VENÜS'ün ağzından" baba yarın gelirsin demi?" " evet güzelim, şu an konuşucak halim yok görüşürüz" ben konuşacağım sırada kapatmıştı. Babamla birlikte yaşıyordum ve şu an hastanedeydi bana nasıl olduğunu anlatmamıştı ama bıçaklanmıştı. Sanırım davayı kaybeden kişiler tarafından olmuştu babam avukattı ondan dolayı merak ediyordum kimin bıçakladığını ve nasıl olduğunu , " güzelim, annen geldi" dedim kajuyu kucaklarken. Kaju'yu 3 yıl önce sokakta bulmuştuk, tekir bir kediydi. Kaju bir elimdeyken çantamı bırakmıştım. Mamasının bittiğini görünce dolaptaki kedi mamasını ellime aldım ama bitmişti. " bebeğim senin maman mı bitti kıyamam" Kajuyu yere bırakıp cebimdeki telefonu çıkardım. En iyisi sipariş vermekti.
" kanka Sadra bence senden hoşlanıyor bak eminim" Kumsalla konuşurken zil çalmıştı sanırım Kaju'nun mamasıydı " aynen aynen kesin aşık" dalga geçerek kurduğu cümleden sonra " bebeğim hemen bekle" değip telefonu sessize aldım. Kapıyı açtığımda tahmin ettiğim gibi kurye gelmişti " 240 tl" kartı adama uzattığımda " post Makinesi yok" " ben kart seçeceğini istemiştim" Adam telefona bakarak konuştu " Aa evet, nakit yok mu?" " yok, şey siz bir şekilde isteseniz hani post cihazını, yani" dedim kuramadığım cümlemle " haklısınız öyle yapalım" ne yapacağımı tam bilmiyordum gelene kadar kapıda bekletmek istemezdim. Ama eve alamazdım, tanımadığım birini " şey aşağıdaki çardakta oturabiliriz hani şey bekleyene kadar" Genç adam gülümseyerek kafasını salladı " tabii, bu arada" dedi mamayı uzatarak ve tekrardan konuşmaya başladı " zaten ödeyeceksiniz burada kalsın" kafamı sallayıp mamayı aldım " bir dakika" dedim gülümseyerek o da aynı şekilde gülümsemişti, kask olsa bile gözlerinden anlaşılıyordu içeriye geçip mamayı kapa koydum. Kapıya ilerlediğimde Kaju tam kapının orada uzanmış kendini sevdiriyordu " çok tatlıymış" " öyle"
Aşağıda kamelyalarda oturup sohbet ediyorduk. Adının Savaş olduğunu öğrenmiştim ve ismi ile o kadar uyuyordu ki, enerjisi sanki tam ona göreydi" kaskını çıkarmadın hala" dedim gülümseyerek " bayılma ama" " yok yok bayılmam" kaskını çıkardığında mavi gözleriyle uyumlu simetrik yüzüne bakıyordum, gülümseyerek saçları Eminem tarzıydı yüzü çok hoştu zaten, söylediğine göre 17 yaşındaydı ama büyük duruyordu " daha büyük duruyorsun" " olabilir öyle şeyler" motor yanımıza yaklaştığında " arkadaşın sanırım"demiştim motora bakarken " aynen" yerinden kalktığında ben de aynı şekilde kalkıp yanına ilerledim, post cihazını getirdiğinde kartı post cihazına uzattım, bana fişi verip " seninle sohbet etmek güzeldi, görüşürüz" dedi kaskını takarken " görüşürüz" dedim bende gülümseyerek motora binip el salladı ve gitti. Çok tatlı biriydi ve çok karizmaydı ses tonu özellikle çok ama çok iyiydi yukarı ilerlerken Kumsalı aradım " kanka ne oldu tahmin et" sinirli ve tatli bir ses tonuyla " bir baktım yüzüme kapatmışsın" " kanka işte onu anlatıcam" " hı anlat bakalım" " ya Kujuya mama sipariş etmiştim seninle konuşurken o geldi, kanka kurye çok yakışıklıydı " " sende sırf yakışıklı diye aşık mı oldun" " yani hayır aslında" sözümü keserek " tabii tabii" kapıyı açarken konuşmaya devam ediyordum " şey işte post cihazını getirmeyi unutmuştu getirene kadar aşağıda bekledik" " konuştunuz mu?, arkadaşı var mı?" " abi şey 17 yaşında olduğunu söyledi ama daha büyük gösteriyor ve saçları eminem tarzı ve Gözleri mavi buz mavisi gibi ama" Kumsal gülerek "sarışın sevmiyorum be" "ah be abi" bir an Kumsal susmuştu " kanka sonra arayacağım seni görüşürüz" " görüşürüz bebeğim" dedim telefonu kapatarak ve odama geçtim.
Çizim yapmayı çok seviyordum zaten bu konuda eğitim alıyorum. Stilist olmak istesemde hala karar verememiştim. Eskiz defterimi alıp kafamda kurduğum bir elbise çizmeyi düşünüyordum. Ve mavi renk olucaktı aynı o çocuğun gözleri gibi, bilgisayardan Lana Del Rey West Coast açıp çizim yapmaya devam ettim. Şarkıya eşlik ederek çizim yapayı çok seviyordum sesim çok kötü olsa dahi, you for the moment, you for the moment boy blue, yeah you hayalimdende güzel olmuştu. Stilist olamasam bile mezuniyetimde tasarladığım bir kıyafeti giymeyi çok isterdim. Tam olarak bitmesede bu günlük daha fazlasını yapmak içimden gelmiyordu. Babam olmadığı için rahattım ders çalış diyen yoktu. Kitaplığımdan seçtiğim bir kitabı ve şiir kitabını alıp yatağıma geçtim. Kitap okurken arada o konuya uygun şiir okumak çok hoşuma gidiyordu uyumlu geldiği zaman postitle içine yazıyordum. Telefonumdan bu sefer Spotify'ı açıp kitap okurken dinlenecekler yazıp kitap okumaya başladım. Bir şeyler yaparken ona uygun şeyler dinlemeyi çok seviyorum. Kitapta ayrılma sahnesi geldiğinde aklıma Nazım Hikmet'in Bir ayrılış hikayesi gelmişti postite yazarken çalan telefonuma baktım bilinmeyen numara normalde açmazdım ama merak etmiştim "Alo" bu günkü kuryenin sesiydi bu Savaşın yani " Savaştı demi" " aynen unutmamışız Venüs demi" " aynen aynen, numaramı nereden buldun yol tarihi için aramamıştın" " uygulamada numaran var ama hani düşüyor o bize ulaşmak için ben de oradan yararlanmış olabilirim" gülümseyerek konuşum " iyiymiş" telefondan sesler geldiğinde " Venüs ben seni sonra ararım istersen iyi geceler" " tabii olur iyi geceler" dediğim anda telefonu kapatmıştı sanırım önemli bir şey olmuştu, Savaş(ama savaş olan değil) kaydedip, kitap okumak yerine telefonumdan notları açtım ve bu gün yaşadığım şeyleri birazcık hikaye katarak yazmaya başladım. Hayal kurmak güzeldi
YOU ARE READING
Fark
Teen Fiction" biz olamayız" genç kadın umursamayıp adamın ellerini tuttu "nereden çıkardın bunu" genç adam kurumuş ellerini kadının zarif sıcacık ellerinden çekti. Ve bir adım geri gitti "çünkü öyle olması gerekiyor" kadın başını olumsuz bir şekilde sallayıp ko...