seul ticaret borsası lisesi

düşük bütçeli kavga pt2

°°°

Seungmin Jisung'un kafasına iyi ki tutuyormuş, bir anda ruhu çıktı gitti sanki çocuğun.Seungmin hafifçe,yediği yemeğin çöpünü kenara koyan sözüm ona duyarlı hıyar naifliği ile itinayla kenara koydu Jisung'un içi çekilmiş bedenini. Ulan adam döverken bile merhamet duyuyor, yere istemsizce düşünce kafasını gözüne yarar bu mal diyerekten rakibini korumaya alıyordu. "Başına ne gelecekse benden gelecek başka bir şey sana zarar vermesin, üzülürüm sonra." diyordu resmen.

Seungmin Jisung'u bırakınca Minho'ya işaret etti ve "Sen ve ben.Yiyor mu?" dedi.

Changbin beni yarıp çembere girdi.

"O kadar kolay değil,daha ben varım."

"Changbin ablanın evi falan burda sen dön geri, Jisung'un dediği o şey olmayacak."

"Seungmin ablamın önünde beni dövemezsin. Ne dediyse o olacak uzatma,mantıklısı bu." dedi onun dibine yürümeye başlarken.

"Ulan bizim lise neymiş böyle."dedi Minho,ona dönüp"Sen sus lan."dedim bende ama tamamen refleksle.Olaya kendimi nasıl kaptırmıştım gidiyorum,evlerden ırak.

Changbin yumruğunu atacağı sırada seungmin Changbin'in yeni evlenmiş ablasının balkonunu gösterip "Ay dikkat edin düşüyor."diye bağırdı. Herkes neyin düştüğünü görmek için o yana döndü,düşen eden bir şey yoktu."Ananı sikeyim."diye bir ses duyuldu.Herkes sesin geldiği yere döndüğünde Changbin yerde uyluklarını tutmuş yatıyordu, seungmin ise kollarından tutup sürükleme suretiyle kalabalıktan uzaklaştırıyordu onu.

Sonunda bıraktığında Minho'ya eliyle "Gel."işareti yaptı."Assolist misin lan sen, ille son mu çıkacaksın karşıma?"Ne oldu yemiyor mu?"
Minho sadece güldü,ona ilk adımı attığı sırada yukarıdan; sanki ortamda yeterince gürültü yokmuş gibi sağır edici bir ses yankılandı.

"CHANGBİİİİN CHANGBİN'İ Mİ DÖVDÜLER? GELİYORUM LAN AŞAĞIYA."diye bağırdı Changbin'in ablası Soyeon.Eskiden deli gibi aşık olduğum,evlenince de karta kaçtı diye sevmeyi bıraktığım kişiydi aynı zamanda kendisi.
Changbin'de yıkılınca ortaya atıldım hemen."Hop hayırdır lan,kim kimi dövüyor?"

"Sen de mi Hyunjin?" dedi Minho sırıtarak.Zafer kazanmış gibi gülüyordu,oğlum ne bu kin ne bu öfke lan ananızı mı sikti bu çocuk? Ayrıca sinirli olanın Chan olması gerekirken Minho ateş saçıyordu.

"Yok,sadece ben." dedim çembere girerken.-Ne kadar dilim varmasa da- Soyeon abla gelip Changbin ile ilgilenmeye başlamıştı, Yeonjun'da Felix'in öldürücü bakışları eşliğinde Jisung'a yardım etmeye çalışıyordu.

Minho'nun yanından geçerken dudaklarıma bakıyordu.İyice delirsin piç diyerekten dudaklarımı yalayıp gülümsedim, yutkundu.Önüne geldiğimde şaşkın şaşkın baktı Seungmin bana.

"Ne oldu lan senin boynuna?Bu at hırsızı mı dövdü?" dedi dişlerini sıkarken.

"Kimse dövmedi ulan beni,top geldi top!"

"Hani kapı çarpmıştı mal?"dedi sızlanarak Changbin.

"Bana da köpek saldırısına uğradım dedin?"

Jisung kanka.Sus.

Yalan söyleyecekseniz eğer söylediğiniz yalanı unutmayacaksınız,sonrasında şöyle bir ortam oluşuyor.

Arkamda ,Minho olduğunu güzel kokusundan anladığım,beden belirdi.Dudakları kulaklarıma yaklaşmışken,"Kapı, top, köpek... daha ne olacağım bebeğim?"dedi ve yön değiştirip boynuma yöneldi.Vay şerefsiz vay, herkesin önünde morarttığı yere yaklaşmaya korkmuyor da yalnızken gelmiş 'Yok ben senin gibi ibne miyim?' diyor.