"Sen ne diyorsun be aptal şey?!"
"Atar yapma güzelim sadece yanıma otutabilirsin demiştim."
" 'Sadece' haa??! Resmen gel kucağıma otur diyosun be sapık.Ben senin bildiğin kızlardan değilim. Kuş beyinli seni!"
"Ama şimdi bebeğ...". Birden Volkan denilen şu piç kurusunun göğsüne yumruklar atmaya başladım.Hic bir sey yapmadan öyle durdu. Ve bu hareketsiz hâli beni sinir etti. O an sert ve kendinden emin bir sesle irkildim, Onur'du bu.
"Neler oluyor burada. Volkan! Sena! N'apıyosunuz?" Volkan denilen şu pislik herifin az önceki hâlinden bir eser yoktu. Anlaşılan Onur'dan korkmuştu. Volkan ürkek bir sesle "Yo-yok bir şey" demekle yetindi. Onun Onur'dan korkması benim çok hoşuma gitmişti. "Sena?" dedi Onur.
"Ben oturacak bir yer arıyordum,bu şerefsiz boş yer mi arıyorsun diye sordu. Evet deyince de kucağıma oturabilirsin dedi." dedim ve utancımdan sol gözümden bir yaş süzülüverdi.Hıçkırıyordum.Onur'a bunları anlatmaya nedenini bilmiyorum ama utanmıştım.
Kulağıma eğilerek; "Şşşşt.. Sakin ol Sena,ben şimdi o haddini bilmezle konuşacağım." dedi. Volkan'ı kolundan tutup sürükleyerek koridora çıkardı ve duvara yaslayıp yakalarından kavradı. Bende sınıfın kapısından olacakları izliyordum.Sonra,
"Bana bak bir daha o kıza bulaşır...".
"Bulaşırsam n'olur Onur döver misin?".
'Hayır! Sadece o kız okula daha yeni geldi." Elini yumruk yapıp duvara belki iki üç tane yumruk attı. "Onu rahat bırak!" diye tısladı. Volkan gözlerini devirdi, o sırada kapıda onları izleyen beni gördü ve yalancı bir gülümseme yerleştirdi yüzüne. Onur'da bana baktı ve "Rahat bırak o kızı yoksa...olacakları sen düsün!"
Sınıfa girdim ve bir daha o pisliğin beni rahatsız etmemesi için duâ ettim. Ve aklıma bir sey takıldı. Onur , evet evet Onur beni umursuyordu ve korumuştu beni.Bu çok mutluluk verici bir şeydi. Eee tabi benim gibi güzel bir kızı (!) kim korumaz ki?.. O an dalıp gitmiştim.. Yüzümün önünde sallanan ellerle irkildim. "Heyy Sena orda mısın?" Bu sesi bir yerden tanıyordum sert ama huzur verici bir sesti bu. Onur tabiki de kim olabilirdi başka?
"Evet evet burdayım." dedim kocaman bir gülümsemeyi yüzüme yerleştirerek.
"İyi misin?"
"Evet iyi olmamak insanın elinde değil." dedim "Eğer sen varsan." diye mırıldandım.Çok şükür duymamıstı.
"Efendim?"
"Yo-yok bir şey,teşekkür ederim."
"Her zaman." dedi o seksi gülümsemesini yüzüne yerlestirerek."Kantine gidelim mi? Bir seyler yeriz konuşuruz felan,hee?"
"Taaaamaaamm." Kim hayır derdi ki bu teklife,eğer Onur varsa tabikide.
Kantine girdiğimizde herkes birden bize pür dikkat bakmaya başladı. Kantinin tam ortasında duran masadaki grubun içindeki kız "Herkes yemeğine dönsün." diye ciyakladı. Sonra masadaki kıvırcık saçlı mavi gözlü çocuk, "Vay vay vay kimmiş bakalım bu prenses?" diyerek gözlerini bana doğrulttu. "Seni ilgilendirmez Eren!" dedi Onur o masmavi gözlerini büyüterek. "Hadi bakalım öyle olsun ." dedi Eren denilen sevimsiz. Sevimsiz olduğu belliydi çünkü gülmüyordu ve çok itici konuşuyordu.
"Hadi şu masaya oturalım." dedi Onur cam kenarındaki masayı göstererek.Oturdum o oturmadan önce sandviç alıp geldi. Bir tanesini bana verdi bir tanesini kendisi aldı. Ben sandiviçe gömülürken parmağıyla masadaki grubu gösterdi, yani Eren'i ve yanındakileri.
"Sakın,sakın bu gruba yaklaşma ve verdikleri bir şeyi alma.Çünkü onlarda her türlü pislik var. İçki, uyuşturucu, hap, kumar." diyerek sustu.
"Peki okul idaresi bilmiyor mu?" dedim.
"Onlar her pisliği yapar,bir şekilde idareyi korkutmuş olmalılar." diyerek elini masaya vurdu.Onlara nefret duygusu besliyordu ve belli ki düşmanlarıydı onlar.
"Onlardan nefret mi ediyorsun?'
"Hayır,ben hiç bir sey hissetmiyorum sadece intikam almak istiyorum." dedi homurdanarak.
"Yani nefret, öfke, sevgi, aşk bu duygulardan birini başka kimselere de mi hissetmiyorsun?"
"Aşk mı? Ben aşkı sevmem Sena." dedi oldukça ciddiydi bu tavrı hoşuma gitmedi. Masadan kalktım ve sınıfa dogru yöneldim. "Hey dur bi saniye. Nereye gidiyorsun sen?!" Bir an duraksadım ama arkama dönmeden koridorda yüriümeye devam ettim. Sınıfa girdiğimde Selen ordaydı. Umursamadım. Gözlerim dolmuştu. Ağlamak istiyordum,neden bilmiyorum ama sadece aglamak istiyordum. Geçmiş karşıma "Hayır ben hiç bir şey hissetmiyorum." diyo. Ben 'belki' sevgili olabileceğimizi düşünmüstüm.Off ne saçmalıyorum ben. Daha okulun ilk günündeyim ve çocukla daha yeni tanışıyorum.Hakkında belki bilmediğim çok şey var.Ama bir şey beni ona çekiyor gibiydi. O an da koptum resmen. Ağlıyordum hem de hıçkırarak. Selen'in dikkatini çekmiş olmalıyım ki yanıma geldi,kollarını bana sardı. "Ne oldu sana böyle?" Sımsıkı sarıldı bana. "Anlat bakayım?". "Be-ben çok tuhaf his-sediyorum.Sanki birisinden hoşlanmış gibiyim ama bence kendimi kandırıyorum. O kisi beni sevmiyor biliyorum ama hissedemem diyor.Bunu demesi sence saçma değil mi Selen?!" Başımı Selen'in boynuna gömdüm.Hıckıra hıckıra ağladım.
"Kimmiş o ?" dedi.
"Söyleyemem."
"O zaman ben de sana yardımcı olamam güzelim." dedi. Kısık bir sesle "O-nur" dedim.Birden gözleri faltaşı gibi açıldı ve "Abim mi?!" dedi. "Evet .Yani sen şimdi bana bağırırsın çagırırsın felan çok salakça düsünmüşüm."
"Hayır kızım,yani sen salaksın da zaten." gözlerimi devirip ona baktım kikırdamaya başladı.Sinirlerim bozulmustu zaten bide Selen'le uğraşıyordum.
"Dur bi saniye gelicem." dedi ve gitti. 10-15 dakika sonra yanıma geldi. "Neredeydin bakayım sen?" . "Kücük bir çocukmusum gibi soru sormayı bırak.Bugün konferans salonunda bir gösteri varmış.Hani iste okulun ilk günüyle ilgili.Ben ve sen oraya gideceğiz." dedi.
"Ama...". "Benimle geliceksin." Başımı onaylarcasına salladım.Dersten sonra birlikte konferans salonuna gittik bomboştu.
"Eee Selen burası bomb.." Arkamı döndüm ve birde ne göreyim Selen kaybolmuş. Sonra mikrafonla tanıdık bir ses, "Lütfen prenses koltuklardn birine oturur musunuz?" dedi. Bende boş bir koltuğa oturdum.Ahh ne saçmalıyorum zaten bütün koltuklar bomboştu derken sahnedeki perdenin arkasından bir silüet belirdi.Tanıdık bi bedendi bu. Evet ya Onur. Selen'cim beni oyuna getirmişti.
"Konuşabilir miyiz?" Yanına gittim.
"Bak Sena bir kız var ve ben o kızi hep korumak istiyorum.Nedenini bilmiyorum ama bunu yapmak istiyorum.Daha yeni tanıstık ama tavrıyla dikkatimi çekti.Onu önemsiyorum ve sanki midem kelebeklerin yaşam alanı gibi oluyor.Sanki benim yalnızlığımı gideriyor o kisi.Evet daha onu tanımıyorum.Hatta hiç ama ondan galiba onun yanında olmak-" .
Onun konuşmasına izin vermeden "Sen hissetmiyorsun Onur bence o kızı üzme ." dedim ve salondan çıkmak için kapıya yöneldim.Tam o sırada,
"Sena dur gitme!" arkamı dönmedim sadece sabit bir şekilde durdum. Ve bir sonraki sesle irkildim.
-"Seni Önemsiyorum" Bu ses kulaklarımda yankılandı.
Seni önemsiyorum.Seni önemsiyorum.Seni önemsiyorum....