Hikaye burada bitti. Ne bir evet ne bir hayır.. konuşmanın üzerinden geçen uzun gece henüz sabaha varmadan okula gittim. Hademeler yerleri silip süpürürken onlara yardım ettim. Sandalyeleri yerleştirdik, ocakta henüz demlenmiş çay ve yine hademelerin aldığı simitlerle kahvaltı yaptık. Dişlerimin arasında kalan susamlari lavaboda temizledikten sonra gelip yerime oturdum. Su içip tuvalete gittim çay içip tuvalete gittim. Oturduğum masam ve sandalyem değişmedi. Benim arkadaşlarım onun arkadaşları ortak arkadaşlarımız sırasıyla masadan geçtiler akşama kadar. Akşama kadar 25 çay, 6 su iki paket tekel 2000 bitirdim. Kimseyle konuşmadım kimseye gülmedim kimseye ağlamadım.. Akşam geç vakitte herkes gidip gece vardiyası hademeleriyle birlikte sandalyeleri ters çevirip çıktım okuldan.
Ertesi gün ve ertesi gün. Canımın yarısı okula gelmedi. Haftasonu geçti. Sonra bir kaç gün ben gitmedim. Çay su sigara nöbetime Hocanın yerinde devam ettim. Kahveyi Hocayla birlikte açıyor, onunla birlikte kapatıyordum. İçten içe okul bitmese de en azından kahvehanede çalışabilecek bir tecrübe edindim diye espri yapsam da olayın hüzünlü ağırlığı gülmeme engel oluyordu.
Şiirler yazdım, kalpler çizdim defterlere, şarkılar dinledim. Ne çok şarkı dinledim. 14 şarkıdan oluşan bir kaset yaptırdım kasetciden. Favori listem, ilk şarkı
"Şimdi uzaklardasın hayallerdesin
Rüyalardasın
Kendi derdimle
Derinlerdeyim"Canımın yarısı çekilince oyundan, yarım canla yapamadım. Okulu boşladım. Nihayet bitiremedim şehir dışında bir iş buldum. Terketmek kaçmak daha kolay geldi. Kahramanlar listesine adımı yazdıramadım. Şehri terk ettiğim gün zeytin gözlü sultanımın düğünü vardı. Ortak bir arkadaşımızla... Kalsam düğüne de katılmam gerekiyordu. Gitmeyi seçtim.