Ne yapıyorum? Tabikide kitap okuyorum. Abimin arkadaşları ile buluşmamızdan sonra belirli sürelerle kitap okuyabiliyorum artık. Kapının çalmasıyla oflayarak kapıyı açmaya gittim. "Abi o kıçını kaldırıp bir kere şu kapıya bak beeee" derken açtığım kapıda beliren Anıl, Sezgin abi ve Yavuz'u gördüm. "Naber cimcime? " diyerek yanağımın suyunu sıkan Sezgin abiye göz devirip içeriyi gösterdim. "Abim salağı aşağı teşrif edermi ler? " diye çığırdığımda Anıl gülerek türkçe ağlıyor gibi birşey söylemişti. Sanki sen Türk Dil kurumusun tipe bak.
Odama geçerken abim bir anda bana sarılmıştı. "Bize yemek hazırlar mısın bebem? " şerefsizim aklıma gelmişti böyle diyeceği "Canım sıkılıyordu yapabilirim aslında ama bir şartım var. "" Neymiş cimcime? " Bana test kitabı alırken 1 tane kitap alabilirmiyim? " gülüp kafasını sallamıştı ardından salona yönelmişti. "Gencolar ne istiyorsunuz? " "Aleda hanım rica etsem bize o mükemmel hamburgerini yapar mı? " diyen abime koca gözlerle bakmıştım. "Lan fazladan yaptım ve sonuncusu dün ısıtıp yedin. " "Ama çok güzel yapıyorsun aşkımmm" "Tamam bey" diyerek mutfağa geçtim. Önce hamuru mayalasam iyi olurdu böyle pofidik ekmekli hamburgerlere bayılıyorum. Ama bir yandan şarkı açmamız lazım sarmıyor böyle yemek yapmak. Favori şarkılarımdan birini açıp eşlik etmeye başladım.
Gözü karaydı siyahtan kömürdü
Silahtı vururdu
Delerdi tek bakışta
Yürüyünce saatler dururduZamanmış mekanmış
Dünya kimin umrunda
Ah be gülüm
Sana benden nasıl janti bir yar olur
Sen beni ittinAsıl favori kısmım gelince bağırmaya başlamıştım.
"Bilemezsin kendimden geçtim
Gelemem kendime yar
Gelemem kolay kolay
O zaman gel yanımda kal
Gel de bu gece yıkılsın! "Müziğin kesilmesiyle telefonuma baktım, daha doğrusu telefonumu elinde tutan şahsa baktım. "Yavuz? " kafasıyla yan tarafını işaret edince abimlerin üst kattaki salon yerine bu katta olan ve mutfak ile birleşik olan minik salona geçtiklerini fark ettim. "Sesin güzelmiş bücür. " diyen tdk Anıla baktım. "Neyim kötü ki? " diyip saçımı savuracakken aklıma önümde hamur olduğu aklıma geldi, kıl yapmayalım güzelim hamuru. "Abicim kulaklık takarsın mısın rica etsem. " dediğinde gene canım hayinlik yapmak istedi. Çünkü neden yapmayayım. "Olur." diyip elimi yıkadım ve kulaklığımı almaya gittim.
Geldiğim gibi hızlıca günebakana yazdım
Güneş: Bana şarkı önersene
Günebakan: Enerjik birşey mi istiyorsun?
Güneş: bu şarkı ile hamur yoğurucam o yüzden arabesk ve duygusal hariç herşey olur
Günebakan: Seni yerler- Sezen Aksu
Güneş: sana birkaç saat yazamayacağım görüşürüz
(Görüldü)Güzel seçim.
Sen bizim mahalleye geldin geleli, canım
Bizde ne akıl kaldı ne de fikir, bittik
O endam, eda nedir öyle, hey yavrum
Kaç yıllık arkadaşlar birbirimizi sattıkBen sokak kedisi gibi sürtünüp yerde
Komşunun kızı kampta, sporda, stepte
Terzi Mukadder satıp savdı malı mülkü
Gizlisi saklısı kalmadı, topumuz niyetteSen bizim mahalleye geldin geleli, canım
Bizde ne akıl kaldı ne de fikir, bittik
O endam, eda nedir öyle, hey yavrum
Kaç yıllık arkadaşlar birbirimizi sattıkKulaklık taksam bile bağırarak şarkıyı söylüyordum. Hamuru yoğurma işim bittiği için şarkıya ara verdim ve kulaklığım çıkardığım anda abimlerin odağının ben olduğumu fark ettim. Neden acaba "Öyle oturcaksanız yardım edin. " diyince bu sefer tavana bakmaya başladılar. "Bencede kolonlar çok hoş abi. " diyince abim erkekler döndü. "Taş, kağıt, makas yapalım kaybeden Işık saçanıma yardım eder. " Oyunun kaybedeni Yavuz olmuştu, oflayarak yanıma gelince konuşmaya başladım. "İstiyorsan gidebilirsin. Halledemeyeceğim iş değil. " diyip hamurun üstüne bir bez örttüm. "Ne yapıyoruz Hanımefendi? " diye sorunca güldüm. "Patates kızartması ve soğan halkası yapıcam. Ben soğanları ayarlayıp soslarken patatesleri soyup doğraya bilirsin. " diyerek bize yeticek kadar patatesi tezgaha koydum. Kendim ise ada tezgaha geçip soğanları halka haline getirmeye başladım.
.....
Yaklaşık 1,5-2 saatin sonunda herşey hazırdı sadece köfteler ekmeğin arasına konulucaktı. Abimleri çağırmaya gittiğimde hepsini uyurken bulmayı beklemiyordum. Hepsini tek tek uyandırmakla 15 dakika uğraşıp en sonunda sofraya oturabilmiştik. Çalan zille beraber ayağa kalkıp kapıyı açtım. "Canım anam canım babam gelmiş hoşgelmiş. " diyerek canımlara mutfağı gösterdim. Büyük ihtimalle annemlerin abimlerden haberi vardı.
"Bu sofrayı gene canım kızım kurdu galiba oğlum. " diyen babama tebessüm ettim. Aslında sürekli yemek yapmazdım. Arada abim rica ederse veya annem yardım ederse o kadar yapardım. "Baba buzluğa atarız diye fazladan yaptım oturun sizde yemek yiyin. " dedim ve hızlıca 2 servis daha açtım. Keyifli bir yemek gibisi yoktu, özellikle aile ve aile saydıklarımızla.
.....
666 kelimelik bölümle geldim bölüm bitmedi ben bittim resmen bu nasıl iş neyse yazması keyifli bir bölümdü