otto

259 34 9
                                    

┊Gabrielle Aplin-Ghosts┊


Bıktım ve sıkıldım.

Penceremde takılmaktan.

Geçmiş deneyimlerimden öğrendim;

Yağmur asla çiçeklerin büyümesini sağlamaz.


Feliciano karşısındaki devasa boyuttaki yarısı tamamlanmış tabloya bakarken ilk defa bu kadar eğlendiğini düşündü.Eline ince detaylar için kullandığı fırçasını alıp kurumuş olduğunu umut ettiği genç adama yöneldi.Paletinde hiç siyah rengin kalmadığını fark edince biraz siyah renk kattı.Gülümseyerek detayları eklemeye başladı.Detayları bitirince elini yüzüne sürdü.Yüzü simsiyah olmuş olabilirdi,ancak umursadığı söylenemezdi.Zaten önlüğü sanki binlerce rengin saldırısına uğramıştı.

Tablonun yarısını bitirdiğini fark edince ölümünün yaklaştığını fark etti.Nasıl bir ölüm ona yakışabilirdi? İntihar gibi olsun istemiyordu.İntiharı hep Tanrı'nın evine izinsiz girmeye benzetirdi.

Belki de unutulması en güzel yol olabilirdi.Ancak bunun imkansız olduğunu biliyordu.Yavaşça yere oturup dizlerini karnına doğru çekti.İnsanların ona yalan söylemesinden nefret ediyordu.Sevdiği kişilerin teker teker gitmesini izlemişti,aynısının Ludwig'e olmasını istemiyordu.

Yanaklarında ıslaklık hissedince ağladığını anladı.İçini boşaltmak istiyordu,ancak bunu yaptığında duramayacağından korkuyordu.

''Feliciano?''

Feliciano başını kapıya çevirdiğinde Ludwig'i gördü.Pencereden yansıyan güneş ışığı yüzünden gözlerini kısmak zorunda kalıyordu,ancak bu ona baktığını gizleyemiyordu.

Feliciano hâlâ ağladığını fark edince yanaklarını hızla silip ayağa kalktı.Ludwig'e sarılarak ''Gelmeni beklemiyordum.Hazırlıksız yakalandım.'' dedi.Ludwig Feliciano'nun sarılmasına karşılık vererek ''Neden ağlıyordun ve bu tablo-'' dedi.Feliciano Ludwig'in konuşmasını bölerek ''Güzel,değil mi?'' dedi.Bir eliyle Ludwig'in elinden tutup diğer eliyle tabloyu gösterdi.Ludwig başını onaylar bir şekilde sallarken ''Renklerin uyumuna dikkat etmeye çalıştım.'' diye ekledi.Ludwig ''Şuradaki büyükbaban değil mi?'' diye sorunca bakışlarını tablonun en başına yöneltti.Kucağında iki tane çocuğu tutan adama gülümsedi. ''Evet.''

Ludwig kaşlarını kaldırarak ''O zaman bu senin hayatını mı anlatıyor?'' dedi.Feliciano başını sallayarak ''Hep böyle bir şey yapmak istemiştim.Ancak Lovino'nun ölümünden sonra artık başlamam gerektiğini anladım.'' dedi.Ludwig tabloya yaklaşarak ''Şuradaki küçük biraz beni andırmıyor mu?'' dedi.Feliciano nereyi gösterdiğini anlamak için eğildiğinde Kutsal Roma'yı gördü. ''Sana bahsettiğim ilk aşkım.'' dedi zorla gülümseyerek.Sonra tablonun başka bir bölümünü gösterip ''Burada bana çiçek vermişti.Teşekkür etmek istemiştim ancak nedense uzaklaşmıştı.'' dedi.Ludwig'in cevap vermediğini görünce Ludwig'e baktı. ''Ludwig?''

Ludwig biraz silkelenip ''Ah,buradayım.'' dedi.Feliciano endişeli bir ses tonuyla ''Sorun nedir?'' diye sorunca Ludwig gülümseyerek ''Sadece bir şey hatırladım.'' dedi.Feliciano nefes almayı unuttuğunu fark edince derin bir nefes aldı.Yüce Tanrım,yoksa... Yatağa oturup ''Bana anlatabilirsin,Ludwig.'' dedi gülümseyerek.Ludwig birkaç saniye tereddüt etse de ''Sana yüzük verdikten sonra küçük bir kıza çiçek verdiğimi gördüm birden.Çizdiğin resim bunu hatırlattı.'' dedi.Sonra Feliciano'nun ona parıldayan gözlerle baktığını fark edince ''Ama her neyse,o kadar da önemli bir şey değildi.Muhtemelen şokun bir etkisi.'' dedi.Feliciano'nun gözlerinin yaşlandığını fark edince ''Ne oldu?'' diye sordu.Feliciano ona büyük bir gülümseme verip ''Hiç.'' dedi.Yanına gelip dudaklarına dokununca Ludwig,Feliciano'nun elini dudaklarından çekip dudaklarını onun dudaklarına bastırdı.

Nostaljik.

Öpücükleri daha tutkulu bir hale gelirken Feliciano dudaklarını çekti. ''Nefes almam gerek,biliyorsun.'' dedi gülerek.

Ludwig biraz kızarsa da pencereden gelen batan güneşin ışığı bunu örtüyordu.Feliciano yeniden dudaklarına kapanınca kollarını Feliciano'nun beline doladı.Sanki birbirlerine uzun bir zamandan sonra kavuşmuş sevgililer gibiydiler.Feliciano'yu yavaşça yatağa doğru götürürken öpücükleri daha fazla tutkulu bir hale geldi.

┇✕✕✕✕┇

Feliciano Ludwig'in uyuyan yüzüne bakarken gözyaşlarının yanağından akmasına izin verdi.Uyurken çok huzurlu gözüküyordu...Aynı onun gibiydi.

Yavaşça burnunun ucunu öptükten sonra kollarını Ludwig'in bedenine dolayıp fısıldadı.

''Bentornato.''


Yakında hepsi parçalanacak.

Ve onların yolları hiçbir yere çıkmıyor.

Ve gülen tek kişi sen olacaksın.

Onların çiftleri gözden kaybolurken.


Bentornato: Yeniden hoşgeldin. ((İtalyanca))


Selamlar (●'ω`●) *:・゚✧ Şu Ludwig'İn hatırladığı şey konusunda bir açıklama yapmak istiyorum. 'Buon San Valentino' nun mangasında Ludwig'in beyni yanmışken ((Güldeniz'den deyimler)) Ludwig Chibitalia'yı ve ona çiçek verdiğini görüyor.Yani benim uydurduğum bir şey değil ʕ ᵒ̌ ‸ ᵒ̌ ʔ

Hima ne yapmaya çalışıyorsun (  ゚,_ゝ゚) Bizi öldürmek mi istiyorsun?!

İyiyim.Ve evet,yaptılar...Bakmayın zaten yazarken çok utandım ve ayrıca ; doujin okuyup geldim,beni yargılamayın. (('How cute is my wife' okumanın zararları: vol 1)) Ama çok güzeldi ehehehe.

Her neyse,oy vermeyi ve düşüncelerinizi belirtmeyi unutmayın! Benim için önemliler! Ciao ᕙ( ͡° ͜ʖ ͡°)ᕗ *:・゚✧

tears of an angel //geritaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin