0.2

363 36 21
                                    


2U - Jungkook cover


Aslında yoluma devam etmeli, içinde bulunduğum koridordan derhal çıkmalıydım ancak kurdum pençelerini boğazıma yaslamış beni yönlendirmeye başlamıştı sanki

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Aslında yoluma devam etmeli, içinde bulunduğum koridordan derhal çıkmalıydım ancak kurdum pençelerini boğazıma yaslamış beni yönlendirmeye başlamıştı sanki. İki adım ileri attım veya atmadım, sonra başımı yavaşça çevirdim ona doğru. Dudaklarımın şaşkınlıkla aralandığının farkındaydım fakat gözlerimi irice açtığımı, kuruyup kaşınmaya başladıklarında anlamıştım. Biraz önce yanından geçerken bakışlarımı değdirmeye çekindiğim alfanın, şimdi bana dönmüş çehresinde birçok taze yara izine rastladım. Saatlerdir sesini dinlediğim oydu belki de. Ağzını yüzünü dağıtmışlardı ve yalnızca bu düşünce bile, ilk defa karşılaştığım bu adam için göğüs kafesimde koca bir ayaklanma meydana getirmeye yetmişti. Korkmaya başlıyordum.

Koyu renk saç tellerinin ıslak uçları yerli alnına yapışmış, iri ve çekik gözleri yanlış bir çıkarımda bulunmadıysam şaşkınlıkla beni izliyordu. Benim gibi, vücudu yan şekilde ama başı tamamen arkasına dönüktü. İkimizin de buradan koşarak kaçmak istediğine kalıbımı basabilirdim. İçimizde, bizi kamçılayan o koca postlar, ayaklarımıza birer çivi çakmış olsa da.

Bakışları zemine indi, kaşları çatıldı. Bu anı fırsat bilip kendimi toparlayarak tam yoluma devam edecektim ki uzun ve asabi parmaklarının bileğime dolandığını, ardından beni sert bir kuvvetle çektiğini hissettim. Saniyeler içinde kendimi, öncesinde saklandığım o iki kiriş arası karanlıkt, ona yapışmış bir vaziyette buldum.

Kolunu belime sardı. Binbir çeşit şifalı bitkiyle vücudumu tazeleseydim bile böylesine iyi hissedemezdim belki de. Korkunçtu.


Neler olup bittiğine akıl sır erdirmeye çalıştığım sırada ellerimi göğsüne koyup onu itsem de vücudunun sahip olduğu kas kütlesi baş döndürücüydü ve elbette ki işe yaramamıştı. Bir alfanın en canına kıyılası yönlerinden biriydi bu, güç.

Ayak sesleri baş gösterdi koridorun zemininde. Kulaklarım sinyali ilettiği anda kolları arasında çırpındığım alfaya ettiğim eziyeti bırakmıştım. Onun için eziyet sayılamayacak kadar küçük bir kuvvet değilse tabii, benimkisi.

Biri kadın, diğeri erkek; iki güvenlik çalışanı hızlı adımlarla önümüzden geçip gittikten bir süre sonra işaret parmağını dudaklarına bastırıp başını hafifçe duvar kenarından çıkardı. İki yönü hızlı şekilde kontrol etmesiyle belimdeki kolu da ellerimin altındaki sıkı göğsü de yok oluvermişti. Afalladım ama belli etmeden kendimi toparlayarak alfanın peşinden ben de koridora çıktım. Şimdi ne olacağını merak ediyordum, öylece çekip gidecek miydi yoksa ismimi bile bilmezken üzerime mi atlayacaktı?

Lanet olası alfalar için bunun pek de bir önem arz etmediğini hoş olmayan anılarımda deneyimlemiştim.

Yeniden aynı koridorun ortasında dikildiğimiz kısacık saniyelerde elini ensesine atıp parlak saçlarını karıştırdı. Sonra yalnızca iki kelimeyi bahşetti, soğuk ve tüylerimi diken diken eden sesi.

"Tasmanı unutmuşsun." Suratıma bakan gözleri algılayabileceğim hiçbir duyguyu yansıtmıyor gibiydi. Buna rağmen sadece küçük bir ihtimalle utandığını düşündüm ve buna inanmak istedim. Ruh eşimin hastalıklı bir zorba olmasından daha kötüsü neydi bilmiyordum ama bu okulda tanıdığım onlarca alfanın tiplemesi süregelen umudumu kırıyordu. Neticesinde karşımda teni delik deşik, kan lekeleriyle dolu bir adam duruyordu. Ahmaklık ediyordum.

"Pek lazım olmuyor." Sabahları, herkes uyurken gözlemevine gittiğim ve geceyarısı parkur oyunu oynar gibi odama döndüğüm bir hayata sahiptim. Jinwoo dışında yüz yüze geldiğim, ara sıra peşime düşmesinler diye gözlerine göründüğüm hocalardı. Kaçak göçek yaşamımda tasmaya ihtiyaç duymuyordum. "Ne yaptın da bu hale getirdiler seni?" diye devam ettim sözlerime. Sorum onu memnun etmemiş olacak ki yavaşça çatılan kaşlarıyla bakışlarını kaçırdı, zaten ardından tek bir şey söyleyerek hızlı adımlarını dizmeye başlamıştı zemine.

"Burada fazla takılma."

"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.







collided soulsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin