"İkarus'un başarmak için tek yapması gereken geceyi beklemekti."
-
"Delphine?"
Yaklaşık yarım saattir boş boş baktığım dosyadan kapı sesini duyunca başımı kaldırabilmiştim.
"Gir." diye seslenirken elimle ensemi ovdum. Bu acıları istediğim işi yaparken çekiyor olabileceğim aklıma gelince iç çektim.
Bugünün bitmesi ve akşam köpek barınağına gitmek için sabırsızlanıyordum. Şu sıralar huzur bulabildiğim sayılı yerlerden biriydi. Minik dostlarım olmasa bütün gün burada stresten can çekişirdim. Ofisteyken bambaşka biriydim ve aslında iş dışında fazlasıyla mutluydum. Eğer insan kaynaklarıyla uğraşmak yerine asıl mesleğimi yapma iznim olsaydı belki işteyken de mutlu olurdum. Şimdilik sadece bir hayaldi.
Odaya asistanım girdiğinde geriye doğru yaslanıp ne diyeceğini bekledim.
"Bay Phipps seni odasına çağırıyor."
"Neden olduğunu söyledi mi?"
Suratında oluşan ifade bana cevabımı verirken ayaklandım, o da ellerini iki yana açıp omuz silkmişti. Babam üç gündür düzenli olarak şirkete uğruyordu, onu buralarda görmek ve bir şirketinin olduğunu hatırlaması yeterince garipken şimdi de odasına çağırması elimde olmadan endişelendirdi. Önemli bir şey olduğunu varsayarak hızlı adımlarla asansöre ilerledim.
Odasına ilerlerken neyse ki etrafta telaşlı bir hava yoktu, biraz da olsa rahatlamıştım. Büyük ihtimalle işle ilgili şeyler sorup beni sıkacağını düşünerek kapıyı tıklattım.
İçeri girdiğimde camla toplantı salonu olarak ayrılmış kısımdaydı. Eliyle selam verdiğinde ilerleyip yanındaki sandalyeyi çektim ve oturdum.
"Bir şey mi oldu?" diye direkt konuya girmiştim, beni boşa çağırmayacağını biliyordum.
"Birden çağırdım ama... Konuşmak istiyorum. İşin var mıydı?"
"Sorun değil," dedim her zamanki gibi. "Konuşabiliriz."
Derin bir nefes alıp ne söyleyeceğine karar verir gibi durduğunda yerimde iyice gerilmiş, tüm rahatlığım yok olmuştu.
"Şirkette çok iyi iş çıkardığını görüyorum. Haftalardır yokum ve bir yönetici olarak bütün ipler elinde. Tek açığını görmedim. Seninle gurur duyuyorum."
Söylediği hiçbir şey boşa değil. Her adımı planlıdır. Bu yüzden bende hiçbir güzel duygu uyandırmadı.
"Teşekkür ederim ama," Şüpheyle süzdüm onu. "Bu konuşmanın sonu nereye gidecek?"
Yine sıkıntılı bir nefes aldı. Kötü bir şey mi söyleyecekti?
"Resmi olarak CEO olmaya hazır olduğunu düşünüyorum."
Aslında şaşırmam anlamsızdı çünkü haftalardır gelmeyişinden belliydi. Ama yine de kendimi tutamamıştım. Emeğimin karşılığını elbette alacaktım. Her istediğini yapıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
young god | malik
Fanfiction"Aşk, zayıflıktır, Icarus. İnsanoğlunun en ölümcül ve kutsal silahıdır aşk. Çünkü tek bir nefesle seni yıkıp geçebilir. Ve nefret de aslında umursamanın farklı bir türüdür." - zayn malik au. 3001'23 ©zainftme