1. "Sınır ve Düşmanı"

60 1 0
                                    


Ariana Grande/ Let me love you
Doja Cat/ Streets
The Weekend - Gesaffelstein/ Lost in The Fire
Two Feet/ Twisted
       "         / Had some drinks
Crazy in love
All The Time

Dinlemeniz şiddetle tavsiye edilir..

"Çarşamba günü, saat 17.00'den sonra boşuz. Evet beyefendi gece yarısına kadar açığız. Tamamdır, not aldım. İyi akşamlar."

Demir, parmaklarında tuttuğu kalemle kağıda birkaç yazı yazdıktan sonra telefonu kapattı. İşlem sırasında olmadığı için etrafa sadece loş mor ve mavi ışıklar hakimdi. Tavanda, köşelerde ufak ufak sarı ledler, asılı olan çizimlerinin tablolarını gölgelendiriyordu. Telefona baktı. Saat 22.44'tü. Tam o esnada stüdyonun kapı zili çaldı. Ayağa kalkmasına gerek olmadan oturduğu sandalyenin yanında, duvara monte edilmiş düğmeye basmasıyla kapı açıldı. İçeriye adımını attığını duyduğu müşteriye bakmak adına telefondan başını kaldırırken, "Hoşgeldiniz," diye mırıldandı.

Başını kaldırdığında aynı zamanda ayağa da kalkan Demir, karşısında kendinden yaklaşık on santimetre kısa olan, fakat topuklularının biraz boyuna yetişebildiğini düşündüren kadını görmesiyle yavaşça süzdü. Vücuduna adeta yapışan ve dizlerinin biraz üstünde biten, uzun kollu siyah bir elbise giymişti. Fönlü olduğuna kanaat getirdiği saçlarını arkaya atmasına rağmen perçemleri güzel bir hacimle önüne düşmüştü. Halka küpeleri ve kırmızı ruju birbirine uyum sağlıyordu. Topuklularına baktığındaysa siyah ince topuklu botunu güzel bir şekilde taşımış, bu botlar ve elbiseye gidebilecek en güzel şey olan file çorabını giymişti.

Tanrım! Kadın gerçekten giyinmeyi biliyordu. Kısacası güzel ve farkındaydı. Bu birkaç kilometre öteden bile belli olurdu.

Kadın Demir'e dönerek hafifçe gülümsedi. Girdiği sırada kapanan kapının sesinin ardından, "Hoşbulduk. Müsait misiniz?" dediğinde Demir'e doğru yürüdü. Demir bir an ne diyeceğini bilemedi çünkü bu ışıkların altında, kadını incelemeden durmak nefesini kesmeye yeterdi. Fakat çok geçmeden kendine geldi. "Randevunuz var mıydı?" diye sordu. Genç kadın hafifçe dudaklarını büktü. "Maalesef," derken Demir konuştu. "Maalesef randevusuz müşteri almıyorum."

Kadın bir an üzüldü ve sessizce kendi kendine, "Yetişemedim off." dedi. Adam durdu. "Fakat, şanslı gününüzdesiniz. Gece yarısına kadar müsaitim. O yüzden sizi alabilirim." dedi. Genç kadın gülümsedi. "Teşekkür ederim." diye mırıldandı ve mahçup bir şekilde baktı. Demir düşündü, gerçekten göründüğü gibi biri miydi? diye merak etti. Ardından yüzünü daha çok inceleyebilme fırsatı olduğu için bir an sevindi. "Siz buyurun oturun." dedi ve müşteri koltuğunu gösterdi. Kadın oturunca masanın üstünden bir form ile siyah kalemi alıp ona uzattı. "Bu formu doldurun siz, ben hemen geliyorum." dedi ve mini buzdolabından kendine bir bira çıkardı.

Hafif bir şarkı çalıyordu. Genç kadının hoşuna gitmişti bu. Ortam fazlasıyla güzeldi. Ve düşündüğünün aksine adam da bayağı güzeldi. Siyah askılı bulüzünden belli olan kaslarının üstünde güzel çizimli dövmeler vardı. Ne çok fazlaydı, ne de çok az. Esmer tenine yakışmıştı. Saçları dağınık olmasına rağmen hafif kirli sakalıyla bütünleşmiş bir şekilde güzel duruyordu. Altına bol ve gri bir eşofman giymişti. Uzundu ve heybetliydi de. Genç kadın görüntüsünden ve ses tonundan fazlasıyla etkilendiği bu adamı merak etmeye başladı.

Formu doldururken elinde gördüğü birayı içtiğini görünce içinde sebepsizce korku oluşmadı. Çünkü İzmir'in en çok konuşulan dövmecisiydi ve içmesine rağmen dövmelerinin birer şaheser olduğu aşinaydı.
Garip bir şekilde güveniyordu.

Formu doldurduktan sonra yanına gelip dibindeki koltuğa oturan adama uzattı. Demir yavaşça formu okudu. Kadının adı Begüm'dü. Yirmi iki yaşındaydı. Şaşırdı. Fakat belli etmedi. Böylesine alımlı ve çekici bir kadın, küçüktü.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 25, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Bologna'daki PencereHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin