Mahkeme

109 16 0
                                    


Wooyoung dışarıya çıktığında yüzüne çarpan soğuk havayla ceketine sıkıca sarılmış, babasının kucağında masumca uyuyan bebeğine bakmıştı. San uzun paltosunun arasında sakladığı minik bedeni sarmalarken üzerinde olan bakışların farkındaydı.

"Evi istemediğine emin misin?" Wooyoung o kadar dalmıştı ki düşüncelerine bir an sorunun kendisine yöneltildiğini fark edememişti. Kuruyan dudaklarını ıslatıp bakışlarını kendisine bakmaya bile tenezzül etmeyen yüze çevirmişti.

"Eminim. Dediğim gibi arkadaşımın evinde kalacağım bir süre. Haftasonu Yuna'yı almaya gelirim." O kadar hızlı konuşmuştu ki soğuk havayı her içine çektiğinde ciğerleri sızlamıştı. Kalbinin sızısı ise en dayanılmazıydı.

"Nasıl istersen." Havadan daha soğuk olan bir şey varsa o da San'ın keskin sözleriydi. Wooyoung artık onun eskisi gibi olmayacağını biliyordu, bunu hak etmiyordu çünkü. Ne de olsa boşanmayı isteyen kendisiydi.

San yanındaki korumaları ile arabasına doğru yürürken, hayatındaki en değerli iki varlığın öylece gidişini izledi Wooyoung. Gözyaşları yüzünü ıslatırken ilk defa onları silecek güçlü ellerden yoksundu.

Farkında olmadan boğazından bir hıçkırık kaçtığında yürüyen adımlar bir anlığına duraksamıştı fakat bir süre sonra yoluna devam edip gözden kaybolmuştu.

Wooyoung hayatının en zor kararını vermişti ve bunun sonuçlarına katlanmak zorundaydı. Kızının velayetini kaybedeceğini elbette biliyordu. Hangi hakim üniversite öğrencisi, işsiz ve parasız bir adama bir çocuğu emanet ederdi? Fakat San farklıydı. O şirket sahibi, zengin ve başarılı bir iş adamıydı üstelik mükemmel bir babaydı.

Wooyoung her zaman kendisini yetersiz hissetmişti. San'a ve kızlarına layık olamamıştı hiçbir zaman. En sonunda ise bunu hayatlarından çıkarak düzeltebileceğini düşünmüştü. San çok daha iyisini bulurdu bundan emindi. Üstelik kayınvalidesi daha boşanmamışken bile oğluna nitelikli adaylar bakmaya başlamıştı.

Şimdiden katlanması çok zordu. Onların kokusunu bile doyasıya içine çekemeden veda etmişti. Haftasonu gelene kadar nasıl bekleyecekti şimdi? San onun tüm hayatıydı ve onun mutluluğu için kendi hayatından vazgeçmişti. Şuanda tek dileği ona daha fazla ayak bağı olmamaktı..

Addicted to His Scent (Woosan)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin