Bu Şirketteki En Gıcık İki Patron Da Bize Denk Geldi

249 36 47
                                    

Yazar Bakış Açısı

"Ah delireceğim galiba." Felix yorgunluktan dolayı kanlanmış gözleriyle patronunun istediği o belgeyi bulmaya çalıştı.

Çalışma hevesini kıran şey ise belgeyi bulsa bile patronunun bununla yetinmeyeceğini ve ona daha çok iş yükleyeceğini bilmesiydi.

"Nerede bu?" Biraz daha oyalanırsa patronundan azar yiyeceğini biliyordu.

Kim Seungmin bu dünyada gördüğü en huysuz insan olabilirdi.

Felix ünlü bir yayıncılıkta baş editörün sekreterliğini yapıyordu ve maalesef uğraşması gereken kişi dünyanın en gıcık insanıydı.

"Lütfen buralarda bir yerlerde ol lütfen." Arşiv odasında kafayı yemek üzereydi.

"Kendi kendine konuşmak iyi geliyor mu bari? İşe yarıyorsa ben de deneyeceğim."

Felix arkasında duyduğu sesle irkildi, bu saatte burada ondan başkası olmazdı ki?

"Oh siz de mi buradaydınız? Hiç duymamışım." Dedi yorgun olsa bile kibarlığından ödün vermeyerek. Arkasındaki çocuk da aynı onun gibi belgeleri inceliyordu, bir şey arıyor gibiydi.

"Sorun değil, kendini çok kaptırmış gibiydin." Gülümsesede kendisine bakmıyordu ve aradığı belgeye bakıyordu yabancı.

"Sizi daha önce görmedim, yeni mi başkadınız acaba?" Yabancı genç başını belgelerden kaldırdı. "Yo aslında bayadır çalışıyorum burada, belki ayrı departmanlardayızdır, ondan yabancı gelmişimdir size." Felix ona gülümseyerek elini uzattı.

"Ben Lee Felix, baş editörün sekreteriyim, memnun oldum." Felix de içten bir gülümseme aldı karşısındakinden, yabancı onun elini sıkarken konuştu.

"Ben de Yang Jeongin, finans departmanı müdürü Lee Minho'nun sekreteriyim."

Bu saate kadar sekreterini çalıştıran tek ruh hastası kendi patronu değildi anlaşılan.

"Seni görene kadar köle gibi çalışan tek sekreter olduğumu sanıyordum." Jeongin yeni bir koli çıkarmış oradaki belgeleri inceliyorken konuştu. Felix karşısındaki çocuğun aklını okuduğunu düşündü ve gözleri parladı.

"Ah tek talihsiz sekreter benim sanıyordum, meğersem bir kader ortağım varmış." Gülüşerek belgeleri arayama devam ettiler.

Felix cebindeki titreyen telefonla sessiz bir küfür mırıldandı, arayan Seungmin'di.

"B-bay Kim?" Celladını bekleyen bir kurban gibiydi adeta.

"Felix ben çıkıyorum, yarına o belgeyi bulmuş gerekeni yapmış ol. Kolay gelsin."Sadece bunları diyip kapatmıştı telefonu. Onun sesindeki soğukluk bile Felix'i germeye yetiyordu.

Aslında Kim Seungmin kötü biri değildi, bunu biliyordu. Ancak işine fazla kafayı takmış başka hiç bir şeyi düşünmeyen bir adamdı. Bu davranışları onun kişiliği olmuştu.

"Huh" Felix çöküp sakince araya başladı belgeyi, anlaşılan sabaha kadar buradaydı tekrar.

"Yardım ister misin?" Jeongin kendi belge yığınını bırakmış Felix'in yanına çökmüştü. Felix gözlerini kırpıştırarak baktı kendisine. "Senin de yapman gereken şeyler var, seni zor duruma sokmak istemem, teşekkür ederim Jeongin."

Jeongin dağılmış belgeleri düzeltirken konuştu. "Sorun değil, görünüşe göre ikimiz de sabahlayacağız. Önce sana yardım edeyim sonra sen bana yardım edersin?" Felix alt dudağını ısırarak başını salladı.

Çok iyi olurdu!

Hem canı sıkılmayacaktı hem de kolayca halledebileceklerdi.

"Ne arıyoruz?" Felix elindeki belgeyi gösterdi. "Bunun imzalı bir kopyası." Jeongin eline aldı belgeyı, soğuk eli Felix'inkine değdiğinde duraksadı biraz sonra silkelendi yerinde ve okumaya başladı belgeyi.

The Night We Met [Jeonglix/2min]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin