Her şeyin başlangıcı ve sonu

18 3 2
                                    

Jay'in anlatımı

   Her şey bir yaz zamanı başlamıştı. Haydi gelin her şeyin başladığı yaza geri dönelim.

Tarih = 06.08.95

   Herkes sakindi, hava bile. Bazı kişiler bugün mutluluktan bayram ediyordu. Sonuçta nolucağını kimse bilmiyordu. İşte bir silah sesiyle acıyı her şekilde hissedeceğim yeni bir hikaye burada başlamıştı. O an duygularım darmadağın olmuştu. Bu duyguyu tasfir etmek çok zor. Şimdi size olayları en baştan anlatayım. Ben Jay. Tek başına kalan Jay. Hikayemin bittiğini sanan ama daha yeni başladığını farkeden Jay.

   Sakin bir gün akşamla son bulacaktı. Günün tüm yorgunluğunu oturduğum kanepeyle, elimde ki papatya çayıyla atmaya karar vermiştim. Gerginliğimin geçmesini sağlayan elbette papatya çayımdı. Artık sokakta hiç insan sesi yoktu. Herkes kendi inine çekilmişti adeta. Ailecek evdeydik. Sohbet ediyorduk. Çayımdan bir yudum alıp konuşmaya devam ettim. Konu konuyu açtı derken. Baya saat oturup konuşmuştuk. Ki çoğu zaman ailem ile bu kadar konuşmazdım. Şimdi ise konuşmaktan yorulduğum için dinlenmeye çekildim. Bu boğazım için resmen bir ödüldü. Bir süre sessizce oturduk.

   Anladım ki konuşmamızın sonuydu bu. Nereden geldiğini başta algılamadığım bir şekilde ayak sesleri duyulmaya başlandı. İçeri kedi girmiştir falan diye düşünüyordum. Başımıza gelecek olaylara karşı çok pozitif yaklaşımdı bu. İçerideki kapının gıcırdama sesini duyana kadar pozitif kalmıştım. O an odada bulunan herkes içindeki o garip ama korkutucu irkilmeyle gözlerini kapıya doğru çevirdi. Annemler panikle ayağa kalktılar. Kimse kapıya gidemedi. Kapıya gitmeyi bırak yerinden kıpardayamıyordu. Hep dizilerde böyle görünce şunu söylüyoruz: "Ben olsaydım kalkar hızlıca elime bir şey alırdım. Böyle yapardım, şöyle yapardım." Ve kalan boş cümleler. Yaşamadıkça o anın gerçekten nasıl hissettirdiğini anlayamıyormuşuz. Ben de ayağa kalkmıştım. Belki bir şeyler yapabilirdim ya da sadece o anlık yapabileceğimi sanmıştım.

   Ardından 'tık tık tık' sesler geldi. Birisi kapıya vuruyordu. O kadar korktumki dona kalmıştım. Sonra aniden kapı açılma sesi duyuldu. Belli ki sabrı kalmamıştı.

   Gözlerin hepsi kapıda dikilmiş siyah bereli, uzun boylu, silahlı ve az sonra annem ve babamın kanı olacak siyah gömlek giyiyordu. İlk silah sesi duyulduğunda ailecek birbirimize baktık sonra o kanlar içerisinde yere yığılan babamı gördük. Hemen ardından bir kere daha silah sesi duyuldu. İkinci silah sesi duyulunca annemle birbirimize baktık ve oda babam gibi ağızından kanlar gelerek yere yığıldı. İşte o kadar masum olmayan, gülüşünün arkasında psikopat olan biri, beni kanlar donduran cinayetin ortasında bırakıp kaçtı. Tanrım, çok pişmanım. Genç olan bendim ve benim hareket edip onları kurtarmam gerekiyordu. Ama sadece acınası ve korkak bir şekilde titriyordu vücudum. O an korkudan napıcağımı bilemedim. Birkaç dakikalık şokun ardından annem ve babamın yerde kanlar içerisinde yatan bedenlerine doğru koşup nabızlarına bakmaya yeltendim. Ama nafile onlar çoktan ölmüştü. Adeta dünyam başıma yıkılmıştı.

   Az önce gülerek son konuşmamızı yapmıştık. İçimi pişmanlık kapladı. Keşke onlarla daha fazla konuşsaydım, daha çok sarılsaydım, sevdiğimi dile getirseydim. Ama iş işten çoktan geçmişti. Şimdi vah tüh demem onları geri getirmiyordu.

   Hemen polisi arayıp olayları anlattım onlarda bana sakin kalmamı en kısa zamanda orada olacaklarını söyledi. Bu durumda ne kadar sakin kalınabilirse o kadar kendimce sakindim. Belki de öyle sanıyordum. Benim duygusal bir yapım yoktu, dışarıdan da öyle görünüyordu. Ama bu olay beni derinden sarsmıştı. Dokunsanız hüngür hüngür ağlayacak ve beş saat sonra anca susmayı akıl edilecek bir insanın psikolojisine bürünmüş polisleri bekliyordum. Beklerken birinin dokunmasına gerek kalmamış olacak ki gözlerim ağlamaktan kan çanağına döndü. Çok geçmeden geldiler. Polisler suçluyu yakalayacaklarını söylediler. Olayı geçiştirmiş gibi bir halleri vardı. Rastegele bir şekilde ellerini sallayarak konuştuklarından yaptığım çıkarım böyle düşünmeme sebep olmuştu.

Petite Marguerite | JaywonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin