nct reaction 𖥔 ּ ִ 𖦹

ະ﹢ ˖ lucas❗️

Felaket vurmuştu; uzaylılar Hong Kong'a gelmişti. Canavarlar insanlara benziyordu ama gözlerinin beyazları gitmiş, yerini uçsuz bucaksız bir siyah almıştı.

Terk edilmiş bir depoya kaçmayı başardın, ürkütücü bir acil durum jeneratörünü kırmızı yaktın.

En azından terk edildiğini düşündün...

Aniden cam kırılma sesi duydun ve kafanı sese doğru çevirdin. Suçluyu gördüğünüzde meşaleniz yere düştü.

Senin yaşlarında bir adamdı - uzun boylu, esmer ve kesinlikle büyüleyici. Geniş omuzları, bronz teni ve kalın dudakları vardı. Onunla ilgili her şey seks çığlıkları atıyordu.

"Bana gözlerini göster!" diye bağırdın, adrenalin damarlarında hızla geziniyordu.

Adam ellerini evrensel bir teslimiyet işaretiyle kaldırarak sana doğru yürümeye başladı.

"Gözlerim normal, bak." Derin sesinden güven ve sakinlik sızıyordu, senin bitkin tavırlarının tam tersi.

Kalın kirpikli gözlerinin parlak beyazlarını görünce titrek bir nefes verdin. kesinlikle insan ve kesinlikle muhteşem.

"Bu arada ben Lucas. Yorgun görünüyorsun."

Lucas hiçbir uyarıda bulunmadan güçlü kollarını sana doladı ve seni sıcaklığıyla sarmaladı. Açıklanamaz bir şekilde, yabancının kollarında kendinizi güvende hissettiniz. Böylece saatler sonra ilk kez dinlenirken seni tutmasına izin verdin.

"Nasıl hayatta kaldın? Günlerdir kaçıyorum," diye mırıldandın sert göğsüne.

Lucas düşünceli bir şekilde mırıldandı, iri ellerini sırtınızda aşağı yukarı ovuşturarak. Çekirdeğinize hoş kıvılcımlar gönderdi. Biraz sürtüşme için çaresizce kalçalarını hafifçe sıktın.

Bir erkekle herhangi bir şey yapmadan önce ölebileceğini anladığında yüreğin sıkıştı.

Sanki aklını okuyabiliyormuş gibi, Lucas gözlerinin içine bakmak için kucağından çekildi. Bakışlarının yoğunluğu neredeyse ayaklarınızı yerden kesecekti.

"Bunu başaramazsak, son dileğin ne olur?"

Yutkundun. Ya şimdi ya da aslaydı. Kaybedecek hiçbir şeyin kalmamıştı. Kelimenin tam anlamıyla.

"Bakire olarak ölmek istemiyorum..." Fısıldaman, şehir çapındaki alarm zillerinin bitmek tükenmek bilmeyen gürültüsü arasında zar zor duyulabiliyordu.

Lucas'ın bakışları dudaklarına indi, sonra göğüslerine. Yanaklarınız en lezzetli şekilde ısınır. Daha önce hiç böyle bir şey hissetmemiştin.

"Seni öpmemi ister misin?"

Başını salladın.

Lucas eğildi ve aniden dudakları seninkilerle buluştu. Elleri kalçalarına gitti ve seni kendine çekti. Onun öpücüğünü her yerde hissettin - ağzında, boynunda, göğsünde, kalçalarında.

Tamamen bunalmış haldeyken Lucas'ın seni yere indirmesine izin verirsin. Gömleğinin askılarını çekmesine, daha önce kimsenin dokunmadığı yerden sana dokunmasına izin verdin.

Dudakları, katıksız zevkle tüketilen vücudunu okşarken sen gözlerini kapalı tuttun.

Kendi yarattığın karanlıkta yıkanırken, Lucas'ın gözlerinin beyazının nasıl yavaş yavaş kaybolup yerini karanlığa bıraktığını fark etmedin.

Ne dilediğine dikkat et...