Merhabalar, ben Gül. Şu konuya bir açıklık getirmek istiyorum. Ben Gül karakterini, diğer arkadaşım Açelya karakterini yazacak. Bir bölüm Açelya ağzından, diğer bölüm Gül'ün ağzından yazılacak. Karakterlere kendimizden ve yaşantımızdan parçalar ekleyeceğiz. Bu nedenle bölümler arası yazım, anlatım tarzı farklılıkları olabilir. Birimiz daha karamsar, diğerimiz eğlence odaklı yazar. İyi okumalar.
Bölüm Şarkısı: Lana Del Rey - Art Deco
Ruhuna İmzaya sizde imza atmak istemez misiniz? Okuduğunuz tarihi giriniz.
Evdeydim. Fazla ışık olmasa da Koray'ı görebiliyordum. Odanın içinde seri adımlar atarken diğer yandan Açelya'ya bağırıyordu. Ben ise üzerimdeki elbiseden kurtulmaya çalışırken onları izliyordum.
"Hayır Açelya siktiğimin kâğıt parçasını kaybettiğin için kızmadım. Sadece korkudan mı kaynaklı olduğunu ya da..." Koray sıkıntılı bir nefes verirken kendini koltuğa bıraktı.
"Ya da seni etkilediği için mi çözmeye çalışıyorum. Ayrıca..." Koray'ın bakışları beni bulduğunda kaşlarını çattı.
"Gül gidip yan oda da soyunamaz mısın lütfen!"
Dudaklarımdan alaycı bir kahkaha çıktığında elbisemden yeni kurtulmuştum. "Sanki görmediğin şey. Ayrıca benimle seviştikten sonra eşcinsel olduğunu fark etmemiş miydin? Manzaranın tadını ne zaman tam anlamıyla çıkartacaksın merak ediyorum."
Koray ellerini iki yana açarak, "Eşcinsel olduğumu fark etmemde yardımcı olduğun için teşekkür etmemi mi bekliyorsun?" dedi doğrudan bana bakıyordu.
"Ayrıca ne kadar iddialı, hoş olduğunu benden çok daha iyi biliyorsun."
"Konumuza geri dönebilir miyiz hoş, iddialı ikizim ve gay ortağımız?" Açelya kafasını kaldırıp bize bakarken masanın üzerinde duran giysileri hızla üzerime geçirdim. Bakışlarım Açelya'yı bulduğunda az önce bize seslenmemiş gibiydi. Olanları anlattıktan sonra kulağını Koray'ın itirazlarına ve öfkesine kapatmıştı. Her ne kadar bizi dinlememiş gibi yapıyor olsa da aslında dinlediğini biliyordum. Kendini suçluyordu ve bunu düşünmeden duramıyordu Ona baktığımda ise bunu görüyordum. Bir tek benim görebileceğimi de biliyordum.
"Koray bize biraz izin verir misin?" Başını sallayarak odadan ayrıldığında oturduğum yerden kalkıp yanında oturdum.
"Nasılsın?" Ellerimle oynarken bakışlarımı duvara çevirdim. "Yani gerçekten nasılsın?"
Bakışları kucağındaki ellerinde sabitken düşündüğünü, kendini yiyip bitirdiğini biliyordum. Sessizlik odayı sararken bekledim. Ne olursa olsun beklerdim. Eninde sonunda bana geleceğini, benimle konuşacağını biliyordum.
"Yerimde olsaydın o kâğıdı alamazdı." Bana iki saat gibi gelen aslında iki dakikadan az süren sessizliğin ardından ilk dediği cümle bu olmuştu. Kalbindeki pişmanlığın onu yiyip bitirdiğinden emindim. Gözlerinde gördüğüm hüzün bunu haykırıyordu.
"Hayır, muhtemelen alırdı ama farklı yollarla." Dedim Açelyaya dönerek. "Hangi erkek ikizimi bu kadar kısa sürede etkiledi?" Bunu şakayla karışık söylemiş olsam da tahmin edebiliyordum. Açelya'nın zayıf noktası hoşlandığı, âşık olduğu erkeklerdi. Kötü olan zayıf noktası değildi, bu kozu onların eline vermesiydi.
Açelya bana doğru döndüğünde ifadesiz bir şekilde bana bakıyordu. "Etkiledi mi bilmiyorum, sanmam. Sabah anlamsız bir kriz geçirdim. Sanırım onun etkisindeydim. Yani umarım etkisinde kalmışımdır. Sen sormadan evet, ilaçlarımı alıyorum. Biliyorsun karanlığı sevmem." Dediğinde devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruhuna İmza
Roman d'amour"Karşımda kararlarıyla yaşayan bir kadın görüyorum. Hayatın iplerini elinde tutmuş görünüyor ama aslında öyle değil, değil mi? Aslında hayatın ipleri bu kadını ayakta tutuyor." Karşısında duran kadın sessizliğini sürdü. Karşısında ona bakmakta olan...