0.3

551 62 38
                                    

tabi siz anneleri tarafindan size emanet edilen cocuklara her bakimdan yetersiz gordugunuz bi kadinin annelik etmesine siddetle karsisiniz ama

.⁠·☆゚⁠.⁠*⁠・⁠。♡。⁠:゚:。゚⁠:⁠。༶.


"O lakabı nereden biliyorsun sen?"

Duymazdan gelip işime devam ederken aynı soruyu sormaya devam ediyordu. En sonunda tezgahın diğer tarafına geçip bileğimden tuttuğunda bakışlarımı ona çevirmiştim.

"Nasıl bildiğini sordum."

"Lee don't know desene."

"Komik değil, bir şey sordum."

"Çükümü öpersen söylerim."

Derin bir nefes verdiğinde bakışlarımı ona dikmiş hatırlamasını bekliyordum. Bir kaç saniye yüzümü inceledikten sonra en sonunda hatırlamıştı ki şaşkınlıkla ağzı açılmıştı.

"Bi dakika- sen?"

Ellerimi iki yana açıp "J.One, ta kendisi." dememle iç çekmişti.

"Jisung ben... Ne diyeceğimi bilemiyorum cidden."

"Aylarca sanaldan konuştuğun kişiyi buluşmaya çağırıp ardından onu ekince diyecek bir şeyinin olmaması gayet normal." konuşmamla beraber resmen gözlerimin önünde parçalara ayrılmıştı. Benim aylar önce ayrıldığım gibi.

"Yemin ederim sana ulaşmaya çalıştım, eğer engellemeseydin-"

"Geceye kadar bekledim Minho. Öğlen 2'de olan buluşmamızdan gece 1'de tek başıma ayrıldım. O da restaurantın kapanış saati olduğu için."

"Özür dilerim ben-"

"Sonra günlerce sana ulaşmaya çalıştım, ama ne mesajlarıma ne aramalarıma baktın. En sonunda da uzatmayıp vazgeçtim."

"İnan bana açıklayabilirim."

"Umrumda değil." diyip bakışlarımı kaçırmıştım. Yalan değildi, şuanda umru kaydımda dahi değildi ama kaç ay önceki Jisung'a sorsanız cümle kuramadan göz yaşlarına boğulurdu muhtemelen. "Aslında iyi oldu biliyor musun? Bu olaydan sonra cidden kendim hakkında düşünmeye başladım ve istediğim kişi olmaya başladım. Hatta oldum bile bence, şuanda karşında hâlâ dik durduğuma göre."

"Anlatmama izin verirsen, beni anlarsın bence."

Arkamı dönüp yarım bıraktığım işe devam ederken konuşmuştum. "Gerek yok Minho, unuttum bile zaten."

"Lütfen, en azından bahanemi dinle. İnanmasanda sadece dinle."

"Ama sen beni görünce hatırlamadın bile, insanlara değersiz hissettirmeyi cidden beceriyorsun Lee Know. Şimdi izninle, müşterilerim bekliyor."

Derin bir nefes verip son sözlerimi söyledikten sonra dükkandan gidişini izlemiştim. Aylardır içimde duran sözlerden en sonunda kurtulmama rağmen içimde hâlâ nedensiz bir kırgınlık, eksiklik vardı. Belki de onardığımı sandığım kalbimdeki çatlaklardı bu kadar acıtan, belki de içimde hâlâ onu bekleyen Jisung'tu.

Slave 4 U ✧ MinSungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin