Bölüm 1 - İki Yabancı

53 5 0
                                    

Genç kız her yerde Edebiyat öğretmenini arıyordu çünkü yaptığı proje ödevini artık vermesi gerekiyordu . Yine son güne bırakmış ve kendisini uykudan mahrum bırakmıştı . Kahverengi gözleri uykusuzluktan çökmüş görünüyordu . Genç kız arkasından ona seslenen bir ses duydu.

" Balay !"

" Hocam , bende sizi arıyordum ." dedi nefes nefese .

" Onu elindeki projenden anladım Balaycım. Ver bakalım ." Balay , rulo şeklinde doladığı kağıdından lastiği indirdi ve projesini tamamen açtı . Öğretmeninin gözlerinin içine bakıyordu beğenip beğenmediğini anlamak için . Sanki bir şeyler ters gidiyor gibiydi , bunu anlamıştı . Eğer öğretmeni beğenmezse buna çok şaşırmayacaktı çünkü zaten son gece , alelacele yapmıştı.

" Balaycım bu istediğim uzunlukta bir araştırma ödevi değil . Aceleyle yaptığını her halinden anlayabiliyorum . Gözlerinden de geç yattığını anlayabiliyorum. İstersen sana son bir şans verebilirim , biliyorsun yarın son gün yine böyle yetiştirememeni istemem . Senin gibi eksik yapan bir öğrencim daha var , onunla beraber yapın. Ya da uğraşmak istemiyorum hocam dersen ödevini bu şekilde de değerlendirebilirim . "

" Hayır hayır hocam, tekrar yapmak istiyorum."

" O zaman 12/B den Korel Çağlayanla konuş kızım . Onunda ödevi eksikti , bugün kütüphanede beraber bitirir yarın da teslim edersiniz. "

Balay, " Tamamdır hocam , çok teşekkür ederim." derken öğretmeni çoktan el sallayarak merdivenlere ilerlemeye başlamıştı bile. Beraber ödev yapacağı kişinin sınıfını ve ismini sürekli içinden tekrar ediyordu unutmamak için.

12/B' nin en üst katta olduğunu biliyordu , merdivenleri hızlı hızlı çıkarak sınıfı buldu . Kapının önündeki bir kıza " Korel Çağlayan burada mı ? "diye sormuştu . Kız kantinde olduğunu söyleyince teneffüsün bitmemesini dileyerek hızlı hızlı kantine indi . Bu kalabalıkta tanımadığı birini nasıl bulacağını düşünürken kantin sırasının en arkasından bir oğlan " Korel , bana da bir tost alsana !" diyerek en öndeki korel olduğunu düşündüğü kişiye para uzattı. Kalabalığın içinde beklemek istemediğinden merdivenlerin başında korelin gelmesini bekledi . Ya o projesini tek başına yapmak isterse diye düşünürken merdivenlere doğru yaklaşan korel ve arkadaşlarını gördü .

" Korel sensin değil mi ?" diye seslendi .

" Evet , neden ?"

" Sanırım seninde projen eksikmiş , benimde eksik . Sedef hoca yarına kadar beraber yapmamızı istedi ."

"Yarına kadar bitmez ki o . Hem ne ara yapacağız ?"

" Bugün bir şekilde birbirimizi bulup bitirmemiz gerek . Sedef hoca kütüphanede yapın demişti , sanırım orada malzeme de vardır ."

"okul çıkışı gelirim ." deyip kestirip atmıştı korel . Tekrar Balay'ın yüzüne bakma ve veda etme gereği duymadan kalabalığın içinde kayboldu. Balaysa bunu çok da umursamamış ve sınıfına çıkmıştı . Bazen çok fazla gürültü onu bunaltıyordu . Kafası bu günlerde çok doluydu . Bitkin hissediyordu. Eski neşesi uzun zamandır yoktu , tekrar gülen yüzüne kavuşmak için çabalıyordu ama çabası başını ağrıtıyordu. Her şeyi akışına bırakmış ve kendisine iyi bakmaya odaklanmıştı.

Balay tüm dersi başı ağrıdığı için uyuyarak geçirmişti, ta ki sıra arkadaşı onu omzundan dürtene kadar. Sarsılmasına ve yarı uyanık olmasına rağmen gözlerini açamayacak kadar yorgun hissediyordu ve uyanıp bu kalabalığa geri dönmek işine gelmiyordu.

" Balay hadi uyan diyorum . Bak alev gibi yanıyorsun diyorum , Balay !" Sıra arkadaşı ısrarla ona seslenince artık kafasını tamamen kaldırmış ve uykulu gözlerini açmıştı . Pelinin neden 'alev alev yanıyorsun' dediğini düşündü . Her geçen saniye ayılırken kendisini ne kadar halsiz hissettiğini fark etti, elini alnına koydu. Gerçekten de alev alev yanıyordu. Balay kolay kolay hasta olmazdı, kendisine çok dikkat ederdi. Bu duruma şaşırmıştı. Ağzından sadece iki kelime çıktı.

" Ateşim çıkmış." Demesiyle pelin tekrar elini balayın alnına koydu. "Ve inan bana dışarıdan ölü gibi duruyorsun . Gidip izin mi alsan Balay-" Pelin tam konuşurken sınıfın içine nöbetçi öğrenci girmişti . Elinde kare bir kağıt tutuyordu . Parmaklarıyla gözlüğünü dikleştirip kağıtta yazanı okumaya koyuldu.

" Balay Çolak ?"
Kendi ismini duyunca şaşkınlıkla kısık gözlerini aralamıştı balay . "Benim" demişti kısık bir sesle.
" müdür seni odasında bekliyor. "
Kızın ağzından çıkanlarla daha da şaşırmıştı ve müdürün onu neden odasına çağırdığını düşünmeye başlamıştı. Kafasında fırtına çıkmıştı sanki. Beyni allak bullaktı. Sırasından kalkıp müdürün odasına doğru yürümeye çalıştı. Hiç direnci kalmamış gibiydi . Bir derste bu kadar halsizleşmiş olması ona çok garip gelmişti. Yürümeye devam ederken nöbetçi öğrenci cebinden sağlık maskesi çıkarıp hızlıca iplerini kulağına yerleştirdi ve balaya yaklaştı.

"Balay kimseye yaklaşmamaya gayret edersen sevinirim , müdür öyle tembihle dedi."

Genç kızın kafası oldukça karışmıştı ve bir şeylerin ters gittiği çok açıktı. Nöbetçi öğrenci neden maske takmıştı ?

"Neden maske taktın ki ?"
"Bunu müdür açıklasa daha iyi olabilir . Biraz daha uzaklaşırsan sevinirim."

Balay, kızın hasta insanlardan iğrendiğini ve bu yüzden bu şekilde davrandığını düşündü. Müdürün odasının önüne geldiklerinde nöbetçi öğrenci önden gidip kapıyı çaldı ve içerden 'gel' sesini duyana kadar bekleyip kapıyı açtı. Müdür, Balay'ın yüzünü görür görmez masasının altındaki çekmeceden maske çıkartıp aceleyle taktı. Balay için her şey daha da karmaşık olmaya devam ediyordu. Bu insanların nesi var diye geçirdi içinden.
"Balay, gel kızım otur şöyle." Dedi müdür ferhat keskin. Odadaki koltukların biri bir köşeye diğeri ise diğer köşeye itilmiş haldeydi . Balayın gözü sağdaki koltukta oturan kişiye kaydığında daha da şaşırmıştı. Korel Çağlayan. Onda da aynı maskeden vardı. Tam oturacakken müdür, balaya da takması için aynı maskeden uzattı ve beklemeden takmasını söyledi. Genç kız hala hiçbir şeyin farkında değildi. Korel de öyle görünüyordu. Sinirli ve gergin görünüyordu, bir açıklama bekler gibi bir hali vardı. Bir dizini sürekli kaldırıp indiriyordu.

"Çocuklar sizi buraya neden bu maskelerle çağırdığımı merak ediyorsunuzdur eminimki. Bunları açıklamak benim için zor olacak , sizin de anlamanız zor olacak fakat daha fazla beklemeden açıklamam gerekiyor. Korel , az önce ailenden haber aldık. Annen ve babanın kanında yeni ortaya çıkan ve henüz özellikleri tam olarak belirlenemeyen bir virüs tespit edilmiş. Seni kontrol etmemizi ve eğer halsizlik , ateş , şiddetli baş ağrısı gibi belirtilerin varsa seninde %90 bu virüsü taşıdığını söylediler." Korel daha fazla dayanamayıp araya girdi.
"Hocam nasıl yani ?" Sesi şiddetli çıkmıştı. Parmaklarını kütletiyordu , fazlasıyla gerilmişti.
Müdür derin bir iç çekip devam etti.
"Korel dediğim gibi , ailende hızlı bulaşan bir virüs tespit edildi ve yüksek ihtimalle sende bu virüsü taşıyorsun. Kamera kayıtlarından gördüğüm kadarıyla balay ile bir - iki dakikalık bir konuşmanız olmuş. Aranızda bir metre bile yokmuş. Balay da seninle aynı belirtileri taşıyor. Diğer konuştuğun arkadaşların ve öğretmenlerini de kontrol ettik fakat onların durumu gayet iyi. Bir süre daha kontrol edip tedbiri elden bırakmayacağız tabiki ama asıl önceliğimiz sizsiniz. Bir iki saate kadar gelip kan örneğinizi alacaklar. Sadece hasta olmuş olma ihtimalinize karşı kontrol edilmeniz gerekiyor. Şimdi sizi boş bir sınıfa alacağım ve orada sağlık ekibini bekleyeceksiniz..."
İki yabancının kanında aynı şeyler , onları bitiriyordu.

1-BÖLÜM SONU.

Her Çiçek SolarWhere stories live. Discover now