yok. Her ne olduysa pişman değilim fakat..." dedi cümlenin tamamlamasını beklerken ona baktım.
Devam etti..
"Fakat ben Felix'i seviyorum, ve bu yaşanan her neyse bundan kimsenin etkilenmesini istemem. Seninde bana karşı öyle duygular beslemeni de istemem seni çok seviyorum ama arkadaş olarak"

Bu söz paramparça olan kalbime bir darbe daha olmuştu, daha dün beni öpmekten zevk alan sevgime, biricik aşkıma karşılık verdiğini sandığım adam bugün belki de benden iğreniyordu..

Felix'in o halini de düşünüyorum, eğer onun yerinde ben olsam kendimi öldürebilirdim. Ama Felix bunu yapmaz çünkü o neşe dolu birisi eğer Hyunjin'i seviyorsa ona her şeyi açıklamam gerekirdi. Aslında bunu asla yapmazdım ama Hyunjin zaten beni sevmiyordu, kendi acımla başkalarını acıtmak yerine onları iyileştirmeye 87p
çalışmalıydım. Hem Felix bana hep iyi davranıyordu ona bencilce davranamazdım
Kimseye davranamazdım.

"Ben.. Felix e her şeyi açıklayabilirim" diyerek sessizliğe son verdim, Hyunjin bu sırada telefona bakıyordu, cevap vermedi bir kaç saniye sonra
"Hass..." diye mırıldandı ve bana telefonunu döndürdü

Dün biz öpüşürken bizi birisi video kaydına almış ve magazine vermişti, video 12 dakika falandı, sahi biz öpüştük mü o kadar? Bunu düşününce Hyunjin den soğuma isteğimi sollayan bir kıpırtı oluştu içimde

O kıpırtı hiç olmamış gibi Hyunjin'e baktım ağzını hafifce açtı ve konuşmaya başladi

"Bu video 12dakika 20 saniye, ve biz öpüşmeye başladıktan daha sonra çekilmiş belli ki.. o zaman biz..."
Bu cümleyi ikimizde devam ettirmedik, ama beni istemiyormuş gibi tavırlarının altında ne kadar aşık olsam da kalamazdım maalesef
"Zaten ikimiz de hiç bir şey hissetmiyormuşuz ya zaten bir saat öpüşsek ne olur? İçinde bir gram duygu yoktu" dedim kontrol edemediğim şekilde titreyen sesimle... tabiki de içinde duygular vardı ama sadece benim duygularım, karşılığı yoktu beni öpen kişi beni sevmiyordu sadece fiziksel olarak öpüşmüştük.

"Haklısın ama.." dedi ve az sonra devam etti "İnsanlar böyle düşünmez, kimse böyle düşünmez. Bizi bir çift sanacaklar, gerçekleri söylesek bile inanmayacaklar, yan yana geldiğimizde önceki laflarını hatırlayacaklar aramıza mesafe girecek. Hem Felix.. ona ne söylerim ben"

"İnsanların ne düşündüğü neden bu kadar umrunda?" Dedim gözlerim dolmuştu, böyle demiştim ama bende umursuyordum aslında
Sonra merakıma yenik düşüp sordum "Felix ile sevgili falan mısınız"

"Hayır" dedi ve yutkundu
"Geçen hafta.. ona açıldım ama başkasını seviyormuş ama sevdiği kişi de başkasını.. bende ona söz verdim arkadaş olarak yanında duracaktım ve kalbini kazanacaktım,benden asla hoşlanmayacak olsa bile destek olacaktım ona.. bana çok güveniyordu"

Buna inanamadım çünkü Felix'in hep Hyunjin'i sevdiğini düşünüp ona nefret beslemiştim ama herşey farklıydı.

Shouganai ~ Hyunin FicHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin