Anlamsız bir yaratılış

34 29 11
                                    

Önce biraz bilgilendirme! <3
(?:)) = Karakter (?) konuşuyor.
+++ = Zaman aralığı

~~~~~~~~~~~°~~~~~~~~~~~~

Yıl 3048, artık yönetim sistemi kökten değişti. En azından şimdilik. Mars gibi hiç uydusu olmayan gezegenlerin artık 100 den fazla uydusu var ve gezegen sayısı 80 den aşkın. Artık her gezegende yaşam var, ama bizim konumuz ana ve her zaman ana kalıcak Dünya'da ve uçsuz bucaksız bir kara delikte geçiyor. Yunan mitolojisinde her gezegenin bir tanrısı vardır. Ama artık gezegen sayısı kontrol edilemeyecek kadar fazla. Bu zamanda da işe yarı tanrılar giriyor. Yarı tanrıların mitolojik tanrılardan farkı ise onların her hangi bir kitapta ya da başka astronomik bir eserde yazılmamakla kalmakta ve bahsettiğim kara delikten yıldız tozuna dönüşene kadar ayrılmamalarıdır. Bu yarı tanrılar herkül gibidir. Hem ölümlü, hem de fazla güçlülerdir. Onların başında duran hiç kimse yoktur ve dünyalılardan hiç biri karadeliğe giremez...

(A:)) Biliyor muydun, insanların hanahaki hastalığı adlı çok garip bir hastalığı varmış. Yakalanan kişiler tek taraflı aşık olan kişiler olup öksürdüğünde ciğerlerinden kan ile birlikte çiçek yaprakları gelirmiş. Bunun nedeni ise aşık olduğunda ciğerlerinde açmaya başlayan çiçeklermiş.

(D:)) ... Sen bunları nereden öğrendin? Eğer "En???" duyarsa keser seni.

(A:)) Sıkıntı yok Damon, kendimi tutabiliyorum merak etme. Hem sana da güveniyorum..

(D:)) Bence o kadar güvenme tatlım, her zaman seni suyla ıslatabilirim!

+++

Bu çıkışı olmayan boşluğun da kendine özel yerleri vardı. Buradaki koruyucuların olan bitenden haberleri olsun diye bir adette kütüphane koymuşlardı, onların yanında çiçek bahçeleri, yıldız tepesi ve hatta herkesin gezegenleri izleyeceği özel alanları bile vardı. Ama bunlar önemsizdi ve küçük bir koruyucuyu fazla meraktan alıkoyamıyordu. O sıcak ve yakıcı gezegenden bıkmış ve ölümlülerin yaşadığı, berrak suların olduğu mavi gezegini görmek istiyordu. O, çimenlere dokunup kırlarda koşturmak ve kendi hayatını yaşayıp en baştan kurmak istiyordu. Ama yüzyıllardır uğraştığı çabası hiç sonuç bulamıyordu...

Küçük Prens'inki gibi bir hayat istiyordu. Tilkilerle konuşmak ve aşık olmak istiyordu, içi ah çekiyordu. Neredeydi onun yakışıklı prensi? Ama şimdilik yakışıklı prensi gelene dek işi sadece eski kitaplara ve masallara kalmıştı...

(???:)) Senin burada bu kadar uzun zaman durmaman gerekiyor. İşinin başına dön!

Kafasını kaldırıp yukarı baktı ve En???'i gördü. Sinirli bir suratla A???'ya bakıyordu. Hemen ayağa kalkıp, küçük bir bahane uydurdu ve görev alanına gitti. Giderken etrafa baktı, herşey kapkaranlıktı. Ne ağaçlar, ne çiçekler sadece boş ve derin bir toz bulutu. Eğer burada 300 yıldan fazla yaşamasaydı korkudan aklını kaybederdi. Acaba diğerleri neden buraya gayet normal buluyordu? Sadece farkında olan o muydu? Ya da sadece göz yanılmasıydı.

Görev alanına geldikten sonra yıldızın etrafında gezegenlerden başka birşey olup olmadığınına baktı. Hiçbirşey... 100 yıldan aşkın bir süredir hiçbir şey değişmemişti. İzlemenin ne faydası vardı? Ömrünü boşa tüketiyordu...

+++

(N:)) Hey, bir baksana!

(A:)) Evet?

(N:)) E??? günlerdir garip hareket ediyor ve çok halsiz görünüyor. Biz yarı tanrı sayılabiliriz ama galiba E???' nin ömrü tükeniyormuş gibi bir hissiyat geldi içime.

(A:)) ... Bunu daha önce hiç yaşamamıştık. Güçlerinde bir sorun var mı?

(N:)) Onun hakkında pek bir bilgim yok ama dün akşam saçlarının yıldız tozuna dönüştüğünü söylüyorlar ve şuanda Beatrix'te. Onu iyileştirmeye çalışıyor.

(A:)) İstila bizi derinden etkiledi desene. Ya iyileştirilemezse? Kura falan mı çekilecek?

(N:)) Yani, yeni ve işini bilen yarı koruyucu yapamayacaklarına göre ve bir 300 yılın daha geçeceğine göre galiba öyle. Benden duymadın say!

N??? Koşup olayı diğerlerine sormaya gitti. Galiba Beatrix'in işi gün geçtikçe daha çok zorlaşacaktı. Sonuçta tek bilindik ve ismi olan kişiydi. Burada binlerce yıl görevini yerine getirmişti. Bide yarı koruyuculara bakarsak isimleri bile yoktu. Tam olarak tanrı olmadan isimleri gelmeyecekti. Zaten onlarda sadece Yunan mitolojisinin işiydi. Belki bir gün ismi o kütüphanedeki kağıtların birinde olucak ve diğerlerine işe yarar biri olduğunu kanıtlayacaktı. Ama şuanlık sadece istiladan dolayı yaşadıkları büyük göçüğü kapatmaya çalışıcaktı...

-Yazarınız Kimitai-

Güneş Kitaplığı |ARA VERİLDİ|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin